Cipolla’nın aptallığa dair beş yasası belirli bir insanlık durumu içinde işlev görür. Bir şeyleri yaptığımızda da yapmadığımızda da başkalarıyla etkileşim içinde oluruz. Dolayısıyla hiçbir şey yapmazken bile başkalarını etkileriz. Sonuçta biz de karşımızdaki kişiler de bu etkileşim sayesinde kazanır ya da kaybeder. Ancak söz konusu kazanç ya da kaybı herkes kendi değerleri çerçevesinde tanımlar.
“Önemli konulardan biri bu siyasi partilerin gelecek tasavvurudur. Bu tasavvur, ancak belirli konularda ortak politikaların tanımlanması ile mümkün olur. Nasıl bir dış politika düşünülüyor, devlet dokusu nasıl elden geçirilecek, ne tür bir asker-sivil ilişkisi isteniyor, Kürt meselesi nasıl ele alınacak gibi ucu toplumsal sözleşmeye, farklı gruplar arasındaki ortak noktalara, kimi beklentilere hitap edecek bir siyasi dil gerekli. Ne var ki, bu konuda bu partiler çok geride.”
BAE, darbeden 9 gün sonra darbeyle ilgili çok kritik iki generali MİT ile işbirliği içinde Türkiye’ye teslim etmişti. Bunu yapan başka bir ülke de olmadı. Ve Türk yetkililer en baştan beri BAE’nin darbeyle ilgili bu işbirliğinden haberdardı. Buna rağmen BAE-darbe ilişkisiyle ilgili iddiaları altı yıl boyunca arada bir dillendirmekten çekinmediler.
HDP, siyasetin kritik konusu haline gelmiş durumda. İktidar kanadı, “Haydi yapsınlar da görelim” diyor. Sol kanat aydın ve siyasetçileri içinde, 6’lı ittifakı soğuk karşılayan, HDP’nin dışlanmasını sert bir dille eleştirenler, sağcılara taviz verildiğini düşünüyor.
Post-Erdoğan restorasyonun mevcut koalisyonun iki büyük aktörüyle gerçekleşebileceğini iddia eden bazı kamusal entelektüeller, devletin Weberyan tahayyülle salt tüzel-bürokratik bir zemine oturması ve kimliklere kör bir “makul merkez” kurulması gerektiğini savunuyorlar. (…) “Merkez” siyaset açısından özellikle muhafazakâr temsiliyet bağlamında DEVA ve Gelecek partilerinin rolünü gözardı eden; yurttaşlığın ve demokratik restorasyonun sınırlarını salt seküler sınırlar içerisinde tanımlayan bir yaklaşım Türkiye’nin mevcut gerçeklerine ters olduğu gibi kendi içinde demokratik açıdan da şaibelidir.