Bizim kuşak uçaklara yetişemedi ama otobüslerde sigaraların fosur fosur içildiği günleri gördü; kimi keyfini çıkardı kimi ıstırabını çekti. Diyarbekir’den Ankara’ya gidiyorsunuz. Nerden baksan 14 saat yolculuk. Yanına bir amca oturuyor. Daha merhabasını vermeden tabakasını çıkarıyor. “Yeğenim bu Ğurs* tütünüdür” diye önce bir cakasını satıyor, ardından dünyanın en ciddi işini yapar bir edayla tütünü sarıyor ve zevkini çıkara çıkara dumanını üflüyor.
Belçika'lı yönetmen Jaco Van Dormael'in "Yeni Ahit" (Le Tout Nouveau Testament - 2015) filminde Tanrı'nın kızı EA babasını anlatırken kuruyor bu cümleyi. İnsanı günaha sokan bir filmle yeniden karşınızdayım.
Mavvzer, tabiat ile insan arasındaki çizgiden yola çıkarak, bu sınırın hangi haller üzerinden ihlal edildiğini ve ihlal edildiğinde ne tür felaketleri de peşi sıra sürüklediğini küçük bir hikâye üzerinden sorgular.
Başarısız olmuş bir darbe girişiminden iki gün sonra, bütün dünya darbeyi Fethullahçıların yaptığını bilirken, Türkiye’de FETÖ ile irtibatlı herkes gözaltına alınırken, ‘darbeyi koordine etmek’ için geldiği Büyükada’daki otelinden ayrılan Henri Barkey, üzerinde Pennsylvania yazan çanı resepsiyona bırakarak hangi açık mesajı vermiş olabilir? Siz açık olan mesajı anladınız mı? Bu soru çok önemli. Çünkü darbeye teşebbüs ve casusluk iddialarıyla üçer kez müebbet istenen, idam olsaydı idam istenecek bu 64 sayfalık iddianamedeki en somut delil bu.