Kitle, geçmişteki gibi militanca bir duruş sergilemiyor. Tersine, Kandil vurgusundan daha çok, Öcalan ve HDP vurgusu yapıyor. Nedenlerini hendek siyasetine kadar götürebileceğimiz bu yeni durumu, “PKK kitlesinin HDP’lileşmesi” olarak tanımlıyorum.
O kadar alıştık ki nefret söylemlerine, etnik ya da dini ırkçı söylemler o kadar dünyaya hakim görünüyor ki, Ardern’in işaret ettiği basit ve aslında hepimizin bildiği ilkeleri ve kavramları duymak bizi şaşırtıyor ve duygulandırıyor
12 yıl önce bir günlüğüne Ermeni olanlardan rahatsız olanların bir kısmı bir haftadır Yeni Zelanda’daki dayanışma görüntüleri için takdirlerini ve hayranlıklarını dillendiriyor. Herhalde siyasi narsisizm buradaki çelişkinin görülmesini de engelliyor. Çünkü empatinin sadece bize karşı yapılanını, bizim hislerimizi okşayanını seviyoruz.
Bu, bana, geçmişte yapılan benzer tartışma ve gafları hatırlattı. CHP yöneticileri, iktidar partisine, uzun yıllar boyunca, "Haydi kaldır bakalım dokunulmazlıkları" çağrısında bulundu. Oysa, milletvekili dokunulmazlığı, dünya çapında demokrasi deneyiminin gereği olarak oturmuş evrensel bir ilke.
Günümüzün gerçekliğine gelirsek, bu tabirin son günlerde sohbetlerde sık duyulmasının sebebi sanırım toplumsal yaşantımıza dair memnuniyetsizlik ve geleceğe dönük olumsuz bakışın yaygınlaşması. Özellikle yaklaşan yerel seçimler ve bu seçimlerden bizi iyileştirecek herhangi bir sonucun çıkmayacağına dair beklenti epey etkili.