GÜNÜN YAZILARI

“Hocaların Hocası”

Ergun Özbudun, Türkiye siyasetinde asker ve vesayet, güçlü devlet ve zayıf sivil toplum, siyasi partiler ve parti sistemi, anayasa yargısı ve demokratikleşme gibi kritik mevzuları, karşılaştırmalı bir yöntemle, analitik bir temelde ve güçlü bir teorik çerçeveyle inceleyen onlarca eser vermiştir. Onun bu eserlerine nüfuz etmeden, Türkiye’deki siyasetin dününü ve bugününü hakkıyla anlamak olası değildir.

Hayır, bunu sana entelektüeller yapmadı

Nilüfer Göle, hatta Tanıl Bora başka pek çok liberal, demokrat, sol-demokrat aydın gibi zamanında dincileri şımartıp, başımıza çıkaran, ağacın yaşken eğilmesine itiraz eden, Kemalizmi, orduyu eleştirip AK Parti’nin önünü açan hainler listesine eklendi. Ve bir kesimin gözünde sonsuza kadar susmaya mahkum edildi. Bu tek taraflı müebbet susma cezasını bozdukça da “bu hala konuşuyor” tarzı magandaca anti-entelektüel tepkiler, homurtu sesleri duyuluyor. Önyargılarınızın öngörü olduğunu zannediyor, bizi mutlu cehaletimizle baş başa bırakmayıp kafalarımızı karıştırdıkları, kendi mahallerinin dışına çıkmaya cesaret ettikleri için entelektüelleri suçluyorsunuz.

İnanmak, eğlenmeye ve zevk almaya mani midir?

Anadolu’nun dört bir yanında yapılan düğünlerin çoğu kadınla erkeğin epeyce karışabildiği bir ortamda gerçekleşir. Bazı nispeten tutucu yöreler hariç, tüm Anadolu’da kadın-erkek halaya durur, birlikte oynar. Hatta tutucu yörelerde bile kadınlar erkeklerden çok kaçmaz. Bu eğlenme adeti, yüzyılların mirası olan bir gelenek. İslami kültürün bir anda bu geleneği yok sayması, yok etmesi düşünülemez. Onunla zıtlaşması da pek fayda etmez. Örtünme, kapanma gibi olgularla yaşayan çevreler de geleneksel eğlence kültürüne genelde dahil olurlar. Düğünlerde herkes göbek atar. “Allah” diye bağırarak göbek atanlar da vardır.

Kimsesiz Cumhuriyet’in kimseleri…

Ordunun geri çekilmesi, CHP’nin zayıflamasıyla Cumhuriyet’e yön veren, ideolojik olarak onu bir çizgide tutan, giriş çıkışları engelleyen bir ev sahibi de kalmadı. İktidarın, zamanında uğruna ve adına çok dayak yediği Cumhuriyet’i parlatmak, ona sahip çıkmaktaki gönülsüzlüğüyle de kimsesizlerin kimsesi olduğunu iddia eden Cumhuriyet ideali de kimsesiz kaldı. Cumhuriyet Bayramı kutlamaları da. Ama son 10 yıldır Cumhuriyet Bayramı kutlamaları ve bu trendin zirvesi olan 100’üncü yıl kutlamaları gösterdi ki artık kimsesiz Cumhuriyet’in ve Cumhuriyet Bayramı’nın bir kimsesi var; Cumhur’un kendisi. Cumhuriyet nihayet 100 yıldır misafiri, projelerinin nesnesi olan, bazılarının zaman zaman içeri bile almadığı cumhura emanet.
- Advertisement -

Kılıçdaroğlu’nun İçişleri Bakanı’na desteği siyasette yeni bir durum mu?

İktidar-muhalefet ilişkisi, oldukça sert bir siyasi ortamda seyrediyor. Ağır suçlamalar birbiri ardına geliyor. Mahkeme kararları, yargıya güvensizlik gibi konular, gündemden düşmüyor. İçişleri Bakanlığı’na İstanbul Valiliği’nden tanıdığımız Ali Yerlikaya’nın gelişiyle birlikte, operasyonlar ülke çapında yaygınlaştı, sürüyor. Kılıçdaroğlu’nun bakana destek çağrısı yapması, iktidar-muhalefet ilişkisi bağlamında özel bir durum.

En Son Çıkanlar