GÜNÜN YAZILARI

Marksist olmanın müthiş heyecanı

Kendimle epey zamandır beraberim, artık iyi biliyorum ki haklı veya haksız olmaktan, yanılıyor veya yanılmıyor olmaktan tamamen bağımsız olarak, acımasızca mantıklı ve tümüyle tutarlı bir şekilde davranan bir beynim var. Bence haksız değil haklı, yanılıyor değil yanılmıyor, ama böyle bir iddiayla herkesi gıcık etmenin anlamı yok; şu kadarını söyleyeyim: Bu beyin 1975 yazının sonunda artık marksist olduğumuza karar verdi ve kararını bana bildirdi.

Bir Türkiye sorusu: Yoksa eşimi ‘bizimkiler’ mi öldürdü?

Gazeteci Umur Talu 2008’de şöyle bir soru sormuştu: “Milliyetçi, ulusalcı, Atatürkçü, Kemalist, cumhuriyetçi, artık her neyse, kendilerini bu sıfatlarla beyan edebilenlerin, tam da o kimliklerle anılan kişileri (de), kurumları (da) hedef alması nedir? Daha uzak geçmişin kimi olayına da böyle mi bakmalıyız?” (Sabah, 27 Ocak 2008). Ben de cevaben “Evet, tabii öyle bakmalıyız” diye cevaplamıştım Talu’yu. Fakat katledilen aydınların yakınlarının böyle bakmaları kolay değildi. Zaman lazımdı ve zamanı geldiğinde onlar da öyle bakabildiler.

Büyükada’nın ıhlamur günleri…

Ada yaza hazırlanıyor. Yazlıkçıların birer ikişer gelişini izliyoruz. İstanbul’un keşmekeşinden kurtulduğumuz için kendimizi şanslı hissediyoruz. Ama Beyoğlu’nu da çok özlüyoruz. Adada yazlar heyecanlı geçer. Her an her yerde özlediğimiz bir yüz çıkar karşımıza. Kimi zaman kalabalıktan sokağa çıkamayız, kimi zaman kalabalıktan vapura binemeyiz.

Halim Spatar ve anıları

Böyle sert bir hayatın içinde, Halim Ağabey’in insan biriktirmeyi hiç mi hiç ihmal etmemesi, insanı imrendiriyor. Onca zorluğa rağmen kendisini şiir, müzik, edebiyattan uzaklaştıracak hiçbir şeye boyun eğmemesi de öyle.
- Advertisement -

Ya sınavda sorular çalışmadığınız yerden çıkarsa?

Herkesin zannettiği gibi Türkiye seçimlere hamasetin ve milliyetçiliğin tavan yaptığı bir savaş haliyle gitmeyebilir. Bu hamasetin zirve yaptığı 2017, 2018 ve 2019 seçimlerinden farklı olarak artık bunu kaldıracak bir ekonomi yok. Tam tersine iktidar seçimlere negatif değil, pozitif bir kampanyayla da gidebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerde son kez aday olduğunu açıklayabilir, “yetkiyi son kez bana bana verin Türkiye’nin temel sorunlarını çözerek veda edeyim” diyebilir. Peki o sorunlardan biri Kürt meselesi olabilir mi?

En Son Çıkanlar