Yeni Akit gazetesinin manşetinde yine İstanbul Sözleşmesi vardı. Sözleşme’ye karşı olan gazete, Dağılmış Aileler ve Çocuk Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Erol Şahin’le konuştu.
Şahin, kadınların sokaklarda, evlerde, kocaları ve eski kocaları tarafından öldürüldüğü bir dünyada değilmişiz gibi konuşuyor. Şahin sözleşmeyi şöyle değerlendiriyor:
Bu sözleşme, isminden başlayarak cinsel bölücülük temelinde çarpık bir bakış açısı taşımaktadır. Şiddet görenin sadece kadın olduğuna ve tabii şiddet gösterenin ise sadece erkek olduğuna dair bir ön kabul akla ve mantığa aykırıdır.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun hazırladığı rapora göre, 2019 yılında 474 kadın öldürüldü. 2018 yılında da 440 kadın öldürülmüştü. Faillerin büyük kısmını öldürülen kadınların en yakınları oluşturuyor.
2019 yılında 474 kadını kimler öldürdü? 134’ünü evli olduğu erkek, 25’ini eskiden evli olduğu erkek, 51’ini birlikte olduğu erkek, 8’ini eskiden birlikte olduğu erkek, 29’unu amcası, eniştesi, evli olduğu erkeğin babası, kardeşinin evli olduğu erkek gibi akrabalık ilişkileriyle bağlı oldukları kişiler, 19’unu tanıdık, 15’ini babası, 13’ünü kardeşi,
25’ini oğlu, komşusu, çocuklarıyla aynı okulda veli gibi tanıdık kişiler.
Erol Şahin şöyle devam ediyor:
(Sözleşme) dünyadaki bütün erkekleri suçlamaktadır. Şiddetin tek sorumlusunun erkek gösterilmesine dair bu cinsiyet ayrımcısı yaklaşım, temel insan haklarına tamamen aykırıdır.
Okur yorumu
Söyleşiye gönderilen okur yorumu, sözleşmeye karşı çıkanların gerçek duygularını daha çıplak şekilde erkekçi dile getiriyor:
“Hâlâ kasten kör davrananlar var. 1- İstanbul Sözleşmesi, 2- Süresiz nafaka, 3- Velayetin kadınlara verilmesi, 4- Boşanmalarda mal paylaşımı, 5- Boşanmalarda kadınlara maddi ve manevi tazminat, 6- Mahkeme masraflarının erkeklere yüklenmesi. Kadın cinayetlerinin sebepleri bunlardır. Bunları kaldırmadığınız müddetçe asla kadın cinayetlerini durduramazsınız. İstanbul Sözleşmesi’ni ve ömür boyu nafakayı savunanlar, kadın cinayetlerinin failleridir, katilleridir.”