Tartışmalı Keşmir bölgesinde 26 turistin öldürüldüğü saldırı ve Hindistan’ın su anlaşmasını askıya alma misillemesiyle Hindistan-Pakistan gerilimi arttı. Pakistan Savunma Bakanı, savaş çıkmasının “an meselesi” olduğunu açıklarken, iki ordu arasında küçük çatışmalar başladı. Erdoğan: “Kardeş Pakistan halkına olan güçlü desteğimizi tekrar teyit ettik. Tırmanan gerilimin daha vahim boyutlara evrilmeden bir an önce düşürülmesini arzu ediyoruz.”
The Economist dergisi “Avrupa'nın Türkiye ile zorunlu yeniden başlangıcı” başlıklı makale yayınladı: “Bugün Avrupa’da mültecilerle ilgili endişeler yerini Rusya'yla ilgili endişelere bırakırken, Avrupa neredeyse Erdoğancayı (Erdoganese) akıcı bir şekilde konuşur hale geldi. Türkiye'nin üyelik teklifi derin dondurucuda bekliyor. Normlar dışarıda. Menfaatler ise içeride… Bu Ukrayna ve Avrupa'nın savunması için iyi bir haber olsa da, Türkiye demokrasisi için değil.”
Bugün yarın derken; DEM Parti yetkilileri, dün bir açıklama yaptı ve “frene basıldığı” havası yarattılar. Edindiğim bilgiler ışığında konuşacak olursam, süreç konusunda bir yavaşlama olmasına rağmen, asıl hedefte ve yönelimde değişim yok. Hatta hedefin yüzde 60 oranda gerçekleştiğini bile söyleyebiliriz. Beklenen ilk adım PKK’nın silahları bırakması. Bu adımdan sonra Kürt meselesi, sivil siyasetin konusu olabilecek.
İsrail’in Balkanlar’daki son dönemde artan etkisi, Türkiye ile tarihsel rekabeti yeniden alevlendirmiştir. Özellikle Arnavutluk ve Kosova gibi Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerde İsrail’in nüfuz alanı oluşturması, Türkiye’nin geleneksel etkinliğini zayıflatmayı hedeflemektedir. Bektaşi Devleti projesi gibi girişimler, Türkiye’nin kültürel ve dini bağlarını dolaylı yoldan etkisizleştirme stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğunun sürmesi halinde CHP’nin yol haritasını açıkladı: “Yüzde 70’le seçimi alırız, 15 günde anayasa değişir, İmamoğlu çıkar görevine başlar. Formül bulunur. Ne olur? Hızla ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ hazırlığı yapılır. Yine de sadığa konur. Bir tarafsız cumhurbaşkanı seçilir. Başbakan olarak yürütmenin başına İmamoğlu gelir. O süreçte tarafsız cumhurbaşkanı, sürece katkı sağlayan milletin gönlüne giren en önemli aktör tarafsız cumhurbaşkanı olur. Bunun adı Mansur Yavaş olur.”