AK Parti’deki geniş kararsızlar grubu için araştırmacılar, galiba “endişeli modernler”den mülhem “huzursuz muhafazakârlar” adlandırmasını kullanıyor. Yanlış. Onlar muhafazakâr değil; onlar ‘Selim Türkhan.’
İstanbul Sözleşmesi akut şiddet olayları karşısında alınacak önlemlerle ilgili. Madem sözleşme yanlısı ve karşıtı herkes şiddete hiçbir gerekçe üretmeden sonuna kadar karşı, neden sakince konuşamıyoruz? Tartışma ortamında bile şiddet yeniden üretiliyor
Yani özetle; sosyal medya paylaşımları yüzünden bu kadar çok insan hapisteyken, her gün yeni insanlar bu yüzden gözaltına alınırken, bu kadar çok site, hesap kapalıyken, daha Wikipedia bile bir kaç ay önce açılmışken, Türkiye’de internet denetimsizmiş gibi konuşmak da, bizdeki düzenlemeyi Almanya ve Fransa ile kıyaslamak da epey ayıp oluyor.
AK Parti iktidarı öncesi dönemlerde; işkence ve hak ihlalleri nedeniyle Türkiye’yi eleştiren ülkelere, dönemin iktidarları benzer tepkiler gösterirdi. “İç işlerimize karışamazsınız, başlarım sizin insan haklarınızdan” diye kestirip atarlardı. AK Parti iktidara gelirken, içe kapanmacı, hak ihlallerini savunan zihniyete karşı olduğunu belirtmişti.
Bir ülke, demokrasiden ne ölçüde uzaksa, LGBT konusunda da o kadar baskıcıdır. Bunu dünya ölçeğinde yapılmış araştırmalar gösteriyor. Bir iktidar partisi yetkilisi olarak Hamza Dağ’ın, bu kesime yönelik dışlayıcı tavrı, kendince bir siyasi çıkış. Bu konuda toplumdaki önyargılara hitap ederek siyasi destek sağlamayı umuyor gibi görünüyor.