Yazarlar

‘12 Eylül öncesi sol mücadele’nin mahiyetini gösteren üç kişisel hatıra

12 Eylül öncesinin kanlı kavgasının darbenin neredeyse ertesi günü bitmesini, kaos ortamını darbecilerin bilinçli olarak yarattığının delili olarak yorumlamak rahatlatıcı olabilir. Fakat ben darbenin kırkıncı yılında rahatsız edici bir tez öne süreceğim: Sol örgütler, evet, darbenin ertesi günü dağıldı, çünkü mücadeleleri gerçekte kapsayıcı ülke iktidarını değil, ‘sol içi’ sınırlı iktidarı hedefliyordu. Darbeyle birlikte ‘sol’ kalmayınca ‘iktidar’ mücadelesi için motivasyon da kalmadı ve oyun bitti.

Kırk yıl önce

Cunta özellikle bıraktı, uzattı, seyretti – ve sonra, küçük yerel kavgaların çok üzerindeki asıl hegemonyanın kimde olduğunu gösterdi. Hamur yoğurur gibi yoğurdu bütün toplumu. Başka bir şekil verdi.

11 Eylül’ü de konuşacak mıyız?

“11 Eylül günü olan anarşi, 12 Eylül’de nereye gitti?” gibi polemik cümleleri, aynı silahla bir gün solcu, öteki gün sağcı öldürülüyordu gibi ispatlanmamış iddialar, bu cinayetlerin ülkeyi askeri darbe ortamına hazırlanmak için işlendiğini söyleyen komplo teorileri, darbenin arkasında ABD vardı gibi büyük analizler ileri sürülüp, bu sorulardan yine kaçılacak. Herkesten özeleştiri isteyen solcular, kimseye özeleştiri vermeyen ülkücüler bu karanlık yılların gerçek bir özeleştirisini yapmadan, neden oldukları ve darbeye zemin hazırlayan şiddetle tam olarak yüzleşmeden ulvi davalarına devam edecekler.

Yılmaz Özdil’in yazısını okurken kapıldığınız deja vu

Yılmaz Özdil’in 9 Eylül’de Sözcü gazetesinde bir tam sayfaya yayılan köşe yazısını okurken, İpek Çalışlar’ın Latife Hanım kitabını tekrar okuyormuşsunuz gibi bir deja vu hissine kapılmamanız elde değil.
- Advertisement -

‘Kapatılsın bu şer yuvaları!’ demek çözüm mü?

Ortada çok ciddi bir durum var ama bir takım grupların yaptığı gibi meseleye ideolojik bir karşıtlık üzerinden yaklaşarak, ‘kapatılsın bu şer yuvaları!’ demek çok kolay da, gerçekçi değil… Gerçekçi olsaydı, 30 Kasım 1925’te çıkarılan kanunla tekke, türbe ve zaviyelerin toptan kapatıldığı dönemden itibaren geçen 20-30 yıl içinde tarikatların ortadan kalkmış olması gerekirdi.

En Son Çıkanlar