Ne olursa olsun, kim ne derse desin, Suriye meselesinde yeni bir ufuk gelişiyor. Bunu olumlu bir gelişme olarak gören Türkiye, Esad konusundaki tavrını yumuşatıyor.
Bunca kan, ayrışma ve gözyaşından sonra, Suriye’nin üniter bir yapı ve yekpare bir devlet olarak varlığını sürdürmesi mümkün değil. Türkiye, Kürt meselesindeki fobilerini bir tarafa koyabilseydi, halen Suriye’nin yeniden dizayn edilmesi sürecinde etkin bir rol üstlenip, barış sürecini de geri getirebilirdi.
Bakanlar neden istifa etti? Her ne kadar HDP’liler bunu “ilkesel bir tavır” olarak sunmaya gayret etseler de, gerçekte bu, basit bir seçim hesabıdır. İstifalar seçim kampanyasının yöneleceği istikameti gösteriyor
Kürt coğrafyası klasik anlamda bir milliyetçi bütünleşme yaşamıyor. Nitekim ayrılıkçılık hala çok zayıf... Ama ortada bir ulusal ‘uyanışın’, bir ‘ortak kimlik hissiyatının’ olduğu da çok açık… Bu duygunun yüzyılların ardından, özel bir dünya ve bölge konjonktüründe ortaya çıktığını unutmamak lazım.
Not until the 1970s would U.S. academics emerge who were writing on Turkey or Turkish-U.S. issues without any official ties. Even today, when the Turkish Republic does attract attention in the U.S. media, the commentary is abysmal, poorly informed or indeed disinformed, and often bigoted.