GÜNÜN YAZILARI

Yeni ittihatçılığın müsvedde tarihi (6) ‘otoyol’: Devletle bütünleşme macerasında geri dönüşsüz an: 15 Temmuz 2016

Dışa ‘açılma’ boyutunu da kapsayan sert ‘millîlik’; dozu giderek yükselen Batı karşıtlığı (‘anti-emperyalizm’) ve Kürt antipatisinin Kürt düşmanlığına evrilmesi… 15 Temmuz (2016) sonrasının bu üç temel siyaseti, Gülen cemaatinin devlet dışına sürülmesinin ötesinde bir tahayyülün yapı taşlarını oluşturuyordu. Artık, cemaatten arındırılmış ve ‘millîleştirilmiş’ devletle siyasi iktidarın, ‘her kafadan bir sesin çıkmadığı’ yeni bir siyaset ve toplum düzeni oluşturmak amacıyla oluşturdukları yeni bir ittifak vardı.

Siyah İnci de gitti

Hangisinin daha büyük/iyi olduğu tartışması -muhtemelen bundan sonra da- sürüp gidecek olsa da artık ne Pelé var ne de Maradona. Futbol dünyamıza güzellik katan kahramanlarımız birer birer sahneden çekiliyor. Evvela ‘Tanrı’nın Eli’nden olduk, şimdi de ‘Siyah İnci’yi kaybettik. Pelé, 82 yaşında sahayı terk etti.

Fransa’da seçimler, Türkiye’de seçimler

İki turlu seçim konusunda Fransa’dan alabileceğimiz dersler olduğu en azından benim için açıktır. Tabii ki Fransa ile ülkemizin siyasi gelenekleri birbirinden çok farklıdır. Ama daha vakit varken onun tecrübelerinden yararlanmanın mümkün hatta gerekli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda yalnız olmadığımı ve ilk turda tek veya çatı aday çıkarmak yerine tüm partileri serbest bırakmanın ve ittifak arayışlarının ikinci tura bırakılmasının yerinde olacağını düşünenlerin az olmadığını görüyorum.

Paramparça…

Paramparça hatıralar bazen hatırası değil bugünü olabiliyor insanların. Yaşamı da dön-gel “yaşantı”lar… Hepsi, bir dairenin döngüsünde -zamanla- hızlandıkça bir tayfa dönüşüyor, tüm renkler silikleşiyor. “Beyaz”a yıllar sonra, o tayfın hızlı döngüsüyle ulaşıyorsun. Aklandın sanıyorsun, halloldu sanıyorsun. Oysa tüm renkleri yok ediyor o tayf, bembeyaz oluyor. Beyaz sanki bir gölge değil de renkmiş, beyaz marifetmiş gibi.
- Advertisement -

Bir haydutun portresi

“Padişah, Peygamberimizin emrine itaat etse ve yoluna gitse halifedir. Biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa, Peygambere tâbi olmayıp zulmedenler, padişah da olsalar haydutturlar…” Bediüzzaman’ın bu sözü, “padişahın halifemizdir ve ulu’l-emre itaatin mü’minlere farzdır” söylemi üzerinden, müstebit de olsa yöneticilere itaatle yükümlü olduğumuz şeklindeki, hemşehrisi hamalları da etkileyen anlayışa bir cevap niteliğindedir.

En Son Çıkanlar