Kırk yıl süren meslek hayatım boyunca herhangi bir Türk liderin NATO bayrağını kullandığını, ya da herhangi bir resmi binada bu bayrağın teşhir edildiğini ne gördüm ne de duydum. Yani bilmeyen sanır ki Türkiye “emperyalistler” tarafından zorla bu ittifaka sokuldu, imkan olsa çıkmak için yol arayacak. Nitekim, geçenlerde bir siyasi partinin temsilcisi olarak Moskova’ya gittiği anlaşılan bir iş adamı, Rus muhataplarına Türkiye’nin NATO üyeliğinin bir “gençlik hatası” olduğunu söyleyecek kadar ileri gitmiş.
Platon’un “Şölen” kitabı “Aşk felsefesi” konusunda bir hazine. Bir kere dedikoducu bir eser. O “Şölen”e katılan düşünürlerin her bir şeyi ortada… Felsefeyi bilmem ama -dost arasında- aşkın dedikodusuzu biraz tatsız tuzsuz, yavan oluyor zaten. Gerçi “Aşk felsefesi” de -sıra örneklere gelince- dedikodunun çağıran alanından uzak durabiliyor mu… O da esaslı mevzu. Kitapta Aşk üzerine ne istersen var. Hem de içkili kafayla…
Bugünkü siyasetin asıl anlamını modernleşmenin travmalarından kurtulmak isteyen insanların gerçek bir güven ilişkisi kuracakları diğer insanlarla birlikte kendileriyle yüzleşmeleri belirlemektedir. Bugünkü hesaplaşma farklı ideolojiler arasında değil topyekûn bir bütün halinde ideolojilerin yaşattığı acı sonuçlarladır.
Bakışları durulup sakinleşiverdi birden. Ben de dayanamamışım o suskunluğa. Çaresiz yeniden başlamışım konuşmaya. Öylesine… Havadan sudan laflar. Seyrelmiş, yoğunluğu azalmış, üzerlerinden ağırlıklarını atmış laflar. İlgilenmiş görünüyor. Gerçekten ilgisini çekmeyi başarmış bile olabilirim sonunda.