Manşet

Türkiye, Avustralya’yı neden veto etti?

Türkiye’nin COP-31’e aday olduğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bakü’de yaptığı konuşmadan öğrendim. Aynı zirve için iki yıldır uğraşan Avustralya hükümetinin bir pazarlık süreci içinde bazı konferans öncesi faaliyetlerin ülkemizde yapılmasını önerdiğini, ancak bu önerinin reddedildiğini yine yabancı kaynaklardan öğreniyoruz. Neticede Avustralya’nın adaylığı bizim engellememiz nedeniyle Bakü’de onaylanamamış, ülke konferans için gerekli hazırlıklara başlayamaz olmuştur.

Diyarbakır’da Eş Belediye Başkanı ile Vali buluşacak: Yıllar sonra aynı programda konuşma yapacaklar

Türk İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) Diyarbakır’da düzenlediği ilk zirvede DEM Partili Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Serra Bucak ile Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu konuşma yapacak. Uzun yıllardan sonra Diyarbakır’ın valisi ile belediye başkanı aynı programda konuşma yapmış olacak. Programda aynı gün Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da konuşma yapacak.

Bir Cezaevi ziyareti: ‘’Beni buraya getirdilerse Türkiye’de herkesi buraya getirebilirler.’’

İki görevlinin ittirdiği tekerlekli sandalyesinde 79 yaşındaki Melek İpek Hanım kapıdan göründü. Ayağa kalktım, yanıma yaklaştığında bana tutunarak ayağa kalkmaya çalıştı. Eskiden Melek Anne diye eline sarılanların bugün köşe bucak kaçtığı bu kişinin kim olduğunu düşünüyordum. Melek Hanım’ın elinden hiç menemen yememiştim. Ne Ankara’daki çiftliklerinin müdavimiydim ne de İpek ailesine ait olan Türkiye’nin en pahalı otelinde -üstelik ücretsiz- kalmışlığım vardı! Melek Hanım’ın oğlu bildiği başbakanlar, bakanlar, belediye başkanları ve milletvekillerinden biri değildim.

Gençliğe hitabe dinletip ağlattıkları profesörün 35 milyonunu çaldılar

ODTÜ'den emekli profesör Nihad Peynircioğlu (80) dolandırıcılara 35 milyon lirasını kaptırdı. Olayı avukat olan kızına anlatan Peynircioğlu'nun şikayeti üzerine 10 kişi gözaltına alındı. Orta Doğu...
- Advertisement -

Bir ölümün ardından (VII): Tavsiyeler, uyarılar ve ‘keşke’ler

Sözümona ‘örgüt’le mücadele adına yapıyla bir şekilde temas halinde olmuş herkesi münafıklık yahut mürtedlikle ithama yönelen tekfirci bir dilin de meydan aldığını görüyorduk. Peki ne oldu? Maalesef siyaset, bürokrasi toplum, medya, cemaatler, aileler, fertler; neredeyse herkes tarafından tam tersi yapıldı. Bir tarafta daha makul ve mutedil olanlar dahi radikalleşirken, diğer tarafta dinî inanç ve yaşayışla ilgili feci çözülmelere de şahit olduk.

En Son Çıkanlar