Ali Bayramoğlu
“Akşener, muhalefet için pimi çekilmiş bomba olma özelliğini sürdürüyor”
Ben Akşener'in masadan kalkmasıyla ortaya bir tür saflaşma, temizlenme tablosu çıktığını düşünmüştüm. Çünkü malum Akşener çeşitli riskler oluşturuyordu ve hâlâ da oluşturuyor. Akşener bu açıdan pimi çekilmiş bir el bombasıdır. Bu bomba varlığını sürdürmeye devam ediyor. Akşener'in geri dönüşüne duygusal bir tepki vermedim açıkçası. İlk verdiğim tepki, 'Keşke geri gelmeseydi' oldu. Ama bu samimi olarak söylemem gerekirse kişisel ve duygusal anlık bir tepkiydi. Bugünkü duruma bakınca oluşan tablo güçlü bir tablo aslında. Bunu da görmek lazım.
“’Seyircisiz maç oynansın’ diyebilmek, ‘insanlar toplanmasın’ demektir ve bu tipik faşist rejimlerde görülür”
“Maçlar seyircisiz oynansın, insanlar toplanmasın, çünkü bir araya gelen insanlar eleştiri yapabilirler ya da onların mantığıyla bir araya gelen insanlar her zaman provokasyona açıktırlar, kullanılabilirler. Tipik faşist rejimlerde, uygulamalarda gördüğümüz bir bakış açısıdır bu.”
“Olağanüstü hal ilanında ve askerlerin çalışmalara katılmasında geç bile kalındı”
“Olağanüstü hal ilanında geç bile kalındı. Olağanüstü halin o gece ilan edilmesi psikolojik olarak toplum üzerinde pozitif etki yapabilirdi. Bu koşullarda olağanüstü hal; devlet-millet-siyaset, siyaset-toplum, ne derseniz deyin adına, bütün bu güçlerin bütünleşmesi ve tek elden bir yaranın sarılmasına yönelik bir yönetme biçimidir. Asker meselesine gelince... Asker bu ülkenin önemli bir kurumu. Birliklerinde büyük imkânlar var, hiyerarşileri var. Tabii emir komuta askeri birlik komutasında kalır ama siyasetin hizmetinde, idarenin hizmetinde kamu gücü olarak devreye girer asker.”
“Bugünkü siyasal rejimin tanımı: Devlet ile siyasetin tam bütünlüğü ve bütünleşmesi”
“Son dönemde iki büyük gelişme yaşadık; darbe girişimi ve ondan hemen önce Kürt ayaklanması. Bu iki faktörün devreye girmesi ve 'devlet bunalımda, devlet elden gidiyor' kaygısıyla devlet siyaset çatışması yerini devlet siyaset ittifakına bıraktı. Bugünkü siyasal rejimin altında yatan en önemli husus sanırım budur: Devlet ile siyasetin tam bütünlüğü ve bütünleşmesi. Böylece devletin tehlikede olduğu iddiası üzerinden tam seferberlik, Türk milliyetçiliği, iç düşman temizliği, güçlü devlet, güçlü Türkiye gibi temalar öne çıktı.”
“Sinan Ateş cinayeti MHP’nin bir şiddet merkezi ve odağı haline gelmeye başladığını gösteriyor”
“Yargının siyasallaşmış haline rağmen bazı bağımsız adacıkların mevcudiyetini görüyoruz. Bu bağımsız adacıklar daha önce de vardı. Fakat bunlar iktidara uygun olmayan kararlar aldıklarında -örneğin Fethullah Gülen davalarında- hızlı bir şekilde görevden uzaklaştırılıyordu. Savcılığın gözaltıları şimdi de böyle bir adacığı akla getiriyor. Bu kez ortadan kaldırma imkânları ve ortam yok. Bir cinayet söz konusu. Gabriel Marquez'in Kırmızı Pazartesi romanındaki gibi adeta, faili belli. Dolayısıyla bunun üstünü örtmek AK Parti için çok kolay değil.”
“Altılı Masa’daki liderlerin karar mekanizmalarında olması eşyanın tabiatına uygun”
“Bu bir iktidar paylaşımı ve böyle bir çerçeve de doğal olarak bir iktidar işleyişi gerektirir. Bu paylaşımı eğer keskin bir paylaşım olarak düşünürseniz, yani bir yetkiyi, bir bakanlığı, bir partiye verdik, o bildiğini yapar derseniz, evet bu bir vesayete, bir vekalete dönüşebilir. Ama burada işin özünün o olmadığını, en azından şu ana kadar yapılan hazırlıklardan biliyoruz.”
“AYM, kapatılmasına karar verirse HDP Yeşil Sol Parti ile seçime girecek”
“Muhalefet çevreleri, muhalif basın çok heyecanlandı bu karardan. 2019 yerel yönetim seçimlerindeki seçim iptali kararına benzetilmesi söz konusu oldu. Nasıl İmamoğlu orada bir ivme kazandıysa, burada da bir ivme kazanır ve AK Parti kaybeder, Tayyip Erdoğan kendi ayağına sıkmıştır yorumları yapılıyor. Aslında aceleci yorumlar bunlar. Çünkü gerçekten bu İmamoğlu'nun başkan adayı olmasını beraberinde getirecek bir karar mı? Çok tartışılır…”
Altı yaşında nikâh: İnanç, siyaset, gelenek
“Bu bir kadına, kıza verilen rol, konumla ilgili bir durum. Ve geleneğin yarattığı büyük tahribatlardan bir tanesi. Gelenek her zaman tahribat yaratmaz ama bu tür istismarı da içerebilir. Kız çocuğu ailedeki bir değişim malzemesi olarak kullanılıyor. Bir babanın altı yaşındaki çocuğunu evlendirmesinin bu anlamda bir sirkülasyonu ifade ettiği, baba için kız çocuğunun evlenecek ve oradaki gerekli bağlantıları sağlayacak bir nesne olduğu görülüyor. İstismar daha onu mümkün kılan rol tanımlarıyla başlıyor.“
“HDP hâlâ birleşik bir muhalefetin mümkün olduğu görüşünde”
"Önceki önerileri sonuç üretmeyen HDP şimdi biz birinci turda kendi adayımızı çıkaralım, Altılı Masa da çıkarsın, sonra duruma bakalım… diyor. (…) “HDP genel merkezi en azından şimdilik 'Siyasetin dışında kalmak, ayrı bir kutup oluşturmak’ istemiyor. Dışarı atılmakla birlikte içeriye girmek için bütün koşulları zorluyorum' diyor.”
“Anayasa işin armonisi ama melodi insanlara heyecan verir”
Ali Bayramoğlu: “Anayasa metni siyaseti ikame etmez. Anayasa metni siyasi zeminin ne olacağını söyler. Ben bu bakımdan değerli buluyorum ve eleştirilere katılmıyorum. Bir müzik parçasında iki tane yapı vardır. Biri armonik yapıdır, biri melodik yapıdır. Bu işin armonisi. Armoni olmadan sırf melodiyle bu işin karşılığı yok. Ama melodi olmadan armonin de manası yok. Melodi insanlara heyecan verecek. Melodi siyasetin kanlı canlı kısmıdır. Sezen Aksu bir şarkı söyler. Yeni bir melodiyi söyler. İki dakika sonra tekrar söylese bütün salon onu tekrar eder. Melodi böyle akılda kalan bir şeydir. Hissedilen bir şeydir. Bu eksik ve bunun da çeşitli nedenleri var.”
“Türkiye şahsileşmiş bir iktidardan çok çekti, muhalefetin de bir şahıs üstünden dirilmesini sağlamak yanlış olur”
“İmamoğlu’nun adaylığına bakışım negatif. Türkiye, muhalif kesim, şahsileşmiş bir iktidar deneyimine son vermek istiyor. Tayyip Erdoğan bunun en önemli simgelerinden biri. Yeniden bir şahıs üstünden muhalefetin dirilmesini sağlamak ve bir şahıs ve onun popülaritesi üzerinden yol almak benim siyaset anlayışıma biraz aykırı. Ben siyasetin daha örgün, daha toplumla ilişkili olmasının; toplum siyaset ilişkilerinin imaja değil, içeriğe dayanan istikamette şekillenmesinin Türkiye için daha hayırlı olduğu kanaatindeyim.”
“Ziyaret ne HDP ile yakınlaşmanın ne de siyaseten bir yumuşamanın göstergesi…”
“Bahçeli’nin AK Parti-HDP görüşmesine itiraz etmemesine hiç şaşırmadım. İlk defa olmuyor bu. Bahçeli akıllı ve deneyimli bir siyasetçi. Partisini konumlandırdığı yer belli. Siyaseten varlığı AK Parti'ye endeksli. İttifak ihtiyacı açık. Yüzde altı, yüzde yedilerde dolaşan bir siyasi partiden bahsediyoruz…” “Ziyaret ne iktidarı HDP’ye yaklaştırır ne de muhalefeti cesaretlendirir.”
“Erdoğan, seçime doğru aile kavramını katı ideolojik bir taşıyıcı olarak kullanıyor”
“Aile konusu Türkiye'de gerçekten gündeme gelecek bir tablo içinde mi, bir sorunla karşı karşıya mı? Çok sanmıyorum. Aslında gündeme getirdiği, özgürlük, kişinin kendi ahlakını tanımlaması, kendi bedeninin sahibi olması karşısında bazı gelenek hususlarını devreye sokarak bunları sınırlamak. Böyle olduğu oranda aile bir anlamda katı bir ideolojik taşıyıcı haline de gelir. Erdoğan'ın yaptığı bugün bu bence. Bunu özellikle seçimlere doğru giderken kendisine yeni bir tahkimat alanı olarak seçti.”
Jorge Jesus neyi, nasıl yaptı da kısa sürede bütün takımların taraftarlarının sevgi ve saygısını kazandı?
“Jesus geldi, ikinci maçta ‘Bu adam futbolun Obradoviç’i’ demiştim. Galiba birkaç kere bir yerlerde yazıldı. Gücünü sistemden alan bir başarı arayışı ya da sistemik bir başarı… Teknik direktörün, o kenardaki adamın sistem açısından ne kadar belirleyici olabileceğini, tek tek futbolcuların ötesinde bir yapıyı nasıl inşa edebileceğini gösterdi. Bu, her futbolsever açısından lezzetli bir şey.”
“Türkiye’yi dış dinamiklerle birlikte yeniden okumaya ihtiyaç var”
“Asya’da otoriter sistemler, dünyanın dört bir yanına dağılmış popülist rejimler, Sahra altı Afrika’daki Batı değerleri ve Batı karşıtlığı içeren otoriter rejim dalgaları yan yana dizildiğinde ortaya bir zincir çıkıyor. Bunların Türkiye’ye nasıl yansıdığı da çok önemli. Bizde de otoriter siyaset içeride milliyetçi destek aldığı gibi dışarıdaki gelişmelerle de tam uyumlu.”
“Batı karşıtlığı ya da Batı’yla kutuplaşma otoriter rejimlerin temel besleyicilerinden biri”
“Bu dünya bazı karşılaşmaları kaldıramıyor. Büyük göçler, büyük kültürel karşılaşmalar demokratik düzen tarafından taşınamayan bir öyküyü karşımıza çıkarıyor. Diğer taraftan kapitalist düzenin kendi içinde ürettiği krizler, son enerji krizi, pandemiden sonra yaşanan ve Ukrayna savaşıyla birlikte karşımıza çıkan büyüme krizleri, bu büyüme krizlerine karşılık izlenen enflasyonist politikalar toplumların çeşitli katmanları arasındaki ayrışmaları daha da derinleştiriyor. Bu, lezzetli bir dünya değil.”
“1980 darbesinden sonra bireyi ve toplumu devlet lehine sınırlayan zihniyet bugün de ‘beka’ diliyle devam ediyor”
“1982 Anayasası’nın devlet-toplum ilişkileri bakımından devlete geniş bir alan verip toplumun ve bireyin temel hak ve özgürlüklerini sınırlamasına yol açan yapısı, oldukça kuvvetli milli güvenlik vurgusuyla bugün de hala aynı çerçevede bir “beka” diliyle devam ediyor. (…) 15 Temmuz’dan hemen sonra ilan edilen OHAL ve bu çerçevede devreye giren kararnameler aynı 12 Eylül’de olduğu gibi işlev gördü. 2017 referandumuna sunulan anayasa metni bu kanunların izini, ruhunu, içeriklerini kapsadı. Yani 12 Eylül sadece bir tarih değil. Özellikle anayasa içeriği bakımından bugünle bir süreklilik taşıyan bir çerçeve.”
“Kürtleri kendine has taleplerde bulunan bir grup olmaktan çıkartıp liberal bir buharlaşmaya tâbi tutmak isteyenler var”
“Anti-Kürt tutum etrafında ortaya çıkan ve giderek büyüyen genel bir tavır var. Kimi siyasi aktörlerde bu çok kuvvetli, kimilerinde daha silik ama hepsinin ortak bir bağı var: Kürt meselesini -temsilini dikkate almadan- ekonomik gelişmeye, büyümeye, demokratik bir zıplamaya bağlayarak etnik niteliğinden sıyırmak… Kürtleri siyasal sistem içinde kendine has bazı taleplerde bulunan bir grup olmaktan çıkartıp liberal bir buharlaşmaya tâbi tutmak. Bu tavır demokrasiyi ilkesel açıdan tıkıyor ve bundan sonra da tıkayacak gibi gözüküyor.”
“Son dönemdeki konser ve festival yasakları, otoritarizmden totalitarizme doğru açılan kapılar olduğunu gösteriyor”
“Bütün bu yasak ve adli tedbirler bize iki şey söylüyor. İlki kimlikçiliğe kuvvetli bir geri dönüş ve bir tür kimlikçilik üzerinden muhafazakâr kesimin tahkimatını arayan bir tutum. Halkın şikâyeti, halkın istememesi, alkol festivali gibi vurgular bu anlamda AK Parti tarafından araçsallaştırılan hususlar. İkincisi ise yasakçılık. Yasakçılık bir hükümranlığa doğru gidiyor. Bu, kültürel bir hegemonya arayışının ifadesi aynı zamanda. Burada, otoritarizmden totalitarizme doğru açılan kapılar var.”
“AK Parti, 21. yıl itibariyle hikâyesinin sonuna gelmiştir”
“AK Parti gerek temsil bakımından gerek siyasi iddiaları bakımından büyük sağ metaforlara geri dönen, hatta İslami dilden bile kopup sağcı devletçi bir muhafazakârlaşma yaşayan siyasi parti konumundadır. Bu çerçevede her gün küçülmekte ve destek kaybetmektedir.”
“Abdullah Gül İslami kesimdeki dolaylı laiklik savunusunun her zaman en öndeki taşıyıcılarından biriydi”
“Refah Partisi döneminde dönemin başbakanı Erbakan’ın dinin siyasetle çok iç içe girdiği anlamını verecek kimi adımlarının ne tür sonuçlar doğuracağına dair sorular sorulurdu. Bu soruya verilen yanıtlardan bir tanesi şuydu: ‘Eğer siz din dışında kalarak, siyaseten hata yaparsanız o sizin siyasetinize atfedilir. Ama siz siyaset ile dini çok iç içe sokarak din adına siyaset yapar ve burada hata yaparsanız bu dine zarar verir’. Bu bakış tarzı üzerinden İslami kesim içerisinde laiklik prensibinin çok dolaylı şekilde savunulduğu çerçeve her zaman olmuştur. Bunun en öndeki taşıyıcılarından biri her zaman Abdullah Gül’dü.”
“Zaho’daki katliamın yansımaları bize Türkiye medyası ve Türkiye demokrasisi ile ilgili çok şey anlatıyor”
“Bugün basının araştırma-soruşturma imkânları, düne oranla son derece sınırlı. İki nedenle sınırlı; birincisi bunu yapma imkânına sahip bazı basın organları tamamen iktidarın parçası haline gelmiş durumda. İkincisi, bunu yapabilecek gazete-televizyonlar ya iktidar karşısında endişe içerisinde böyle bir işe girmiyorlar -Can Dündar işi bir örnek- ya da Türkiye’de etkili olan internet siteleri ve bazı küçük gazetelerin de böyle bir imkânı yok. (…) Bu durum bize Türkiye medyası ve Türkiye demokrasisi ile ilgili çok şey anlatıyor aslında. Roboski olayında bile böyle değildi.”
“15 Temmuz’la ilgili birçok soru cevapsız kaldı, bu da meselenin sulanmasına sebep oldu”
“15 Temmuz denince meselenin iki yönüne birden bakmak lazım: Darbe girişimi yönü ve bu darbe girişimini kullanarak, tedbirler adı altında otoriter düzen kuran yönü… Bugün bayram gibi gelişmelere baktığımızda bunun bir otoriter düzenin doğrulanması bayramı olduğunu görüyoruz.”