GÜNÜN YAZILARI

Bana kaset çeker misin?

Karışık teyp kasetleri bazen kişiye özel aşk mesajlarıyla sevgiliye serenat imkânı. Sabra göre 46-60-90-120 dakikalık kesintisiz ilan-ı aşk! Diğer adıyla “karma kasetler”in o yıllardaki Hint filmlerinden keşfedemediğimiz anlamıyla da bir “karma”sı var. “Sana bu kaseti doldurdum” yahut “Bana kaset çeker misin?” öyle durumlarda flört cümleleri, birlikte şarkılardaki dünyaları kurma îmâsı. Birbirini birbirine kaset dolduracak tanıyorsan, ilerde öyle boşlukları doldurmak icat edilen “ruh ikizliği” filan ne kelime. Olmuşsunuz işte…

Bir Siyavuşgil tercümesi: Tiyatro ve Bizler

Bizde eski bir tartışmadır; eser, hayatı olabildiğince gerçekçi bir biçimde taklit mi etmelidir yoksa tam aksine onun içinde yer almayan -ve hatta olağan şartlarda yer alamayacak olan- yanları mı aksettirmelidir? Başka bir ifadeyle, bir tiyatro ya da sinema eserini, içinde yaşadığımız dünyayı görmek ve anlamak için mi izleriz yoksa göremediklerimizi görmek, her günkü halimizden sıyrılıp belli bir süreliğine bambaşka biri olarak kendimizi başka bir gözle izleyip bulmak için mi?

Gurnah ve benim öyküm

Metin Karabaşoğlu’nun editörlüğünde yayımlanan Açıkdeniz dergisi, Temmuz sayısında yazarımız Halil Berktay’la Doğu-Batı ayrıştırmasının tarihi zemini, kökleri, sebepleri, bugüne ve geleceğe dönük sonuçları üzerine uzun bir söyleşi gerçekleştirmiş, bu söyleşiyi Serbestiyet’te de yayımlamıştık. Berktay, Açıkdeniz’in Eylül sayısında bir bakıma bu söyleşinin devamı niteliğinde olan yazısında 2021 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Abdulrazak Gurnah’ın romanlarından yola çıkarak Doğu-Batı ayrıştırması tartışmasını sürdürüyor. Berktay, “çağımızın Çehov’u” dediği Gurnah’ın romanlarını da “deryalar var bu kitaplarda” diye tanımlıyor.

Adaletten taviz Deva olmaz

DEVA Partisi’nde sığınmacı meselesinde iktidardan, olması gerekenden ve kendi eski konumundan daha geri bir noktaya savrulmayı ifade eden bir durumu gözlemlemek mümkün. Bunu sadece Ali Babacan’ın konuşmalarından değil, son yayınlanan “Sığınmacı Sorununun Çözümü ve Düzensiz Göçün Önlenmesi Eylem Planı” başlıklı belgede de görebiliyoruz.
- Advertisement -

Sürekli üzgün ve kaygılı mısınız?

Daha covid-19 bitmeden maymun çiçeği çıktı, ne durumda olduğunu bilmiyorum, kafayı yemek istemediğim için bilerek izlemiyorum. İklim değişikliğini, ne olduğunu ve etkilerinin ne olacağını uzun zamandır biliyoruz. Kafayı yememek için benim bulduğum bir çözüm var. Pasif bir şekilde felaketleri izleyip sessizce delirmek yerine, hiç durmadan direnmek, mücadele etmek, dünyanın başına gelenleri engellemenin tek yolunun kolektif ve kitlesel bir hareket olduğunu hiç unutmamak. Tavsiye ederim.

En Son Çıkanlar