Ana SayfaYazarlarRojava çözüm süreci çöktü mü?

Rojava çözüm süreci çöktü mü?

 

Türkiye’nin Rojava’yı tehlike olmaktan çıkarabilmesi için önünde iki seçenek var. Ya askeri güç kullanarak tehlikeyi bertaraf edecek, ya da müzakere, diyalog, diplomasi gibi yumuşak güç faktörlerine başvurarak tehlikeyi dönüştürecek.

 

Türkiye, 2012-2016 yılları arasında herhangi bir Rojava oyun planı oluşturmadı. Daha çok “bekle gör” tavrını sergiledi.

 

2016-2018 yılları arasında askeri seçeneğe başvurdu. Bu kapsamda Fırat Kalkanı ve Zeytindalı operasyonları icra edildi.

 

Zeytindalı Operasyonu’ndan sonra 2019 yılı boyunca tehlikeyi dönüştürecek yumuşak güç formlarını öne çıkaran arka oda diplomasisine ağırlık verdi. Bu çabalara “Rojava çözüm süreci” demek de mümkün.

 

Süreç kapsamında ABD ile temaslar, Rojavalı yöneticilerle dolaylı-dolaysız görüşmeler oldu, İmralı’ya oyuna dahil olma imkânı veren yaklaşımlar sergilendi.

 

Rojava çözüm süreci aşağı yukarı bir yıl sürdü. Ancak temas trafiğinden bir sonuç çıkmadı. Rojava yetkilileri devlet statüsünde ve ağır silahlarla donatılmış ordu hedefinde ısrar etti. Kandil silâh bırakıp Rojava’ya yerleşmeye yanaşmadı. İmralı da değiştirici-dönüştürücü aktör olamadı.

 

*          *          *

 

Şimdi Türkiye ne yapacağına karar verecek. Önünde iki yol var.

 

(1) Mevcut hali kabul edecek. Bu çok zor. Çünkü o zaman Rojava'dan yansıyan güvenlik tehdidine seyirci kalmış olacak, Rojava’nın Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit edebilecek şekilde ağır silâhlarla donatılmasına (meselâ kendisini Hamas’ın İsrail’e yönelik füze sağanağına benzer bir füze sağanağına tabi kılabilecek 20-40 km menzilli füzelere sahip olmasına) evet diyecek. Türkiye’deki Kürt sosyolojisinin yönetilmesini zorlaştıracak, dış destekli bir siyasi modeli kabul edecek. Böylece “bir taraftan silâhlı bir örgütle mücadele ederken, diğer taraftan o örgütün hemen yanı başında oluşturduğu yapılanmayı ve habitatı kabul eden devlet” ünvanı alacak.

 

(2) Caydırıcı ve dönüştürücü gücünü devreye sokacak. Caydırıcı ve dönüştürücü güç kullanmanın da zorlukları var. Ancak süreç iyi yönetilir, ABD’nin damarına basılmadan Suriye, İran ve Rusya desteği arkalanabilirse, operasyonel bir durumun yaratacağı uluslararası zorlukların yol açacağı maliyet kabul edilebilir noktalara çekilebilir.

 

Bu ortam yaratıldıktan sonra, bir taraftan Kuzey Irak’ta ve sınır hattında icra edilen Pençe 1-2, Kıran 1-2 operasyonları kararlılıkla sürdürülürken, diğer taraftan Rojava’yı sınırlandıran, kantonların bağımsız bir devlet mantığı içinde bir araya getirildiği Kuzey Irak benzeri bir siyasi yapılanmaya izin vermeyen, Arap nüfusu mevcut siyasi yapının dışına çıkartan, ağır silâhlarla donatılmış ordu ufkunu sekteye uğratan operasyonel bir faaliyet gelişebilir.

 

*          *          *

 

Bugüne kadar “Kürt sorunu müzakereyle çözülür” diyen tezi hep Türkiye’de test etmiş, ama her defasında yanılmıştık. Bu kez söz konusu tezi Rojava’da test ettik, ancak maalesef yine aynı kısır döngüyle karşılaştık. Artık Rojava’da da güçlü olanın karşı tarafa iradesini kabul ettireceği günler başlamış bulunuyor.

 

- Advertisment -