18 Ocak 2022 Çarşamba günü AİHM Büyük Dairede Yalçınkaya/Türkiye başvurusunun paneli yani halk diliyle duruşması yapıldı. Yüksel Yalçınkaya Kayseri’de bir öğretmendi. Terör örgütü üyeliği suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmıştı. Ceza ByLock kullanımı iddiasından verildi. AİHM’deki Türk yargıç Saadet Yüksel son derece donanımlı bir hukukçu ve Büyük Daire duruşmasında heyette idi. Başvurucu tarafına bir soru yöneltti: “Başvurucunun 6 farklı tarihte 308 defa sunucuya bağlandığını gösteren HTS CGNAT kayıtları hakkındaki bilirkişi raporları. Başvurucu bu mahkemenin tüm bu bulguları bir kenara bırakmasını mı istiyor?” Büyük Daire panelini izlediğimden bu yana, hala nasıl olur da 308 satırdan ibaret olan CGNAT kayıtları ByLock sunucusuna 308 bağlantı olarak anlaşılabilir diye düşünüyor ve mantıklı bir cevap bulamıyorum.
Çanların kimin için çalındığını 500 yıl önce duyuran vaiz, şair John Donne’ın dizeleri, aşk, tanrı, ölüm üçgeninde gezinen bir münazara alanı. Şiirleri, “edep”le edebiyat arasında terbiye, ahlak, hicap, haddini bilmekle kurulmaya çalışılan asma köprüleri sarsıyor. Donne “seks” kelimesini “cinsellik” anlamında kullanan ilk İngiliz yazarı. Ve “kadınların yüreğini hoş tutacağı yerde onların aklını karıştıran” bir gafil. Zira ona göre kadınların tek kusuru erkeğine bağlılık.
Henüz 3 sene önceki seçimlerde tarihi bir zaferle yüzde 50 oy alan ve Yeni Zelanda Başbakanı seçilen Jacinda Ardern, 43 yaşında istifa edeceğini açıkladı. Chirstchurch Cami baskını mağdurlarıyla dayanışması nedeniyle takdir toplayan Ardern’in oy oranı, dünya normale dönerken kaldırmadığı pandemi tedbirleri (maske, aşı, mesafe zorunlulukları) ve yükselen enflasyon nedeniyle düşmüştü. Bu yeni koşullarda iknaya odaklanan bir dil yerine daha sert bir söylem benimsemeye, rakip siyasetçilere hakaret etmeye başlamıştı. Ailesine ve kendisine tehditler de eklenince Ardern, başladığı hikâyenin sonunun geldiğini gördü ve tadında bıraktı. Dünyanın en genç kadın başbakanlarından biriydi, şimdi ise dünyanın ilk EYT’li başbakanı. Fakat emekliliğinde, emekli olmamak için her yolu deneyen, yenildiği seçimleri dahi kabul etmekte direnen liderlerden daha mutlu ve huzurlu olacağı kesin.
İktidar, Yeni İttihatçı ideolojik tercihi bu seçim vasıtasıyla onaylatma, ona meşruiyet kazandırma peşinde. 14 Mayıs tarihi bu meşruiyet arayışı için ideal bir sembol. İktidarın ‘Yeter, söz milletindir’ diyerek önümüzdeki seçimleri kazanması halinde ‘Millet’ iktidara gelmiş addedilecek ve muhalefet (ideolojik açıdan) bir bütün olarak ‘Millet’in dışına itilebilecek. O noktadan sonra tek parti iktidarı artık ‘Millet’ in doğal iktidarı olarak sunulacak… ‘Millet’ kendi karşısında gördüğü güçlere ‘Yeter’ demiş olacak ve ülkeyi kendi organik tamamlayıcısı olan iktidara (devlete) teslim edecek.
Altı partinin kendi aralarında bir yönetim şeklinde mutabık kalmaları “vesayet” olarak nitelenemez. Vesayet, dışarıdan dayatılan ve iradeyi sınırlayan bir hali ifade eder; aktörlerin iradeleriyle bir anlaşmaya varmalarına “vesayet” demek, en iyi niyetli yorumla, bu kavramın içeriğini boşaltmaktan başka bir mana taşımaz.