Ümidini kestin annenden. Memeden kesildiğin gün onun da senden vazgeçtiğini anladın. Oysa gece geç saatte baban geldiğinde nasıl da heyecanlanmıştı annen. Kalbi kuş gibi çarpmıştı aşkla. Sonra baban usul usul anlattı annene, sen yatağın yanındaki beşiğinde yatıyordun. Uyuyamamıştın. Babanın ne dediğini anlamaya çalışıyordun. Tütün kokusu ve anason odayı doldurmuştu. Baban eşyalarını toplarken annen usul usul ağlamıştı.
Sergey Loznitsa’nın 127 dakikalık belgeselini izlerken ister istemez insanın aklına az önce haberlerde izlediğiniz fahiş fiyatlarla ve fırsatçılarla mücadele haberleri geliyor. Karaborsacı soğancılar, fiyatları yükselten fırsatçı yumurta lobisi, fahiş zam yapan açgöz halciler, vatandaşın belini büken marketçiler... Nasıl olsa yüksek enflasyon, artan girdi maliyetleri, döviz kuru, Merkez Bankası’nın müdahaleleri gibi karmaşık ekonomik açıklamalardan daha net cevaplar bunlar.
Çok parçalılık, muhalif hareketin, birleşenlerinin tek başına ulaşamayacakları genişlikte bir seçmen tabanına yayılmasının da bir ifadesi aynı zamanda. Önemli olan, bu genişliğin aşındırılmadan bir güç birliğine dönüştürülebilmesi. Bu nedenle, bileşenlerin birbirlerini iten yönlerini bırakıp, çeken yönleri üzerine ortak zemin inşa etmelerini teşvik etmek gerekir. Öte yandan, iktidarla olan rekabetin tuzaklı alanlarından da uzak durmanın önemini unutmamakta yarar var.
Bürokratik kurumlar üzerinden güç devşiren ve halk çoğunluğunun taleplerini yok sayan vesayetçi elitlerin üsttenciliği (“elitist üsttenciler”) ile bunlara karşı geniş halk kitlelerinin desteğini alarak çoğunluk oyu üzerinden siyaset yürüten sağ partilerin hoyratlığı (“çoğunlukçu üsttenciler”) arasındaki çekişme karşılıklı kazanma-kaybetme-rövanş süreçleri şeklinde yürümekte; Türk demokrasisi bu iki uç arasında sarkaç gibi gidip gelmektedir.
Düşünce tarihinin Yunanî köklerinin “Batılı” olarak takdimi (ki kurgunun ötesinde bir fantezi) aslında düşüncenin tamamıyla Batılı bir serüven olarak tasvirinden başka bir şey değil. Ve hazır lokma yemeye alışmış Doğulu aydın da tabii bu zokayı büyük bir iştahla yutuyor!