Yazarlar

“HDP kapatılsın” diyenler

Kapatılmış partiler... Tutuklanmış yöneticiler… El konmuş yerel yönetimler... Yurtdışında yaşayan çok sayıda belediye başkanı ve milletvekili... Ne dersiniz? Bu tarihi tecrübe ve bu rakamlar ne anlam ifade ediyor? Kürt meselesinin çözümüne asıl karar verecek olan kitle ya da tayin edici olan işte bu seçmen kitlesi.

ABD ile Türkiye arasında kalmış irtibat görevlisi…

Üç yıldır tutuklu yargılanan ve Türkiye ile ABD arasında krize neden olan ABD İstanbul Başkonsolosluğu irtibat görevlisi Metin Topuz'un yargılandığı davada nihayet karar çıktı. Eylül...

Hangi normalleşme?

Bu kültür bir sivil sorumluluk kültürü değil bir yaptırım kültürü ve toplumu. Neyi yapıp yapmayacağına kendi kafası ve idrakiyle değil, iktidarın koyduğu kurallara bakarak karar veriyor. O kadar ki, legalite ile realite arasında, ya da mevzuat ile hakikat arasından net bir ayırım yok insanların kafasında. Mevzuata bakıp hakikatın ne olduğuna (veya ne olması gerektiğine) karar veriyorlar.

O vekiller AK Partili ve MHP’li olsaydı? (*)

Eğer kesin kararların Mecliste okunması Anayasa ve İçtüzük’ten kaynaklanan bir mecburiyet ise, neden bahse konu kararlar hemen işleme konulmadı da Berberoğlu örneğinde neredeyse iki yıl, Güven ve Farisoğulları örneğinde neredeyse bir yıl bekletildi? Meclisi birden harekete geçiren sebep nedir?
- Advertisement -

2014-15’teki o tuhaflıkları anlatmak Davutoğlu’nun hem hakkı hem görevi

2013’ün ortasında (Gezi) ve sonunda (17-25 Aralık soruşturmaları) yaşanan iki büyük olayın ardından iktidarın tepesinde filizlenmeye başlayan “otoriter yönetim” fikri 2014’te kuluçkaya yatırıldıktan sonra 2015’ten itibaren hayata geçirilmeye başladı. O dönemde, aktörleri Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu olan birkaç kritik gelişme, yönetimin otoriterleşmesinin ayak sesleri gibiydi. Davutoğlu, “devlet terbiyesi” nedeniyle sineye çektiği o günleri bugün artık anlatmalı.

En Son Çıkanlar