GÜNÜN YAZILARI

İktidardaki “keratalar” arasındaki gerilim bizi ilgilendirmez mi?

Güvenlik bürokrasisindeki tasfiyeler, çetelere operasyonlar, Cumartesi Anneleri üzerinden ılımlılık mesajları, yargıda açıktan suç duyurularıyla, zehir gibi mektuplarla açığa çıkan mücadele, Cumhurbaşkanı seçilme oranı ile ilgili tartışma… Bunlar “keratalar arası sorun” denilip geçilecek işler midir?

Amerikalı İslamofobik emekli diplomat Stuart Seldowitz, neden New York’un helal et pişiren Müslüman sokak satıcılarını hedef seçti?

Bu hafta New Yorkluların bir numaralı gündemi, New York’taki Müslüman sokak satıcılarını taciz edip Müslümanlara ve İslam’a hakaret eden, İsrail’in daha fazla Filistinli çocuk katletmesi gerektiğini söyleyen adamdı. Videoların sosyal medyada yayılmasıyla birlikte İslamofobik adamın kimliği de ortaya çıktı: 30 yıl Dışişleri Bakanlığında çalışan emekli Amerikalı diplomat Stuart Seldowitz. Seldowitz sıradan bir diplomat değildi. Clinton döneminde İsrail-Filistin arasındaki barış görüşmelerini yürüten İsrail-Filistin bürosunda çalışmış, Obama döneminde 3 yıl Ulusal Güvenlik Konseyi Güney Asya Direktörü olarak görev almış, 3 kez meslek onur ödülüne layık görülmüştü. Emekli olduktan sonra Ortadoğu’da savaştan etkilenen sivillere insani yardım yollayan bir danışmanlık şirketinde çalışmaya başlamıştı. Peki yıllarca faşist zihniyetini kibar dilinin ve güler yüzünün arkasında başarıyla saklayabilen bu emekli diplomat, neden New York’un Müslüman sokak satıcılarını görünce kendine hakim olamamış ve itibarını sıfırlayacak bir nefret saldırısına imza atmıştı? Cevabı New York’un kent kültüründe saklı.

Deprem yargılamaları için uyarı: Dikkat bilirkişi çıkabilir

Dört bin dosyaya bakan üniversitemizin raporlarının hiçbirinde depremin büyüklüğüyle ilgili bir değerlendirme yok. Hocalarımıza ulaşan meslektaşlarım bu durumun nedenini sormuşlar ve “bize bu konuda soru yöneltilmedi, sorulsaydı görüşümüzü paylaşırdık” denilmiş. Deprem dosyalarına bakan bir savcımıza neden ivme başta olmak üzere deprem büyüklüğünün raporlarda yer almadığını sorduğumda “ivmeyi neden soralım ki” cevabını aldım. Basitçe şu şekilde açıklamaya çalıştım.1000 tonluk bir yapı düşünün. Yatayda gelen kuvvet için 0,4 g ile 1,0 g veya 2,0 g aynı etki midir? Binalar deprem yönetmeliğinin öngördüğü 0,4 g için tasarlanmışsa, mühendisin veya müteahhidin sorumluluğu nereye kadardır? 2 ayrı üniversitemizin inşaat mühendisliği hocalarından oluşan bilirkişiler deprem büyüklüğünün yönetmelikte öngörülenin üzerinde olması nedeniyle yıkımın ana nedeninin deprem büyüklüğü olduğunu belirttiler. Benim görüşüm, yıkıma etki edecek başkaca bariz bir kusur yoksa deprem büyüklüğünün yönetmelikte öngörülenden fazla olmasının nedensellik bağını ortadan kaldıracağı şeklindedir.

Türkiye’den sürgün Avrupa’da başbakan adayı

Bir önceki hükümette Adalet Bakanlığı yapan Dilan’ın partisi seçimleri kaybetti. Onun Hollanda başbakanı olma beklentisi bir başka seçime kaldı. Dilan Yeşilgöz’ün siyasi başarısı Türkiye’de (sosyal medyadaki spekülasyonları saymazsak) fazla övünç konusu yapılmadı. Kendisi göçmen olan Dilan, göçmen karşıtı bir sağcı partinin lideri. Dersim kökenli bir Alevi Kürt’ün, Hollanda’nın göçmen karşıtı bir akımının liderliğine yükselmesi kaderin garip bir cilvesi.
- Advertisement -

Pek spekülatif bir 50+1 yazısı: Erdoğan zemini yumuşatmak için ‘imkânsız’ı istedi, şimdi ‘mümkün’ü telaffuz edecek

Erdoğan, yalnız Bahçeli’nin değil muhalefetin de ‘hayır’ diyeceğini bildiği halde neden “50+1’i terk edelim” dedi? Çare olarak yüzde 30-35’le seçilmiş başkan modelini öneriyor ama o da biliyor ki bu oranlarla başkanlık sistemi olmaz; gerçekçi değil, kimse kabul etmez ve asla uygulanamaz. Dünyadaki başkanlık sistemlerinin hiçbirinde böyle bir seçim sistemi yok. O zaman da akla şu soru geliyor: Acaba sırada Erdoğan’ın muhalefetin de kabul edebileceği ‘gerçekçi’ önerisi ya da önerileri mi var ve onlar neler?

En Son Çıkanlar