Arjantin, Türkiye ile son haftalarda sıklıkla karşılaştırılıyor. Yaşadığımız ikili döviz kurunun (veya teknik tabiri kullanırsak, çoklu kurun) kat kat daha ileri düzeyini Arjantin yaşıyor. Arjantin’de piyasadaki döviz kuru resmi kurun tam olarak 2 katı. Bizde ise piyasa kuru, resmi kurun sadece %5 yukarısında. Yani (henüz) Arjantin olmadık. Arjantin’le önemli bir ortak noktamız daha var: Bu yıl cumhurbaşkanı seçecek olmamız.
Demokratik bir seçimde azınlığa düşen iktidardan bir “devlet darbesi” bekleyenler; Erdoğan’ın buna tevessül edeceğini düşünenler yanılıyor. Gidip gitmemek bir arzu meselesi değil, mecbur kalma durumu. Rövanşistlere de kötü haberim var. Türkiye değişecek ama onların öfkelerini tatmin edecek yöntemlerle değil.
Yine birkaç eleştiri denemesi. Yine kapanan köşeler, kapatılan sosyal medya hesapları. Ve sessizlik. Beş yıl daha yine kırılmalar, küstürülmeler, uzaklaştırılmalar, can sıkıntıları. Sonra seçimlere bir kala yine sabır tavsiye eden ümitvar bir dava yazısı. Ama beş yıl sonraki Türkiye’de Aydın Ünal’ın davasından geriye ne kalacağı da sabır tavsiyesiyle “son kez Reis” yazmasına bile sabredilip sabredilmeyeceği ise meçhul. Hiç bitmeyen kredi açılan bir iktidar en sonunda her şeye rağmen kendisine destek verecek insanların kaygılarını, eleştirilerini neden dikkate alsın ki?
Özbekistan’da geçen hafta bir anayasa referandumu düzenlendi. Halkın yüzde 90’ı temiz çevre hakkını; idam, sürgün ve zorla çalıştırma yasağını; etkin sosyal devleti; insan haklarına sağlam güvenceleri süslü cümlelerle düzenleyen anayasa taslağına “Evet” oyu verdi. Yeni anayasa metni, 2016’dan beri görevde olan ve anayasadaki iki dönem kuralına göre bir daha aday olma şansı kalmayan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in 2040’a kadar görevde kalmasını öngörüyor. Özbekistan kurulduğu 1991 yılından beri tek adam rejimiyle yönetiliyor, muhalif adayların bile kendisine oy vermediği göstermelik seçimlerle “demokrasi piyeslerine” ev sahipliği yapıyor. İşte demokrasinin değerini anlamak isteyenlere İslam Kerimov’dan Mirziyoyev’e bir Özbek masalı…
AK Parti’nin önde gelen bakan ve yöneticilerinin seçimlere kısa bir süre kala peydahladıkları tuhaf söylemler derin bir aczin içinde olduklarının bariz bir işaretidir ve seçmen de bunu böyle değerlendiriyor.