Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan, soruşturmalara ilişkin açıklamalar yaptı: “121 sayfalık bir ifade metni sunuldu. Bu ifadede, temel kimlik bilgileri dışında, kendisine 46 soru yöneltildi. Biz, bu 46 soruyu ve bu soruların ilişkilendirildiği delilleri analiz ettik. 46 sorunun 31’i tanık beyanına dayanıyordu”, “MASAK raporunda, İmamoğlu'nun 6 milyon TL'lik villa alıp sadece 250 bin TL ödediği yazıyor. Oysa ki 250 bin peşin ödenmiş, 5 milyon 750 bin TL'si krediyle ödenmiş. MASAK krediyi rapora almamış. MASAK olanı görmüyor, olmayanı da yazıyor garip şekilde.”
“Kent Uzlaşması” soruşturmasında tutuklanan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, sağlık problemleri nedeniyle Silivri Cezaevi’nden Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne götürülmüştü.
Polat’ın avukatı Erkam...
DEM Partili kadınlar ile MHP’li kadınlar önümüzdeki haftaya ilk kez resmi görüşme yapacak. DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu: “Tarihi bir adım; çünkü hamaset dilini kırmak ve kadınlar üzerinden yapıcı bir siyaset inşa etmek istiyoruz.”
İktidarın siyasi ve toplumsal muhalefet üzerindeki baskısı arttıkça, Erdoğan’a ve Erdoğancılığa karşı büyüyen haklı öfke uzun bir tarihi olan “böyle bir iktidara hâlâ nasıl oy veriyorlar” sorusu üzerinden Erdoğancılara da yöneliyor. Eskiden ‘aydınlanmış’ muhalif kitlelerin kanaat önderlerinin pervasız bir ‘dürüstlük’le açığa vurduğu, muhalif tabanın da ‘kalemine sağlık’ nidalarıyla onayladığı bu seçim kaybettiren öfke şimdilerde istisnalar hariç pragmatik nedenlerle kuvveden fiile çıkmıyor ve kitleselleşmiyor. CHP, bütün anketlerde yüzde 30’dan yukarı bulunan kararsız seçmen oranını anlamlandırırken bu aldatıcı sessizliğin farkında olmalı, derin ve köklü bir geçmişi olan bu duyguyu seyreltecek bir siyasi önderlik sergilemeli.
Devletin yurttaşı, “cezayı görüyor ama (cezayı gerektiren) suçu görmüyor.” Devletin sertliğini görüyor ama şefkatini hiç görmüyor. Yerli sermaye denildiğini işitiyor ama ancak belli grupların sermayesini görüyor. Milletin huzuru dendiğinde kendinin bu milletin içinde sayılmadığını görüyor. Yoğun gözaltı ve soruşturma dalgalarıyla hukukun işlediğini keza görüyor ancak hukuka eşlik edecek ilkeleri, adalet hissiyatını hiç göremiyor. Hülasası, devletin devlet olduğunu unuttuğunu görüyor.