GÜNÜN YAZILARI

Riyad’da krizi kim çıkardı?

Maç öncesi Norm Ender'in İstiklal Marşı ve 100. Yılı marşını orkestrayla söyleyeceği, tribünlerde Atatürklü ve Türk bayraklı koreografi yapılacağı duyurulan bir maç nasıl Atatürk merkezli krize döndü?

İğne ve çuvaldız

Orhan Miroğlu, bir okula Esat Oktay Yıldıran ismini verilmesinin, Diyarbakır’da bir bulvara Şeyh Said isminin verilmesine karşı yapılmış bir misilleme olduğunu söyledi. Miroğlu, AK Parti’yi tamamen pasif bir özne gibi tasvir ediyor. Devletin içinde kötü niyetli bazı mahfiller var ve onlar AK Parti’ye tuzak kuruyor ve başına çorap örüyorlar. İyi de, AK Parti daha dün iktidar olmadı ki! 21 yıldır iktidarda ve önünde bir beş yıl daha uzanıyor. Evet, ilk iktidar olduğunda AK Parti’nin karşısına dikilen vesayet güçleri vardı. Ama herhalde artık böyle bir güçten bahsedilemez. Geçmişin vesayet güçleri, bugün AK Parti’nin aparatına dönmüş durumda.

İktidarın Kürt meselesi ve laiklik faylarında kurguladığı tuzaklar: CHP birincide iyi gidiyor, ikincide tabanı nedeniyle işi zor

AK Parti iktidarı Türkiye’nin iki başat fay hattı olan Kürt meselesi (“bunlar terörle iş tutuyor”) ve laiklik eksenli kutuplaşma (“bunlar iktidara gelirse dininiz-diyanetiniz kalmaz”) üzerinden etkili bir propaganda yürütüyor. Kemal Kılıçdaroğlu, büyük hataları bir yana, en azından niyet olarak ‘Baykalizm’in düştüğü tuzağa düşmedi ve iktidarın bu araçları kullanamayacağı bir söylem geliştirmeye çalıştı. CHP’nin yeni liderliğinin bu alanlarda ne yapacağı merak ediliyordu, şimdilik görünen şu: Birincide iyi gidiyor, ikincide tabanı nedeniyle işi zor.

Yeni yıl muhasebesi: Nasıl bir Türkiye hayal etmiştik?

Arada bir Tarsus’a gittiğimde, bağların olduğu bölgeye uğruyorum. İçimi bir hüzün basıyor. Gençlik hayallerimizi ve umutlarımızı hatırlıyorum. Her şey çok güzel ve özelmiş gibi geliyor. Halbuki yoksulluk diz boyuydu. Çaresizlik, çıkış yollarını kapatıyordu. Araya giren 60 yılda umduğumuz yere geldik mi? Araba yolu olmayan, kamyonların yolda kaldığı bir köy olan babamın köyü Dedeler’in hemen yakınından Adana-Mersin otoyolu geçiyor. Köyümüz şehrin bir parçası haline gelmiş. Eshab-ı Kehf Dağı ve Yedi Uyurlar Mağarası’nın olduğu bölge hâlâ bakımsız. Ben İstanbul’dayım. Hayatım burada şekillendi. Uzun süredir İstanbulluyum. “Nerelisin?” diye sorduklarında “Tarsusluyum” diyorum.
- Advertisement -

Bir “mantık önermesi” gelir, herkesi susturur!

Zeynep haksız mı? Ülkede laikler ve dindarlar kavga ederken, kendi iktidarları için savaşırken, başörtülü kadınların ne yapması ve nasıl olması gerektiğine kendileri karar verirken, olan kadınlara olmadı mı? Sonuç itibariyle “hepiniz” aynı hizaya düşmediniz mi? Bu ülkede herkes ama herkes hayatının bir bölümünde en az bir kez, “yok birbirinizden bir farkınız” isyanını yaşamıştır. Kemalizm’in din üzerindeki tahakkümünü yaşamış bir toplumduk evet ancak buna cevap verenler de Kızıl Goncalar’a tahammülsüzlüğün de gösterdiği gibi aynı yöntemleri kullanıyor

En Son Çıkanlar