Danışmanlık, manevi olarak tatmin edici bir iş, fakat çok önemli bir koşulla: Size danışacak olan kişi tavsiyelerinizi dikkate alacak ve uygulayacak… Son faiz artışlarından sonra, Cumhurbaşkanına birinci tavsiyeleri “faiz artışına izin vermeyiniz” olan ekonomi danışmanlarının psikolojisini merak etmemek elde değil.
Döndüğü Türkiye, yine yüzlerce öğretim üyesinin fikirleri yüzünden üniversiteden atıldığı, siyasi intikam için bir üniversitenin kapatıldığı, en iyi üniversitesine kimsenin istemediği bir rektörün atandığı bir Türkiye’ydi. Entelektüellerinin üzerine kolluk gönderen, karşılaştığı her sorunu kelepçeyle çözmeye çalışan bir devlet olduğu sürece bu kısırdöngü böyle sürüp gidecek.
İlhan Hoca’nın bir anlamda yıllarca sürgün yaşadığı ABD’den Türkiye’ye dönüşü, bana 15 yıl önce Beyoğlu’nda gerçekleşen bir buluşmayı hatırlattı. İlhan Hoca’nın da içinde bulunduğu grubun fotoğrafını çekmiştim.
Esas mesele iki tarafın da gerçekte diğeriyle birlikte ortak hayat kurma isteği taşımaması, ötekini bir külfet, hatta açığa çıkmamış bir düşman olarak görmesidir. Her iki taraf da kendi bilgisinden, kültüründen, medeniyetinden fazla emin… Oysa her iki tarafın zihniyeti de haddini aşan bir gerçeklik varsayımı üzerine inşa edilmiş durumda.
Sınavda ilk dört yüze girdi. Koç Üniversitesi tam bursla kayıt teklif etti. Fakat o Koç Üniversitesi yerine ülkenin her tarafından, her sınıfından gelen, kozmopolit bir yapısı olan Boğaziçi Üniversitesi’nde okumaya karar verdi.