Lâkin 1090’da Amed (Diyarbekir) ve Meyyafarıkin Nizamülmülk’ün damadı Amidüddevle’ye verildi. Meyyafarıkin’deki ünlü Mervani sarayına Nizamülmülk’ün kızı Zübeyde Hanım, eşi ve ailesiyle yerleşti. Belli ki Nizamülmülk, bu zengin ülke ve hazinelerin başına damadının oturmasını daha güvenli bulmuştu.
Dün sabah Haberglobal TV’de, Meclis’in hükümeti denetlemesi meselesini konuşurken MHP’li hukukçu Aydın İşkur, şu doğrultuda bir yorumda bulundu: “Cumhurbaşkanı 5 yıllığına halk tarafından seçiliyor. Bakanları atamak, görevden almak dahil her türlü tasarrufu yapabilir. Çünkü onu halk seçti, 5 yıl içinde halk dışında hesap vermesi gereken bir yer bulunmuyor. Başkanlık sisteminin mantığı bu. Siz parlamenter sistemde kalmışsınız.”
Ramazan ayı boyunca gün içinde kafe ve lokantalar kapalı ama gece teravih namazı kılmak için camilere gitmek serbest! Ramazan ayında dini hassasiyetleri tavan yapan halkımıza devletlünün verdiği bir ulufe bu.
Akşener’e olan ilgi ve desteğin daha da büyümesi Cumhurbaşkanlığı seçiminde Akşener’in kendisinin haricinde birine razı olmasını zorlaştırabilir. Kendi ismi üzerinde mutabık kalınmazsa, 2018’de olduğu gibi, her partinin kendi adayıyla seçime girmesinin yolunu açabilir. Bu yol ise gerek Milet İttifakı ve gerek Akşener için tehlikeler barındırır. Ezcümle Akşener’in oynadığı oyun büyük ama bir o kadar da riskli…
Tam da “işte yüce yargı!” diyecekken, kararla gördük ki Hrant’ın katlinin asıl davasında yargı yine araçsallaştırıldı. Zamanında oluşmuş zinde milli mutabakat titiz bir ayrımla bozuldu; sanıkların suçtaki sorumlulukları değil, sanıklardaki FETÖ mensubiyetleri esas alınarak suçta açık sorumluğu bulunan İstanbul Emniyeti ve İstihbaratı aklandı.