spot_img

Murat Çelik

Enformasyonun entropisi: Yahut sanayileşmiş enformasyonun akıbeti

Enformasyonun, kuvvet ve enerji kaynağı olarak kabulü en zengin dönemini yaşamaktadır. Öyle ki, gerçeğe tesadüf eden enformasyon adına ne varsa üzerlerinin söz ve yazı ile örtüldüğü aşikar bir haldedir. Bu gibi nedenlerle Enformasyon Toplumu, adlandırma ve fikrinin nitelikli olana ulaşmada bir engel olduğu görüldüğünden mitolojik sınıflandırmasına dahil edilebilir.

İlk kez bir Suudi Arabistan kralı Rusya’da!

Suudi kralının Rusya ziyaretinin Amerika Birleşik Devletleri ile Rusya arasında Orta Doğu üzerinde varılan bir anlaşmanın ya da buna benzer bir mütarekenin işaretlerini taşıdığı da söylenmeli. Böylesi bir anlaşmanın etkin bir biçimde yürürlüğe konulabilmesinde Amerika ile birlikte Suudi Arabistan'ın onayının kıymetli olduğu tartışılmaz bir gerçek. Dolayısıyla bu geziyi bu çerçevede görmek de şaşırtıcı olmayacak. Çünkü Orta Doğu'da sınırların değişmekte olması bölgesel ve küresel güçleri müzakere etmeye zorlamakta.

Burs sadece başarılı ve iyi öğrencinin mi hakkı ?

Burs, maddi bir değer olmaktan ziyade verdiği kıymet ve yüklediği zihni katkı nedeniyle manevi bir değer olarak anlaşılmayı daha çok hak etmektedir. Bu bakımdan yaşamını kolaylaştırmak ile rahat bir hayat sürmek konusunda atik düşünenlerden çok tutunmakta zorlananlara destek olmalıdır.

Batı tanımlamasında yaşanan deformasyon

Eğer yeni bir söz söylenmek isteniliyorsa, bu, öz varlığı anlamlı kılacak karşılaştırmalarla mümkün olabilecektir. Bu yüzden yabancılaştırmalar bir kazanç sağlamaz. Anlam dünyası geliştikçe ve genişledikçe ilim de gelişip genişleyecektir. Yeni bir söz söylemek için Batı'nın geçmişi ve deneyimi hafife alınmamalıdır. Son tahlilde insanlığın babası Hz. Adem'dir.

Üniversitelerde hermenötik öğretilebilir mi? Metodolojinin metodolojisi…

Anlama ulaşmanın ve daha sonra da bir şekilde neşretmenin ikinci merhalesi ise metne uygulamalı bir biçimde nüfuz etmektir ki bugün muvaffakiyetsizliğin çetinleştiği yer belki de burasıdır. Nasıl olmasın ki? Sıradan bir biçimde kaçımız bir metni hak ettiği şekilde okuyup ona müdahil olabiliyoruz ki? Son tahlilde motamot bir metin okuması okuma değildir ve bunun artık kabul edilmesi iyi bir başlangıç olacaktır. Bir paragrafın normal şartlarda ikrarı belki bir iki dakika alır. Ama ikrar okuma mıdır Allah aşkına? Buna okuma denemez; dense dense tekrar denir ki okuma eylemi öyle kolay bir iş değildir.

Genleşen Orta Doğu, intibak eden Suudi Arabistan, ortaya çıkan yeni rakipler

Suudi Arabistan Orta Doğu’daki dengelerin değişmekte olduğunun çok yakından farkındadır. Farkındalığının sebebi olarak küresel güçlerle yakın ilişkileri, tanıklıkları ve etkinlikleri gösterilebilir. Proaktif hamlelerle önemler alması gerektiğini görmekte, bulunduğu coğrafyadaki değişiklikleri etkileme girişimlerinde bulunmaktadır. Böylece Orta Doğu’daki değişen yeni statükoya uyum sağlayıcı önemleri almak niyetini hem ekonomik, hem politik, hem de diplomatik adımlarıyla göstermektedir.

Mardin

Mardin bir taşlar, merdivenler ve duvarlar şehri benim için. İnce veya kaba yontulmuş taşlar, bu taşlardan müteşekkil yollar, duvarlar, evler, camiler, kiliseler ve merdivenler şehri! Yüzyıllar boyunca yapıla yapıla gelişmiş, işlenmiş, işlendikçe yaşanmışlıkları sinmiş, sindikçe de güzelleşmiş ve parlamış bir şehir Mardin.

Suudi Arabistan’ın Yemen’de karşı karşıya kaldığı üç imtihan: İran ile dini azınlıklar, sınır ve göç

Suudi Arabistan Yemen’de, son tahlilde, İran’la rekabet halindedir. İran’ın Orta Doğu’daki etkinliği Yemen’de de kendini göstermekte ve Suudi Arabistan’ın göreceli müreffeh ve kontrol altındaki gelişimini tehdit etmektedir. Tehdit altında bulunduğunun gayet farkında olan Suudi Arabistan ise çözmek zorunda olduğu bu üç hususla kendisini stres altında hissetmektedir. Ne var ki söz konusu bu üç alan, yeni sorunlar olmadığı gibi köklerinin geçmişte yer alması yüzünden karmaşık ilişkiler ağıyla son derece muğlak bir yapı arz ediyor olması dertleri büyütmektedir.

Osmanlı tarihinin anlaşılabilmesi için önce Batı ve Dünya tarihi öğrenilmelidir

Osmanlı tarihi bilinmeden dünya tarihinin yazılamayacağına ilişkin düşünce, içinde, Osmanlı tarihinin anlaşılmasını engelleyici iki önemli unsuru gizlemektedir. Bu gizli engellerden ilki mikro tarihçiliktir. İkinci engel ise mikro tarihçiliğin hem bir sebebi hem de sonucu olan tek odaklılık [self-centric] algısıdır. Her ikisi de vakıayı anlamak şöyle dursun, sanılanın aksine, anlaşılmayacak duruma sokacak bir karışım ve enstrüman niteliğindedir. Osmanlı tarihinin hakkıyla anlaşılabilmesi, her şeyden çok onun dışındaki varlıklarla kurumların izahına ve yorumlanmasına bağlıdır

Dünkü ve bugünkü Batı’yı anlamak için üç kavram: Regnum, Ecclesia ve Studium-4

Studium, kendinden önce temayüz etmiş kültürlerde de görüleceği üzere Batı’nın yeniden kurguladığı bir bilme müessesesidir. Süreç boyunca bilmenin eksik gediklerini gidererek yenilediği, yeni teknik ve metotlarla kullanabilme becerisini melekeye dönüştürdüğü bir kurumdur. Bahsi edilen müessese, süreç içerisinde basitten karmaşığa doğru ilerleyen bir serüvenle üniversiteyi doğurmuştur.

Dünkü ve bugünkü Batı’yı anlamak için üç kavram: Regnum, Ecclesia, Studium-3

Çalışmanın, dinlenmenin, terennümün ve diğer insani eylemlerin birbiriyle ilişkili, hatta, senkronize olması elzemdir. Dünya tek devlettir ve ona uygun olarak idaresi gerekir. Bu yaklaşımın kilit gerekçe ve tabiri ecclesiadır. Ecclesia ise iddiası yüzünden hem devlet hem de dini kurumla yakın ilişki içindedir. Bu durum ise hem ruhban sınıfının ihdasını hem de sekülerizmin keşfini içine alacak şekilde gelişmiş bir bürokratik yapıyı doğurmuştur.

Dünkü ve bugünkü Batı’yı anlamak için üç kavram: Regnum, Ecclesia ve Studium-2

Regnum kavramının Batı aklını anlamada her şeyden önce dingin bir zemin oluşturduğu ifade edilebilir. Çünkü, bilhassa sömürgecilikte kendini gösteren olumsuz tanımlama süreci Batı’nın anlaşılmasına doğrudan ve sarsılmaz bir zırh geçirmiştir. Kendi dışındaki her kültürü ve coğrafyayı maddi ve manevi olarak olabildiğince ele geçiren, kullanan ve zenginlikleri kendi yurduna taşıyan bir akıl olarak telakki edilen Batı’nın bu yaklaşımı bir neden olmaktan çok sonuç olmaya daha yatkındır.

Dünkü ve bugünkü Batı’yı anlamak için üç kavram: Regnum, Ecclesia ve Studium-1

"Batı nedir" diye sorulsa, ilk akla gelecek şeyler bu nedenle kavramlar, tanımlamalar ve bunlarla irtibatlı kurumlardır şeklinde bir cevap verilebilir. Çünkü akıl, kavramları, kavramlar da kurumları inşa etmektedir; kurumlarsa insanları ve gündelik yaşamı. İnsanlarla gündelik yaşam da doğal olarak tarihi ilmek ilmek işlemektedir.

Türkiye’de düşüncenin edebiyat üzerinden üretilmesi…

Düşünmenin edebiyat üzerinden kendine yol bulmasının en önemli sebepleri arasında kültürün yazılı olandan sözlü olana bir geçiş yapmasıdır. Makul görünmese de Batı ile karşı karşıya gelinmeye başladığından itibaren kültürel ve dolayısıyla da entelektüel kodların adaptasyonunda zorluk çektiklerine şahit olunmuştur.

Muhammed Bin Selman ve Suudi Arabistan’ı bekleyen tehlikeler

Su ve ekmek gibi temel iaşe ve ibate giderlerinin devlet tarafından kısılmaya başlanması ülkeyi sıkıntılara sürükleyebilir. Ancak açık veren bütçenin kapanması ise başka şekilde mümkün olamıyor. Buna karşın daha geçenlerde Prens Muhammed bin Selman’ın kendisine son derece pahalı bir yat alması ise ülke gündeminin ilk sıralarına oturdu bile. Riyad gibi büyük şehirlerin arka mahallerindeki fakirlik ise büyüyerek artacak kapasitede. Bunun üstesinden gelmek ise yapmış olduğu külliyetli kişisel harcamalarına karşın hiç kuşkusuz prensin hedefleri arasında bulunuyor.

Enformatik merkantilizm, bir tekerrür mü?

Görünen o ki Batı gözlerimizin önünde son elli yıldır yeni bir merkantilizm inşa etmektedir. Para, güç ve abatlık yollarını enformatik düzen içerisinde yeniden şekillendirmektedir. Para, zenginlik ve dolayısıyla hem siyasi hem de ekonomik güç bu vesile ile Batı'da toplanmaktadır. Batı aklı bu gücün farkına vardığından enformasyonu ve bunların kendisine yönlendirecek yolları ayrıca dijital derbentlerle tahkim etmektedir. Dün paranın aktığı kaynaklardan bugün bilgi, bilim ve güç akmaktadır.

Sanat nasıl ortaya çıkar?

Varlığı görmek akıl ve kalp gözüne bağlıdır. Bu çerçevede varlığın yorumlanması ve özün keşfedilip açık edilmesi sanattır; sanat ise hakikat! Böylesi bir keşif ise sadece arayanlara bahşedilmiş bir ayrıcalıktır. Meşhur sözdür, aramakla bulunmaz; ama hep arayanlar bulmuştur.

Batı hakkında doğru bilinen yanlışlardan: Google aslında nedir?

Google ne mühendislik ne de teknik bir mucizedir. Aksine Google bir metot ve bir bilimler tasnifi harikası, nesnelerle fikirlerin nasıl irtibatlandırılacağının ve ast üst sıralamasına tabi tutulacağının harikulade bir sonucudur. Görmek ile bakmak arasında bir fark vardır ve bu farkın farkına varmak da bir elzemdir. İnsan önce düşünce yollarını değiştirmelidir. Zira insan, düşünme biçimini değiştirmeden kendisini de değiştiremeyecektir. Google da bu çerçevede görülmeli, mesele mühendislik işi olarak telakki edilmemelidir.

2017 haccı ve İran-Suudi Arabistan görüşmeleri

İran ile Suudi yetkililerin 23 Şubat’ta 2017 haccı hakkında bir karar vermeleri gerekecek. Bu karar bölgedeki tansiyonun ya artmasının ya da azalmasının bir işareti şeklinde değerlendirilecek. Eğer İranlı hacıların 2017 haccına katılımlarına ilişkin bir anlaşma sağlanırsa bölgede muvakkat da olsa bir sühulet ve sükunet beklentisi oluşacak. Aksi durumda tansiyonun artacağı umulacak. Siyasi bir meselenin gelip dini bir şekle bürünmesi Ortadoğu’da hiç karşılaşılmayan bir şey değil.

Tarih ve milli servet olarak özel arşivler

Bir ülkede üretilen tüm bilgi ve belgelerin titizlikle ve dikkatle tasnif ve kullanımına özen göstermek birinci vazife olarak kabul edilmelidir. Maddi üretim neyse fikri üretimin de o değerde olduğu kabul edilmeli ve buna uygun kararlar alınmalıdır. Resmi kurumlardan resmi olmayan kurumlara değin tüm fiziki ve dijital üretimlerin belge yönetimi kapsamında değerlendirilmesi makulün kendisidir.

Bir zenginlik kaynağı olarak modern Batı’da felsefenin kökleri

Bilgi son tahlilde bir şekilde sırdır. Esrarın içinde yitik olan bilgiye erişmek için aramak icap eder. Aramak belki nispeten kolaydır. Ancak arayıp bulmak, elle temas etmek anlamında değildir. Merak da önemli bir merhaleye karşılık gelir. Ne var ki anahtar, okumakta ve anlamakta gizlidir. Okumasını bilene mana ayan olur. Ayan olan bilgi ise tefekküre yol açar.

Batı hakkında doğru bilinen yanlışlardan: Üniversiteye dair bir değerlendirme

Batı’nın bilim ve teknoloji ürettiği yerler üniversiteler değil bağımsız akademi, enstitü ve araştırma merkezleridir. Bu ikisi arasında sarsılmaz bir irtibat kurulmuştur ve biri diğerini bir şekilde besler. O yüzden tüm dertlerin kaynağını üniversiteleri yücelterek ve bu kurumlara başat görevler yükleyerek çözmek hedefi daha önce de görüldüğü üzere elyak bir hedef olamayacaktır.

Modern Ortadoğu’yu inşa eden mühendisler ve Max Steineke

Steineke neredeyse hayatının en verimli dönemlerini Suudi Arabistan’ın çöllerinde geçirmiştir. Arap Yarımadası’nın kuzeyinden güneyine doğusundan batısına ayak basmadığı yer kalmamıştır. Bunu yaparken modern Suudi Arabistan’ın esaslı bir jeolojik haritasını hazırlayarak muhtemel petrol kaynaklarını tespit konusunda önemli çalışmalar sürdürmüştür.

Lakerda, hayat, kültür, soğuk ve sağlık

Hayat biraz üzüntü, biraz sevinç, biraz hayhuy, biraz da yemek yapmak, yemek yemek. İnsan ne yerse odur derler. Ben öyle demesem de yemeğin kültürü oluşturduğunu yahut kültürün yemeği şekillendirdiğini düşünenlerdenim. Yemek yapma becerilerinin çeşitliliği bir şekilde gündelik hayattaki yaşam biçimlerimize de sirayet ediyor çünkü.

Şii hilali dolunaya dönerken: Pürsik düğümü şimdi de Belucistan’da mı?

Belucistan ve Pakistan tüm olumsuzluklara karşın bölgeyi idareye gayret etmekte. Fakat yapılabileceklerle imkan dahilinde olanlar Pakistan’ın lehine bir genişleme göstermeyecektir. Zamanın ruhu yanında politik öncelikler bu bölgenin diğer bölgelerdeki karşılıklı mücadelelerden etkileneceğini ortaya koymakta. Pakistan’ın kaderi belki de bu.

Demiryolu Hakkari’ye de, Antalya’ya da, Trabzon’a da gitmeli

Türkiye’de insanların artık bir yerden bir yere hızlı, güvenilir ve ekonomik bir şekilde seyahat edebilmeleri gerekiyor. Uçak ile seyahat göreceli de olsa bu ihtiyacın giderilmesini mümkün kılsa da elektrik enerjisinin kullanılacağı trenlerin başka olumlu etkilerini göz ardı etmemek mümkün. Demiryolu her şeyden önce fiziki bir bağın kurulmasının yolunu da açıyor

Bir teklif: Büyükelçilik kütüphaneleri

Büyükelçilik kütüphaneleri her bakımdan bilimsel, sanatsal ve popüler üretimi desteklemelidir. Bahsi edilen destek, araştırma ortamı sunmasının yanı sıra duyurulması ve yayınlanmasını da kapsamalıdır. Genel çerçeve, Türkiye ile büyükelçilik kütüphanesinin bulunduğu ülke olmalı, bununla beraber herhangi bir bilim alanıyla da sınırlanmamalıdır.

Ortadoğu’yu hasta eden jasta

Amerika'nın Rusya ve İran'la anlaşmış olabileceği düşüncesi, bu bölgede yeni planların uygulamaya sokulması şeklinde ki beklentileri artırmakta. Sonuçta böylesi bir manevra ile Amerikan yönetimi bir taşla birkaç kuş vurabilecek yetkinliğe sahip olacak. İlkin Suudi siyasetinin dünyada oynadığı rolün bir şekilde terbiye edilmek istenmesi anlaşılabilir bir duruma karşılık gelmekte. Her ne kadar selefi akımların desteklendiği iddiası bu şekilde dillendiriliyorsa da Amerika'nın bilgisi olmadan işleme konulması zaten mümkün değildir.

Günümüz kültürünün kaynağı, tekst mi imaj mı?

Her gelenekte kültür, nokta hükmündeki ilmin zaman ve mekan boyutunda değişim göstererek anlamlı bir hale dönüşmesinde tekste muhtaçtır. Bir bilgi kaynağı olarak metafizik menbalar mevcutsa da bunlar da son tahlilde tekstin tefsirinde ya ona muhtaç ya da onun tamamlayıcısı hükmündedir.

Önce bir karar vermeli; medeniyetler mi medeniyet mi?

Şark için insanlığın tekliği medeniyetin de tekliğiyle mümkündür. Bugünü yaşanmaz hale getiren kavgacı, çatışmacı ve ayırımcı ruh halini üreten felsefelere ancak bu düşüncelerle cevap verilmelidir. Farklı olmaktan vazgeçmeli birleştirici yollar aranmalıdır. Belki böyle böyle yeni bir söz söylenmek imkanı bulunabilir.