Yazarlar

Ah bir de gazoz şişesinde ırkçı olsam 

17’nci yüzyılda yaşamış İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân adlı tefsirinde Enbiyâ Suresi’nin 68. ayetini açıklarken Kürtler hakkında “Onların en salihleriyle dostluk kurmaktan ve yaşadıkları bölgelere uğrayıp geçmekten bile sakın” der. 17. yüzyılda yapılan bir ırkçılığın o kadar da önemi yoktu; evli evinde, köylü köyünde zamanlarıydı. Şimdi herkesler X’te, YouTube’da; hâliyle birbirimiz hakkında dediklerimizi görüyor, duyuyoruz. Türkiye şu aralar aniden bir gazoz şişesinin içine düşüp orada kala kalacakmış kadar başıboş ve kırılgan intibası uyandırmıyorsa, bu MİT sayesinde gibi görünüyor. MİT’in başında, devlet ricalinde bulup bulabileceğimiz en aklı başında adam var. 90’larda Teoman Koman’ın yönettiği bir teşkilattan, İbrahim Kalın’ın yönettiği bir teşkilata evrilmesi Türkiye için gerçek manada bir devrim. Türkiye’de eski milliyetçiliğin son temsilcisi Bahçeli ve MİT; Türkiye’de siyaset, yargı ve medya tamamen çökmüşken elimizde kalan, elle tutulur son dayanaklar.

“Kaçakçı” mı denir onlara…

14 yıl önce bugün, 28 Aralık 2011’de 34 insan öldürüldü. 27’si aynı aileden, 19’u çocuk… “Kaçağa gitmişler”; katırla Irak’tan mazot, çay, sigara getirmeye… Parçalanmış bedenleri de battaniyelere sarılıp karda, katır sırtında kilometrelerce taşınmış. Mezarlarındaki notlar yaptıkları “kaçakçılık”ın cirmini-cürmünü de tanımlıyor: “Bilgisayar parası biriktirmek, okul kantinine borcunu ödemek, iki yıl önce ölen annesinin mezarına bir taş dikebilmek, ‘ekstra’ bir kışlık kaban için gitmişler.”

Miss Türkiye’nin mahremiyet refleksi…

Annesi gururla kızını tebrik ederken başörtüsünün boğazını örttüğü kısmı bir miktar açıldı ve Türkiye güzeli, annesinin açılan başörtüsünü hızlıca kapattı. O klişe laf bu kez kullanılabilir; “Üzerine tezler yazılacak” birkaç saniyeydi yaşanan. Eğer bu yıldan ileriye birkaç görüntü kalacaksa mutlaka bir tanesi bu olmalı.

İflah olmaz bir iyimserin 2026 paniği: karamsarlıkta ihtiyat, tedbirde ısrar

2025 kötü bir seneydi, 2026 daha da kötü olacak. Dünyanın direksiyonunda önündeki yola değil, arkasındaki Epstein belgelerine, dibindeki Venezuela petrollerine bakan Trump var. Dünya her sandığa gittiğinde sabahına yeni bir Trump ile uyanıyor; İsrail Gazze soykırımının taze ateşini tüm bölgeye yaymaya çalışıyor. Ukrayna ve Rusya barışı meçhul, yapay zeka ve teknopat iş adamları güç pekiştiriyor. Fakat her şeye inat Zohran Mamdani, Sumud filosu, İsrail’e karşı kurulan büyük insanlık ittifakı sessiz ama derinden yeni bir hikaye yazıyor. Yine de bildiğimiz dünya başımıza yıkılırken, iflah olmaz iyimserliği geride bırakmak, ihtiyatlı karamsarlığımıza sığınmakta fayda var. Toksik iyimserliğinizi terbiye etmezseniz, bu yeni dünya 2026’da sizi fazlasıyla üzecek.
- Advertisement -

Ülke siyasetin neresinde, hangi evresinde?

Yeni milliyetçilik; lider, devlet, güç, başarı, büyüme unsurları üzerinde yükselmeye başladı. Bugün itibarıyla bu siyasi dalga yeni girdilerle devam etmekte, uluslararası çatışma-gerginlik iklimi de bu algıya destek vermektedir. Avrupa’nın yeni bir güvenlik yapısı arayışına girmesi Türkiye’ye yeni tanımlar yükledi. Bunların en önemlisi, Türkiye’nin güçlü ordusuyla, yükselen savunma sanayisiyle Avrupa’ya stratejik ortak olma ihtimalidir. Bu durum, Türkiye’nin Avrupa değerlerine yaklaşması meselesini iyice bir kenara itmekte, hatta otoriter siyasi istikrarı kırılgan bir demokratik dönüşüme yeğler görünmektedir.

En Son Çıkanlar