GÜNÜN YAZILARI

Adalara yeni kaymakam geldi

Adalar’da daha önce olmayan veya kısıtlı kullanılan su, elektrik, doğal gaz deniz altından geçirilerek getirildi, hizmete konuldu. Rahmetli Kadir Topbaş’ın katkılarını hatırlatmak isterim. Çözüm bekleyen konular: Çöp, akülü araçlar, çarşının uygar ve temiz bir görünüm kazanması, sahillerin yurttaşların kullanımına açılması… Tabii bisikletler ne olacak? Kontrolsüzlük zaman zaman ciddi kazalara neden oluyor. Şimdiye kadar onca görüşme yapılmasına rağmen yine belediye ile hükümet arasında uzlaşma sağlanamadığı için olan bize oldu. Hızla artan turist ilgisini de dikkate alan bir gelecek planlaması şart. Yeni kaymakamımıza “hoş geldin” derken, taze taze sorunlarımızı önüne koyuyoruz. Kendisine “kolay gelsin” diyor, başarılar diyoruz.

Uluslararası kuruluşlarda bunalım

Uluslararası kuruluşların etkinliğinin azaldığının bir örneğini biz de görmekteyiz. Kurucu üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi (AK) İnsan Hakları Mahkemesi kararları Anayasa’nın 90’ıncı maddesi yok sayılarak arka arkaya reddediliyor, ancak AK ülkemize karşı yaptırım uygulamaktan bariz bir şekilde çekiniyor. Bu da bir anlamda tüm uluslararası kuruluşların ancak iyi niyet olduğu zaman işlevlerini yerine getirebileceğini, egemen bir devlet kurallara uymayı kabul etmediği zaman bir çeşit nükleer silah olan ihraç, oy hakkının kaldırılması veya üyeliğin askıya alınması dışında başka bir imkân olmadığının göstergesidir. Geçtiğimiz yıl Ukrayna’ya açtığı savaştan sonra ihraç tehdidiyle karşı karşıya kalan Rusya, bu tehdit işleme girmeden kendi iradesiyle örgütten çekilme kararı almış ve Konseyden ayrıldıktan kısa bir süre sonra idam cezasını geri getirerek üyelik gereklerinin başında gelen bu temel Konsey yükümlülüğünün aksine hareket etmiştir. Bu da bir üye ülkeye uygulanacak olası yaptırımların asgari düzeyde de olsa Konseyin insan hakları alanında sağladığı koruma zırhından yararlanan o ülkenin vatandaşlarına zarar vereceğini açıkça göstermektedir. Sanırım Konseyin Türkiye aleyhine yaptırım uygulamaktaki çekingenliğinin bir nedeni de budur.

Ankara saldırısının mesajı kime?

Emniyet Genel Müdürlüğü nizamiyesine yönelik intihar saldırısını üstlenen PKK’nın açıklamasında tuhaf vurgular ve tehditler vardı. “Meclis’in açılış gününde, Meclis’e çok yakın bir yerde” saldırının yapıldığının altı çizilirken örgütün bu “başarısızlığı” özellikle tercih ettiği, esas amacın “ilgili yerlere gereken mesajın ulaştırılması” olduğunu söyleniyor. O mesaj bir süredir PKK’nın her yeri seferber ettiği Öcalan kampanyasıyla ilgili. 31 aydır Öcalan avukat ya da akrabalarıyla görüştürülmüyor. YSP de milletvekilleriyle bunun için yakında sokaklara çıkacak, yerel seçimlere doğru kendini marjinalleştirecek, kendisiyle teması, ittifak kurulmasını zorlaştıracak. Kampanya 9 Mart’a kadar sürecek. Amaç yerel seçimlerden önce Öcalan’ı konuşturmak. Peki Öcalan, konuşunca yerel seçimler için ne diyecek?

Askeri darbeye karşı dış müdahale mümkün mü?

Sorunun uluslararası medya ve düşünce kuruluşlarınca yoğun bir şekilde tartışılmaya başlanmasının sebebi Nijer’de demokratik yollarla seçilmiş devlet başkanı Mohamed Bazoum’un askeri darbeyle devrilmesinden sonra Batı Afrika Devletleri Ekomomik Topluluğu’nun (ECOWAS) Bazoum’a yönetimin geri teslim edilmemesi durumunda askeri müdahalede bulunabileceği tehdidi oldu. Bazı yaptırımlar dışında ECOWAS, askeri müdahalede bulunmadı ama bunun uluslararası hukuktaki yeri hakkındaki tartışma hala sürüyor. Peki, uluslararası hukuk böyle bir dış müdahaleye imkan veriyor mu?
- Advertisement -

Günah keçisi ya da etkisiz eleman

Muhalefetin elindeki belediyelerin bir kısmı -özelikle Ankara ve İstanbul- iktidara geçerse, kuşkusuz hedef tahtasına herkesten önce Akşener konur ve bir “günah keçisi” haline getirilir. Eğer tersi olur ve İYİ Parti’nin kendi logosuyla girdiği bir seçimde muhalefet bir kayıp yaşamaz ise, partisi de Akşener de “etkisiz eleman” derekesine düşer.

En Son Çıkanlar