Yazarlar

“Sevgili günler” resmigeçidi

Çocukluğumda her şey “resmen” kutlanıyordu galiba. Milli bayramlar zaten resmigeçitle, tankla, topla, akşama nispeten “sivil”i bile resmi törenle, adı üstünde “Fener Alayı”yla... O yıllarda henüz icat edilmeyen “Sevgililer Günü” bir yana, yıldönümleri de Resmi Evlilik Cüzdanı’yla resmen. Öyle ki annemle babamın alyansı bile “hususi” değil “resmi”. 27 Mayıs’ta TSK’ya bağışlamışlar, yerine üzerinde evlendikleri gün değil “27.5.1960” yazılı “teneke”den “devrim yüzüğü”nü takmışlar.

İki Ferdi Tayfur arasında…

İlk Ferdi Tayfur İstanbullu, Batılı, modern elitlerin bir parçasıydı, komedi filmlerine yaptığı sesiyle şöhreti yakalamıştı. İkinci Ferdi Tayfur, Adanalı ve yoksuldu. Şehre sonradan gelenlerin, kahırlı aşkların sesi olarak şöhreti yakalamıştı. İlk Ferdi Tayfur elit kültürünün, ikinci Ferdi Tayfur halk kültürünün yıldızı oldular. İkisi de kültürdü, sanattı ve değerliydi. Bu basit gerçeği kabul etmek yıllar aldı.

Jimmy Carter’a veda: Kusursuz bir emeklinin huzursuz ölümü

100 yaşındaki ABD eski başkanı Jimmy Carter, Trump’ın ikinci kez ABD başkanı olacağı 2025’i karşılamayı reddetti ve 29 Aralık 2024 günü vefat etti. Oldukça başarısız dört senecik kısa bir başkanlık tecrübesini hayır işleriyle dolu ve Nobel Barış Ödüllü bir emeklilik hayatıyla unutturan Carter’in bugün arkasından ağlayanı, yas tutanı çok. Fakat Jimmy Carter, 2006 yılında İsrail’e “Apartheid” dediği ve Filistin’in işgalini eleştirdiği için kendi partisi tarafından dahi yalnız bırakılmış, ana akım medyada çok ağır bir karalama kampanyasına maruz kalmıştı.

Ortadoğu’nun kalbinde tufan 2: Suriye’de ne oldu, niçin oldu?

Şaşırtıcı biçimde 61 yıllık Baas yönteminin çökmesinde harici faktörün belirleyici rol oynadığını söyleyebiliriz. Harici faktörden kastım Rusya, İran ve Esed’in beklenmedik tutum değişikliğiydi. Bu hafta söz konusu iki ülkenin tutum değişikliğini anlamaya çalışacağız.
- Advertisement -

“Karamsar” aydınlar çağı: 2025 Türkiyesinde devrimci olan nedir?

Suriye’de 61 yıllık bir rejim on günde yıkılmış ve Devlet’in Kürt meselesinde katı refleksi en yüksek perdeden terk edilmiş, ABD’de Trump döneminin başlamasına sayılı gün kalmışken karamsar aydınlarımız bu süreci basit bir iç politika hamlesi olarak değerlendiriyorlar. Kırılmayı kabullenemiyor ve büyük kırılmalar karşısında ancak çocukların sergilediği bir inkar stratejisine talim ediyorlar. Devrimci dönemler elbette her daim hayırla sonuçlanmaz. 2025’in Türkiye’sinde devrimci olan da bu sayısız ihtimallerin varlığıdır. Mao’nun sözünü karamsar aydınlarımıza hatırlatmakta fayda var: “Gökkubenin altında tam bir keşmekeş var, vaziyet harika!”

En Son Çıkanlar