GÜNÜN YAZILARI

Sivili resmisiyle annelerin günleri: Annelerden anne beğenmek

Arşivlerden Anneler Günü’nün tarihine, seyrine bakıyorum. Sivili-resmisi, “siyasisi” ile “Anadolu” manzaraları. Annelerin günleri ile “Anneler Günü” arasındaki “nüans”ta hazin bir tarih yatıyor. Babalar Günü de ayrı âlem, “ana baba günü” de ayrı mânâ… Bir dolu seçmece-beğenmece haber. Bugün de haberlerden “Narin’in annesi”yle “Şirin’in annesi”ni okuyor, feryatlardan feryat beğenip-beğenmeyip, annelerden anne seçip racon bile kesiyoruz bazen.

“Başbuğ”un açılımını hatırlamak…

1993’te Ermenistan’la temas kurabilecek son insan Türkeş’ti ama cesaret edip bu açılımı yapmıştı. Türkeş’in 1993’de Ermenistan ile barış için gösterdiği cesareti, bugün Bahçeli de çözüm sürecinde gösteriyor.

Hind Rajab, dünyayı İsrail’e nasıl dar edecek?

Gazze’deki soykırıma katıldıktan sonra dört senedir planladığı seyahat için Brezilya’ya giden İsrailli askerin tatil keyfi gece yarısı gelen bir telefonla sona erdi. İsrail Büyükelçiliği, Gazze fotoğraflarını “gururla” sosyal medyada paylaşan Yuval Vagdani’den acilen ülkeyi terk etmesini istedi. Filistin destekçisi avukatlar İsrailli asker hakkında suç duyurusunda bulunmuş, federal mahkeme de soruşturma başlatmıştı. Dünyanın dört bir yanında hukukçular, yaratıcı hukuk teorileriyle İsrailli askerleri takip ediyor, gözaltı kararları çıkarmaya çalışıyor. İsrail’in dokunulmazlık zırhını delen bu çabanın formülü ise basit: İsrailli askerlerin şımarıklığı ve evrensel yargı yetkisi.

Suriye’de olan oldu. Peki, böyle mi olmalıydı?

Hiç şüphesiz Esed’in gitmesine ve milyonlarca acılı mültecinin evlerine dönecek olmalarına ben de seviniyorum. Ama yıkım olmadan başka yol takip edilemez miydi? Ben bunu o günlerde aylarca yazılı ve görsel medyada anlatıp durdum. Kendilerini Kanuni Sultan Süleyman ve veziri Sokullu Mehmet Paşa zamanında yaşıyor zannedenler, dinlemediler, neredeyse beni Şebbiha ilan edeceklerdi.
- Advertisement -

Mandela’yı gizlice adadan şehre getirmişlerdi

Süreci yürüten dönemin Adalet Bakanı Rolf Meyer’le çeşitli uluslararası toplantılarda bir araya gelmiş ve dost olmuştuk. Kendi tecrübelerini, çatışma halinde olan ülkelere gidip anlatıyordu. Mandela’yı adadan alıp karaya getirdiklerinde korku ve heyecan içindeymişler. “Bir duyulsa, yaptığımız her şey berbat olabilirdi.” Neyse ki herkes ketum davranmış ve bu büyük operasyon başarıyla yürütülebilmişti.

En Son Çıkanlar