Holokost’u anlatan Pulitzer ödüllü çizgi roman “Maus” çıplak kadın resimleri nedeniyle müfredattan çıkarıldı… Siyasetçiler Mark Twain’in ünlü Huckleberry Finn romanını müfredattan kaldırılmak amacıyla bir yasa önerisi sundu… Irkçılığı sert bir şekilde eleştiren “Bülbülü Öldürmek” kitabı, içindeki karakterlerin ırkçı ifadeleri nedeniyle zorunlu kitaplar listesinden çıkarıldı… Dokuz eyaletteki kamu okullarında sistematik ırkçılık hakkında eğitim verilmesi yasa ile yasaklandı… Harry Potter kitapları, cadılığı özendirdiği gerekçesiyle bir papaz eşliğinde kamera eşliğinde yakıldı… Burası ABD; McCarthy dönemini hatırlatacak kadar ürpertici kitap yasakları, sistematik sansürler ABD’yi etkisi altına aldı.
Kendi mağarama çekiliyorum ve başımı nereye çevirsem kurtarıcının yüzüyle karşılaşıyorum. Kimi kutsalını tarihten devşiriyor, kimi mevcut liderinde bedenleştiriyor. Kurucusu, lideri, önderi… her biri Mesih’in binbir görüntüsü. Daima kurtarma yahut kurtarılma özlemi. Belki ideolojisiz ve daha çok pragmatik, fakat bu nedenle daha ürkütücü… fikirsiz ve programsız olduğundan anlaşılması zor, pragmatizmi süreçlere göre değişebileceğinden öngörülemez.
Buram buram otoriterlik saçan enerjisi, vücut diline ve söylemine tam yansıyan özgüveni, risklerden kaçmayan cesareti, ne söylerse söylesin, dinleyenlere, söylediklerinin doğru olduğuna dair kendi iç dünyasında sarsılmaz bir inanç taşıdığını düşündürten stili… Bunlar onu, kendisini sevmeyenlerin bile gözünde, kolay yenilmez bir iradeye, bir “survival” ustasına dönüştürüyor.
Galatasaray genç ve dinamik bir takım, bazı şeylerin zaman alacağını ben de biliyorum ama zamanı böyle zırva şeyler ile harcamak hiç doğru değil. Sağlam bir oyun planı için sabretmek doğru ama o oyun, bu oyun değil.
Son uluslararası gelişmeler karşısında, yeryüzüne 1930’ların karanlığı mı çöküyor… diye bir soru takıldı kafama. Rusya’nın Ukrayna çevresine yaptığı yığınağa, Batının tepkisine ve Çin-Rus yakınlaşmasına bakarken, bir vakitler Mihver devletlerinin dünyayı nasıl ikinci büyük savaşa sürüklediğini hatırlamadan edemedim. İlkin, sırf olguları ve çarpıcı benzerlikleri yazacaktım. Gene de yazacağım. Ama önce, hafif frene basmak ve metodolojik bir ihtiyat payı bırakmak ihtiyacını duydum.