Mustafa Ali Aykol
Patronların ‘nöbetleşe iktidar medyacılığı’nda sıra Tosyalı grubunda mı?
Demirören medya grubunun Ziraat Bankası’na olan kredi borcunu ödeyemediği ve bu sebeple Tosyalı grubuna devredileceği konuşuluyor. Bu bir nöbet değişimi, çünkü AK Parti döneminde Sabah grubunun TMSF’den Çalık grubuna aldırtılmasından sonra benzer çok sayıda medya operasyonu düzenlendi; bir medya grubunu satın alan patronlar bir süre sonra nöbeti başkasına devretti. Tosyalı Holding haberi yalanladı. Bu vesileyle Türkiye’de AK Parti’nin iktidara geldiği günden bu yana büyük medya grupları arasındaki el değiştirmeleri derledik.
“Bahçeli’nin dili ile yaşananlar arasında bir bağ var”
“Siyasetin meşruiyeti; şiddetin ve şiddet araçlarının devre dışı olmasından gelir. Türkiye'nin en önemli problemlerinden bir tanesi ise burada bunun tam tersi istikamette bir gidiş olması. Nitekim Bahçeli'nin söylemi 'şerefsizler, vatan hainleri, ölümü hak edenler' vesaire şeklinde. Bu dil ile yaşananlar arasında bir bağ var.”
“Erdoğan, Atatürk ve II. Abdülhamit’ten çok Talat Paşa’ya benziyor”
“Tayyip Erdoğan kendi politikalarını yeni Türkiye etrafında anlamlandırsa da o da kadim geleneğe geri dönmüştür. Ulus devletin ve Türkiye'nin bütünlüğünün diğer güç ve kimlikler karşısında korunmasını temel mesele yapan politikaları benimsemiştir. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan'ın benzetilmesi gereken adam Mustafa Kemal değil Talat Paşa'dır.”
“Erdoğan İmamoğlu’nu tasfiye etti ve Kılıçdaroğlu’nu karşısına çekti”
“Erdoğan'ın tercih ettiği karşı aday muhtemelen Kılıçdaroğlu. Bu operasyon İmamoğlu'nu devreden çıkardığı gibi Kılıçdaroğlu'nun adaylık ihtimalini yükseltti. Ayrıca muhalefet Kılıçdaroğlu üzerinde anlaşamaz ve çoklu aday gibi bir şık devreye girerse bu aslında bir tıkanma, bir kriz olur. Bu, Erdoğan'ın daha çok işine gelecektir. Buna hiç şüphe yok.”
Reuters’in ‘Erdoğan’lı iş ilanı tartışılıyor: TRT World misilleme yaptı
Reuters Haber Ajansı Türkiye’de verdiği bir iş ilanında “yirmi yıllık iktidarında Türkiye'yi modern laik geleneklerden uzaklaştırarak Güney Kafkasya'dan Kuzey Afrika'ya uzanan bölgelerde iddialı bir diplomatik ve askeri varlığa dönüştüren” Erdoğan’ın şimdi ciddi ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğunu hatırlattı ve Türkiye hakkında “derinlemesine kurumsal hikâyeler” yazabilecek bir editör aradığını duyurdu. TRT World, Reuters’e misilleme yaparak Londra’da iş ilanı açtı, İletişim Başkanı Fahrettin Altun “gazetecilik bu değil” dedi.
AYM’nin kapatma kararı vermesi halinde HDP’nin stratejisi ne olacak?
2023 seçimleri öncesinde HDP’ye açılan kapatma davasının seyri en çok konuşulan konular arasında. 10 Ocak’ta AYM’de görüşülmeye başlayacak davada HDP’nin kapatılması kararı çıkarsa, parti, kurucu bileşenlerinden biri olan Yeşil Sol Parti ile seçime girecek. 48 ilde örgütlenmesini tamamlayan ve 12 Mart 2023’ten itibaren yapılacak her seçime girme hakkını kazanan Yeşil Sol Parti’de parti meclisinin yarısı HDP’den gelen isimlerle yeniden şekillendirildi.
RÖPORTAJ | “Sıcak Kafa’daki salgın, komplo teorisi salgınına çok benziyor”
Sıcak Kafa kitabının yazarı Afşin Kum ile kitabını ve kitabından uyarlanarak aynı isimle çekilen Netflix dizisini konuştuk: “2014'te yazmaya başladım, 2016'da yayınlandı. Dünyayı böyle bir pandeminin vuracağı aklımın ucundan geçmezdi”, “Sıcak Kafa'daki salgın komplo teorisi salgınına çok benziyor. Çünkü o sözlerle, anlamla bulaşan bir şey ve komplo teorileri de benzer bir şekilde yayılıyorlar”, “Sıcak Kafa'da çok açıkça değil ama alttan alta işlenen temalardan bir tanesi aslında bazı şeylerin kolayca çözülemeyecek kadar karmaşık olması. Dünyanın düzeni bir sayfada açıklanabilecek kadar basit değil”, “Dizi çok başarılı bir iş. Ama ben hastalığa biraz daha girilmesi gerektiğini düşünüyorum. Mesela daha fazla abuklama duymayı isterdim.”
İlaç krizi derinleşti: Antibiyotiklerden kanser ilaçlarına, her üç ilaçtan biri bulunamıyor
Euro kurundaki yükselişe rağmen ilaçtaki Euro kurunun Şubat’ta belirlenen 7,86 TL düzeyinde sabit tutulması piyasada büyük bir ilaç krizine sebep oldu. Bazı eczacılar kapı ve camlarına ‘yok listesi’ asıyor, bazıları da aralarında oluşturdukları WhatsApp ve telegram gruplarından, temin edemedikleri ilaçlara ulaşmaya çalışıyor. İlaçta kullanılan kur Şubat ayında güncellenecek; bu da krizin önümüzdeki aylarda hükmünü sürdüreceği anlamına geliyor.
“Pes etmeyeceğim” demişti; ajanlıkla suçlanan İngiliz akademisyen Bilgi Üniversitesi’ndeki işine geri döndü
İngiliz akademisyen Chris Stephenson 2016’da barış bildirisini imzaladığı için okuldan atılan üç akademisyen arkadaşına destek için gittiği Çağlayan Adliyesi’nde gözaltına alındı. Hakkında önce sınır dışı kararı verildi, ardından 5 yıl hapis istemiyle dava açıldı ve nihayet 2017’de çalışma izni YÖK tarafından iptal edildi. Chris Stephenson, Bilgi Üniversitesi’nde kurucusu olduğu ve 17 yıl boyunca yönettiği Bilgisayar Bilimleri Bölümü’ndeki görevine geri döndü.
Adalet Bakanlığı başvurdu, mahkeme Nadir Kitap ve Kitantik’e erişim engeli getirdi: “Karar sehven alındı”
Online kitap satış platformları Nadir Kitap ve Kitantik’e mahkeme kararı ile erişim engeli getirildi. Kararın gerekçesinin Adalet Bakanlığı tarafından geçmişte ücretsiz olarak dağıtılan yayınların bu platformlar üzerinden satılması olduğu ortaya çıktı. Daha sonra verilen erişim engeli kararı, sehven alındığına hükmedilerek kaldırıldı.
TARTIŞMA | “Yaptırımlara katılmadığı için Türkiye’nin Polonya ile ilgili acil durum toplantısına davet edilmemesi doğal”
Emekli büyükelçiler Selim Kuneralp ve Yalım Eralp, ABD Başkanı Joe Biden’ın Rusya’dan Polonya’ya füze atıldığı iddiaları üzerine organize ettiği acil durum toplantısına aynı otelde bulunan Erdoğan’ı davet etmemesini Serbestiyet’e değerlendirdi.
Nebati’nin ‘bize oy vermişti’ dediği Garo Paylan: “O zaman mağdurdunuz, yanınızda oldum. Şimdi zalim oldunuz”
TBMM’deki Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ile HDP Diyarbakır milletvekili Garo Paylan arasında ilginç bir diyalog gerçekleşti. Bakan Nebati, Paylan’ın geçmişte kendisinin ilçe başkanı olduğu Fazilet Partisi’ne Refah Partisi kapatıldığı için destek oyu verdiğini açıkladı. Paylan, Nebati’nin sözlerini Serbestiyet’e doğruladı: “Ben de Sayın Nebati’ye o zaman mağdur oldukları için yanlarında olduğumu, bugün ise zalim olduklarını söyledim.”
TARTIŞMA | Muhalefet sokak köpekleri meselesinde çözüm adına ne söylüyor?
Bitlis’te bir sokak köpeğinin ısırması sonucu kuduz teşhisi konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin’in tedavi gördüğü Ankara’da hayatını kaybetmesi, sokak köpekleri ile ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi. Sadece 2022 yılında 26 kişinin sokak köpekleri sebebiyle hayatını kaybettiği biliniyor. Peki birçok vatandaşın mağdur olduğu bu sorunun çözümü nerede? Muhalefet, sorunun çözümü hakkında düşünüyor mu, politika geliştiriyor mu? İYİ Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin yetkilileri Serbestiyet’e anlattı…
“Devrim artık bir opsiyon değil; planlı veya teorili devrimler çağı kapanmış bulunuyor”
Yeryüzünde doğrudan doğruya sosyalizm uğruna, sırf sosyalizm uğruna, salt ve saf sosyalizm uğruna yapılmış tek bir kitlesel devrim yok. Birincil gündem, daima ya demokrasi (monarşinin ve aristokrasinin devrilmesi), ya da bağımsızlık. Sosyalizm bu tür büyük mücadelelerin kuyruğuna teyelleniyor. Komünist partiler öncelikle ilkine sarılıyor. Ellerinde kalır ve kazanırlarsa, ikincisini icbar ediyor. Gerçek hayatta da böyle, fikir planında da. Marksizm, devrim teorisini kendinden önceki (plansız, teorisiz) devrimlere bakarak kuruyor. Bir bakıma çalıyor, gaspediyor onların mirasını. İşçi sınıfı devriminin teorik meşruiyetini, “burjuva” dediği demokratik devrimlerin reel, tarihsel meşruiyetine dayandırıyor. Böylece hem devrimin masumiyeti diye bir şey bırakmıyor. “Tek yol devrim”i dogmalaştırıyor. Hem de, asıl devrim sonrası diktatörlüğe kılıf hazırlıyor. Oradan demokrasiye geçmeyi büsbütün imkânsız kılıyor.
Elon Musk ‘kuşu öldürebilir’ mi?
Elon Musk’ın yılan hikâyesine dönen Twitter’ı satın alma süreci sona erdi ve Musk patron koltuğuna oturdu. Tam da kendisinden beklendiği gibi, oturur oturmaz aldığı kararlar ve hayata geçireceğini açıkladığı yenilikler ile tüm dünyanın ilgisini üzerine çekmeyi başardı. “Elon Musk ne yapmak, nereye varmak istemektedir?” Şimdi herkes bu sorunun cevabını arıyor.
Erdoğan’ın muhaliflerine yaptığı davetin hatırlattığı: II. Abdülhamit’in Meclis-i Mebusan mensuplarına verdiği ziyafet
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2023 vizyon belgesini açıkladığı programa; yıllardır iktidar tarafından ambargo uygulanan ve hatta işlerinden attırılan kimi gazetecilerin davet edilmesiyle başlayan tartışma bana, 1909 yılında II. Abdülhamit’in Meclis-i Mebusan üyelerine verdiği ziyafeti ve ziyafete katılmayan 4 mebusu hatırlattı….
“Erdoğan’ın Demirtaş’ın ve Sancar’ın Kürt olmadığını söylemesi bir zihniyet hastalığıdır”
Meydan okumayı biliyorsunuz Erdoğan sık sık yapar. Bu meydan okumayı laik kesime karşı yaptığı olmuştur, Batı ülkelerine, Batı aktörlerine karşı yaptığı olmuştur. Fakat bir süredir "PKK'lıların beş-on çocuk yaptığı" iddiasının arkasından bir siyasi partiye, o siyasi partinin kentinde, şehrinde sapkın demesi, Demirtaş ve Sancar'la ilgili 'Kürt değiller sizi kandırıyorlar' tarzı karşılığı olmayan bir dil kullanıyor olması bence bir zihniyet hastalığıdır. Bir meydan okumadır, siyasi karşılığı olmadığını kendisi de bilir.
Yiğit, şehit, katil, işkenceci
Başlıktaki bu dört terim, neye göre belirleniyor? Mustafa Pehlivanoğlu da kendince vatansever, Mehmet Eymür de, Yeşil de, Abdullah Çatlı da, elektrik vermeyi herkese öğreten Fransız paraşütçüleri de. Öyleyse milliyetçilik, kaç yönde kesebiliyor? Sağın ve solun ister gerçek, ister kurmaca kahramanları, çok mu farklı kültür ve sosyolojilerden geliyor? Yunanistan’ın 1821’deki Hürriyet Savaşçıları ve Türkiye’nin 1919-22 Kuvayı Milliyecileri, niçin ve nasıl birbirinin toplumsal ve işlevsel karşılığı? Nâzım’ın Karayılan ve Çolak İsmail tipleri, aynı madalyonun iki yüzü mü? Bir yanda Abdullah Çatlı ve Mustafa Pehlivanoğlu; diğer yanda Dursun Karataş ve Mustafa Karahan: çok mu farklı kumaşlardan dokunmuş? Türkiye, (a) modern “haklı şiddet” teorilerini ve (b) yaslandıkları folklorik geleneği nasıl aşabilir? 15 Ekim röportajının genişletilmiş yazılı metninde, Halil Berktay bu ve benzeri sorular arasında geziniyor.
“Dezenformasyon yasası ile Türkiye’de demokrasinin kalan kırıntıları da yok oluyor…”
“Kim tayin edecek bir haberin, bilginin dezenformasyon olduğunu? İdari yapılar mı? Ya da iyice siyasallaşmış, emir komuta mekanizması içerisinde çalışan yargı mı? Böyle olduğu oranda hakikaten Türkiye'de demokrasinin kalan kırıntıları da yok olmaya başlıyor demektir. Elimizde sadece sandık kalıyor. E, sandık tek başına demokrasiyi ifade eder mi?”
RÖPORTAJ | “Sayıştay’ın uyarılarına kurumun hangi cevapları verdiğine bakılmalı”
Amasra’nın CHP’li belediye başkanı Recai Çakır: “Maden işletmemiz bizim için bir gurur kaynağıydı. Büyümesini, istihdamın artmasını beklediğimiz; iş güvenliği tedbirleri açısından da gurur duyduğumuz bir işletmeydi. Bu sonuca neden geldik? Düşündürücü. Aslında bundan sonrası için de son derece önemli burada hatanın nereden kaynaklandığını tespit etmek. Bu kazanın sorumlusunun ya da sorumlularının tespit edilerek mutlaka yargı önüne çıkarılması gerekiyor.”
TARTIŞMA | HDP – Demirtaş – PKK gerilimi, Türkiye demokrasisi ve Kürt siyasetiyle ilgili ne söylüyor?
Eski HDP sözcüsü ve SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen: “Demokratik siyasal çözüm beklentisi hâlâ varsa bu siyasi aktörlerin kararlı, tutarlı bir siyaset inşası ile mümkün olabilir…”, araştırmacı Reha Ruhavioğlu: “Bu gerilimin sebebi Demirtaş’ın sivil siyasetin alanını genişletme çabası…”, gazeteci-yazar Ali Bayramoğlu: “Siyaset temsilcilerinin şiddet eylemlerine itiraz eden, tavır alan çıkışları, bu tür eylemler oldukça artacaktır diye düşünüyorum.”
“Kürt meselesinin çözümü istikametinde şiddet dışı bir alanın genişlediğini görüyoruz”
“Kürt meselesini uzun süre şiddet ve terör yoluyla PKK taşıdı. Elbet meşru görülmedi. Ama biliyoruz ki binlerce, on binlerce insan evlerinden dağlara gittiler, militan olarak örgüte katıldılar. Bu örgüt bin türlü yapılar kurdu. Bunlar arasında siyasal örgütler, siyasal partiler oldu vs. Ancak, bugün geldiğimiz nokta itibariyle, yaşanan gelişmeler sonucu, Kürt meselesinin temsilinde, ifadesinde, çözümü istikametinde şiddet dışı bir alanın, siyaset alanının da genişlediğini görüyoruz.”
Festival lâzımsa onu da biz yaparız: Yasaklarla geçen yazdan sonra, sonbaharda Kültür Bakanlığı’ndan Kültür Yolu festivalleri
Türkiye yaz ayları boyunca konser ve festival yasaklarını konuştu, sonbahara ise Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Kültür Yolu” festivalleri ile girdi. Türkiye’nin her yerinde 16 Eylül’de başlayan ve 23 Ekim’e kadar sürecek olan festivaller kapsamında 5 ilde 15 bine yakın sanatçının katılımıyla 3 binden fazla etkinlik düzenleniyor. Festivallerde yok yok: Dengbej, kilisede Ermeni müziği, opera, rap.
ÖZEL HABER | İstanbul Müftülüğü, din görevlilerinin İBB’nin akşam yemeğine katılmaması için aynı gün ve saatte vapur gezisi organize etti
İBB geçen yıl (2021) Cami ve Din Görevlileri haftasında Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla bir akşam yemeği vermişti. Etkinliğin ikincisi 12 Ekim Çarşamba günü saat 18.30’da yapılacaktı, bu amaçla İstanbul’daki din görevlilerine İBB’den davetiye mektubu gönderildi. İstanbul Müftülüğü karşı hamle olarak aynı gün ve saate İstanbul’daki tüm imamların çağrılı olduğu bir vapur gezisi organize etti, imamlara programa katılmamalarını ve davete ‘O gün şehir dışındayım’ cevabı vermelerini telkin etti…
Muhalif gazeteler, Kılıçdaroğlu’nun ‘başörtüsüne yasal güvence’ çıkışını nasıl gördü?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 3 Ekim Pazartesi akşamı Twitter’dan yayınladığı video ile yaptığı “başörtüsüne yasal güvence” çağrısı ve CHP tarafından meclise sunulan 3 maddelik kanun teklifi bazı muhalif gazeteler tarafından eleştirildi. Cumhuriyet gazetesi bu hamleyi “Kılık kıyafet siyaseti” manşetiyle görürken, Cumhuriyet yazarı Zülal Kalkan “Karşıdevrimin yolu açıldı” dedi. Cumhuriyet’e konuşan eski CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ise “2008’deki AYM başvurusunun güçlü bir şekilde arkasındayım” ifadelerini kullandı. Birgün gazetesi ise “CHP liderinden gelen hamle siyaseti Erdoğan’ın zeminine çekmek olur” ifadelerine yer verdi. Evrensel ve Korkusuz ilk sayfalarında habere yer vermezken, Sözcü ise Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesinin AK Parti’de rahatsızlık uyandırdığını yazdı.
“İran’da ahlak polisleri biz kadınları kendimizden ve diğer herkesten nefret ettiriyor”
Üç buçuk yıldır Türkiye’de yaşayan 29 yaşındaki İranlı Nadide, Mahsa Amini’nin öldürülmesinden sonra İran’da başlayan protestoları Serbest TV’ye değerlendirdi: “Birkaç sene önce bir erkek arkadaşımla görüşmek istedim. Beni arabayla aldı bir yerden. Aynı anda ahlak polisi geldi ve sorular sormaya başladı. Biz de anlattık, arkadaş olduğumuzu söyledik ama bizi alıp merkeze götürdüler. Çok kötü davrandılar bize, sanki çok büyük hatalar yapmışız gibi. Üç saat orada durduk, sonra annemin, babamın gelmesini istediler. Ailem gelince olayı büyüttüler, babam gerçekten korktu bir şey yaptım diye. O gün annem bile bana, ‘Sen burada ne yapıyorsun. Git buradan’ dedi. Ben birkaç hafta kendimden ve herkesten nefret ettim.”
“Daha ekonomik olduğu için” kışın tatil yapmayı öneren Turizm Bakanı’nın otelinde Ocak ayında konaklama bedeli gecelik 10 bin TL
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un "Şimdi zaten kışın fiyatların en uygun olduğu dönem. Bütçe-kriter açısından baktığınız zaman kışın gezmenizi tavsiye ederim” sözleri tartışma yaratırken, Ersoy’un sahibi olduğu ETS Tur’un internet sitesine göre yine Ersoy’un sahibi olduğu Belek’teki Maxx Royal otelde ocak ayında iki çocuklu bir ailenin tatil yapabilmesi için gecelik 10 bin lira ödemesi gerekiyor. Üstelik en az 4 gecelik rezervasyon şartı var…
Elon Musk’ın Starlink uydu interneti nasıl çalışıyor ve İran’daki karartma politikalarına bir çözüm olabilir mi?
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin ardından devreye sokulan Starlink uydu interneti teknolojisi, bombardıman altındaki şehirlerde dahi Ukraynalıların hızlı internete ulaşıp yaşananları tüm dünyaya anlatmalarını sağlamıştı. Starlink şimdi de Mahsa Amini’nin öldürülmesiyle başlayan protestoları dünya kamuoyunun gözünden uzak tutmak isteyen İran devletinin interneti karartma politikasına karşı da bir çözüm olarak gündeme geldi. Peki Elon Musk’ın sahibi olduğu Starlink uydu interneti teknolojisi nasıl çalışıyor? Bu teknoloji İran’da kullanılabilir mi?
“Sığınmacıları Işık Kafilesi adı altında sınırlara yığmaya çalışanlar arasında insan kaçakçıları da olabilir”
Suriyeli Türkiye vatandaşı ve insan hakları aktivisti Taha Elgazi, Telegram ve Facebook grupları üzerinden örgütlenerek Yunanistan sınırına araç konvoyuyla dayanıp sınırdan geçebilmeyi planlayan, kendilerine “Işık Kafilesi” adı veren oluşumu Serbestiyet’e değerlendirdi: “Bir benzerini 2019’da görmüştük… İltica, her insanın doğal ve temel bir hakkıdır. Biz hiçbir insanı bundan mahrum bırakamayız. Ama çocuk ve kadınlar başta olmak üzere insanların canlarından biz sorumluyuz, mesulüz. Bir yolun sonu olumsuzsa ve bu baştan gözüküyorsa biz herkesi uyarmak ve durdurmak zorundayız.”
SERBEST ZAMANLAR | Entelektüel ve bonkör bir paşanın İstanbul’a armağanı Süreyya Operası’nda ‘Kahve Konserleri’ başlıyor
Serasker Rıza Paşa’nın oğlu olarak dünyaya gelen ve kendisi de bir asker olup 1. Dünya Savaşı’nda savaşan fakat savaşın ardından askerliği bırakıp siyasete, ticarete ve kültür-sanata yönelen Süreyya Paşa’nın (İlmen) Kadıköy’e ve İstanbul’a armağanı Süreyya Operası’nda yeni dönem başlıyor. Bu dönemde de ilki geçen yıl Kurukahveci Mehmet Efendi’nin sponsorluğunda başlatılan “Kahve Konserleri” konsepti sürüyor. İlki 9 Ekim’de gerçekleşecek ve her Pazar saat 11.00’de devam edecek olan ‘Kahve Konserleri’ne en pahalı bilet ise 60 TL.