Adli bilişim uzmanı Tuncay Beşikçi, Yargıtay’daki Narin Davası dosyasına sunulacak olan raporunu ilk kez cinayetinin yıldönümünde Serbestiyet kanalında canlı yayında anlattı. Beşikçi, Nevzat Bahtiyar’ın telefonuna jandarma tarafından el konduğu sırada, telefonun imaj kayıtları henüz alınmamışken fabrika ayarlarına dönüş işlemi başlatıldığını söyledi: “9 Eylül saat 18.57’de, jandarma muhafazasındaki telefonda sıfırlama işlemi başlatılıyor. Nevzat Bahtiyar’ın telefonu sıfırlanmaya teşebbüs edilmiş ama bilinmeyen bir nedenden tamamlanmıyor çünkü 19.09’da yedekler dönüyor. Dönemeyen veriler olup olmadığını bilmiyorum.”
İmamoğlu, kendisi gibi Silivri'de tutuklu bulunan Fatih Altaylı'ya röportaj verdi: “Bir pazar ziyaretinde sevgi dolu duygularını Kürtçe dile getiren annemin sözlerini anlayamadan gözlerim nemli dinledim. ‘Neden Türkçe bilmiyor? Neden annemiz Türkçe öğrenememiş? Neden bu imkân annemize sağlanamamış’ dedim. Ama sonra düşündüm ve kendime ‘Sen neden biraz da olsa Kürtçe öğrenip aynı vatanı paylaştığın şu anneye birkaç cümle kurmayı düşünmedin?’ dedim.”
Yangın ekoloğu Dr. İsmail Bekar: "Yılda çıkan ortalama 2000 yangından yalnızca 50-100 gibi küçük bir kısmı sabotaj ya da kundaklama. Aynı anda yangın çıkması mutlaka sabotaj ya da koordineli bir eylem olduğu anlamına gelmez. Literatürde bu, senkronize yangın çıkışı olarak geçer. Yangınsız bir dünya mümkün değil. Bunu kimse sağlayamamış ne ABD ne Avustralya ne de hiçbir Avrupa ülkesi. Yangınla beraber yaşamayı öğrenmeliyiz. Odaklanmamız gereken etkilerini azaltmaya çalışmak. Yangınları bastırdıkça ve söndürdükçe, daha sonra çok daha büyük ve kontrol edilemeyen yangınlara zemin hazırlanıyor. Biz bu duruma literatürde 'yangın söndürme tuzağı' diyoruz."
Altan Tan, Serbestiyet kanalında “Yoldaki İşaretler” programında “Allah Adına Yönetmek” kitabını anlattı: “Etnik meselelerde de maalesef siyasal İslamcılar bir proje ortaya koyamadılar. Türkiye'de de koyamadılar. Yani şu an Milli Güvenlik Kurulu ne kadar bu işlerde açısını genişlettiyse onlar da o kadar genişlettiler. Hiçbir zaman Milli Güvenlik Kurulu'nun önüne geçmediler. Geçemediler… İslamcılar hem Türkiye'de hem Mısır hem Irak hem Suriye ihvanında bu işe sahip çıksaydılar ne Türkiye'de bu sol, Marksist, seküler Kürt örgütler olurdu ne de Arap dünyasında sosyalizm bu kadar ilerilerdi.”
"Ali Bayramoğlu ile Bugünler"de bu hafta: “Bundan sonra barış ve otoriterleşme paralel olarak yürüyemez. Bu iki süreç bir yerde kesişecek. Barış sürecinde yol alındıkça, bu süreç ile CHP’ye operasyonları karıştırmama pozisyonu ortadan kalkmaya başladı. Muhalif partiler, komisyonda basit çoğunlukla alınacak kararların konu mankeni olmak istemiyor. CHP, mealen ‘Toplumun en az desteklediği Öcalan'ın koşulları, Karayılan'ın İsveç'e yerleştirilmesi gibi sorunları bize çözdüreceksiniz, demokratikleşme eksenini konuşturmayacaksınız. Bunu kabul etmeyiz’ diyor.”