Yalan

 

İç mekân standartlı özenli donatısıyla Lewis Mumford’a “dünyanın en güzel salonu” dedirtmiş Venedik’in San Marco meydanı bir kenarı rıhtım olduğundan su baskınlarına yabancı değildi. Kendilerine özgü becerikli bir alışkanlıkla tahta kalaslarla köprüler yapıp geçici olarak çözerlerdi. Yeni olan hazırlıksız yakalanmaları olmuş. Topyekûn iklim yok oluşuna denk gelmesi nedeniyle bu kez sular alışmadıkları kadar yükselip hayatı felce uğratmış.

Daha da ilginç olan tam da o sırada sanki üstlerine vazifeymiş gibi meydandaki belediyenin “küresel ısınma yoktur!”  mesajını hazırlayıp yayınlaması olmuş.

Muhafazakârlaşarak sağlaşıp birbirine benzeyen dünyanın siyasi muktedirlerinin birbirlerinden öğrenip sürdürdükleri şey yalan ve inkâr oldu. Belediye binasının yanı sıra San Marco katedrali de mozaiklerine kadar tehdit altındaymış.

 

 

“Yalandan kim ölmüş”, yalana işaret eden bir deyiş…

Trump’tan doğru söz bekleyen artık kalmadı da Akdeniz ortaçağının dünya kültürüne bıraktığı en zengin miras olan bir kentin belediye meclisinden dünyanın en genç devrimci lideri liseli Greta’nın enerji sermayesi ve Trump’la tutuştuğu söz düellosunda Greta’nın sözcülüğünü üstlendiği bilimin verileri yerine sermaye ile politikacıların doğrudan kendi çıkarları için söyledikleri aşikâr bir inkâr yalanından yana tavır almaları beklenir miydi?

 

 

Venedik’in o şuursuz meclis iradesine rağmen süren sivil yaşamına anlayışsızlık etme pahasına  “doğanın sopası” deyişini akla getirmiyor değil.

 

Küresel orman yangınları haritası 

 

 

- Advertisment -