Hilal Köylü / Ankara
Yavaş’ın rahatsızlığındaki Odatv ayrıntısı
Mansur Yavaş, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın kendisini cumhurbaşkanı adayı ilan etmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirirken, Türkiye’de kirli siyasetin olağanlaştığından yakındı. Sağlı sollu saldırıların hedefinde olduğunu anlatan Yavaş’ın, ismini de vererek Odatv’yi işaret etmesinin ayrı bir önemi var. Muhalefet kulislerinde, Odatv’nin desteğini alan İmamoğlu’nun tıpkı Yavaş gibi muhalefetin cumhurbaşkanı adayının altı partinin ortak kararıyla belirleneceğini söylemesi gerektiği beklentisi öne çıkıyor.
Mısır’la “güven mektupsuz” büyükelçi açılımı
Türkiye Kahire’ye neden doğrudan bir büyükelçi atamadı da, büyükelçi seviyesinde bir maslahatgüzar atadı? Diplomatik kulislerdeki “Büyükelçi atansaydı, Erdoğan, Sisi’ye güven mektubu yazmak zorunda kalacaktı” yorumlarını Türk Dışişleri yetkileri yalanlamıyor. Belli ki Erdoğan henüz güven mektubu aracılığıyla Sisi’yle doğrudan iletişim kurmaktan yana değil. Büyük bir ihtimalle Erdoğan’la doğrudan görüşmeye Sisi de hazır değil. Tarafların şimdilik “güven mektupsuz büyükelçi atama” formülünde anlaşmış olması da ihtimal dahilinde.
İyi Parti’de “merkez sağ” hamleleri… Ağıralioğlu’nun gündeminde istifa yok…
Beş yılda İyi Parti’nin oy oranını yüzde 15’in üstüne çıkarmayı başaran İyi Parti lideri Meral Akşener’in 6’lı masaya, Millet İttifakı’na zarar verecek açıklamalara da, toplumsal kutuplaşmayı körükleyecek sözlere de toleransı yok. Partisini merkez sağda büyütmek isteyen Akşener’in Koray Aydın’ı teşkilat başkanlığından alması, Yavuz Ağıralioğlu’nu da partinin A takımından dışlamasının nedeni bu. Akşener’in kendisiyle konuşmadan karar almasına kızgın ve kırgın olan Ağıralioğlu’nun -istifa etmese de- önümüzdeki hafta yapmayı planladığı açıklamalarla siyaset kulislerini hareketlendireceği kesin.
Muhalefet oy sandıklarının güvenliği için özel masa kurdu
Altı muhalefet lideri, Cumhur İttifakı’nın son seçim kanunu teklifinden sonra kamuoyunda artan seçim güvenliği endişesini gözeterek, DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın önerisiyle ortak bir çalışma grubu kurulmasını kararlaştırdı. Her ay toplanma kararı alan liderlerin bir sonraki buluşması Demokrat Parti’nin ev sahipliğindeki iftar yemeğinde olacak. Seçim taktikleri konusunda elini çok da açık etmek istemeyen muhalefet liderleri, diyaloğu ve birlikteliği öne çıkaran mesajlarla iktidarı sıkıştırmayı hedefliyor.
Herkes gider, Soylu gitmez!
Furkan Vakfı üyelerinin maruz kaldığı polis şiddetini AKP yönetimi “kabul edilemez orantısız güç” olarak tanımlayınca, Ankara’da dikkatler bir kez daha İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kabinede kalıp kalamayacağına çevrildi. Bahçeli’nin “soy ismi gibi soylu” sözleriyle sahip çıktığı bakan Soylu’nun kabineden gitmesinin beklenti ve temenniden öteye geçmesi bu kez de çok zor. AKP’nin oylarının yüzde 29’a kadar düştüğünün farkında olan Erdoğan’ın Cumhur İttifakı’nda olası bir çatlağı göze alması mümkün değil.
6’lı masa dağılmıyor, dahası yeni taahhütlerle halkın karşısına çıkma planı yapıyor
Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş için ortak hareket kararı alan 6 muhalefet partisi lideri 27 Mart’ta üçüncü kez bir araya geliyor. Gündem, parlamenter sisteme geçiş süreci ve sonrasına ilişkin yapılacaklar listesinin bir taahhütle kamuoyuyla paylaşılması. Ortak cumhurbaşkanı adayına dönük ilkeleri ortaya koymaları beklenen liderler topluma “Dağılmıyoruz, güçleniyoruz” fotoğrafı da verecek.
Erdoğan AKP oylarını artırmak için kolları sıvadı: Sarayda “vefa” yemeği
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski milletvekili ve bakanlarla “vefa buluşmaları” kararını hayata geçiriyor. İlk buluşma akşam yemeği formatında 21 Mart’ta Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleşecek. Düzenli aralıklarla yapılacak vefa buluşmalarına AKP’den ihraç edilenlerle istifa edenler davet edilmeyecek. AKP’nin büyük önem atfettiği ilk vefa yemeğini MHP “sembolik” görüyor. Partiden kendisi ayrıldığı içir davet almayan Ertuğrul Yalçınbayır: “Adına ‘vefa’ denmesi yanlış olmuş. Vefa, cidden İstanbul’da bir semt adı sadece. Siyasette yeri yok. Toplantıların taktiksel olduğunu herkes bilsin.”
Mekik diplomasisi burada işlemiyor: Mariupol’de tıkanan tahliye
Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarını Antalya’da buluşturan Türkiye, barış müzakereleri için “kolaylaştırıcı, arabulucu” rolünde ısrarlı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Moskova’da Lavrov’la, Lviv’de Kuleba’yla görüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşın başından beri Zelensky’le üç kez, Putin’le iki kez telefonda konuştu. Yeni bir Putin görüşmesi için planlama yapılıyor. Ancak Rus bombardımanı altındaki Mariupol’deki Kanuni Sultan Süleyman Camisi’nde 30 Türk halen mahsur. Peki, “mekik diplomasisi”nde iddialı Türkiye neden Ukrayna’dan vatandaşlarını tahliyede istediği hızı yakalayamıyor?
Tarhan Erdem: “Seçim kanunu değil hile”
AKP ile MHP, 2023 seçimlerine ittifakları küçük partiler için dezavantajlı hale getirerek girmeyi planlıyor. Bu yöndeki seçim kanunu teklifini “mühendislik faaliyetinden öte hile” olarak değerlendiren kamuoyu araştırmacısı, seçim uzmanı Tarhan Erdem, ittifakları bozmanın tahmin edildiği kadar kolay olmayacağını öngörüyor. Erdem’e göre ittifaklar bozulsa bile AKP ile MHP’nin büyük kazanç sağlaması da pek mümkün değil. Seçim kanunu teklifi; CHP’den DEVA’ya, İyi Parti’den Gelecek’e muhalefetin her cephesindeki AKP-MHP iktidarını devirmeye dönük motivasyonu yıpratmış değil.
Seçim yasakları Erdoğan’ı yine teğet geçecek
AKP ile MHP, seçim kanunu teklifini meclise sundu. Seçim barajını yüzde 7’ye düşüren teklif, siyasi partilerin bir seçim bölgesinde milletvekili çıkarmaları için ittifakın oylarından yararlanamayacağını söylüyor. Artık oyların feda edildiği, ittifakların önemsizleştirildiği değerlendirmelerinin yapıldığı siyaset kulislerinde, teklifteki en büyük sorun olarak cumhurbaşkanının seçim yasakları kapsamına alınmaması gösteriliyor. Yani yine adaletsiz bir seçim yarışı olacak.
ÖZEL HABER | O fotoğrafların hikayesi: “Mr. President?”, Zelensky: “Yes, I’m”
Rusya’nın Kiev’e saldırıları sürerken cumhurbaşkanlığı sarayında Zelensky’yi fotoğraflayan Reuters muhabiri Ümit Bektaş o fotoğrafların hikayesini anlattı: “Kameralarla, mikrofonlarla işler bittiğinde, röportajlar tamamlandığında şöyle güzel bir fotoğrafınızı çekmek isterim’ ricamı olumlu karşıladı. ‘Nerede çekeceksin’ diye sordu. ‘Çalışma ofisinize gidebiliriz’ dedim, Zelensky polar ceketini çıkardı, birden zemin kattaki merdivenlere oturdu, dirseklerini dizlerinin üzerine koydu, kameraya baktı. Şöyle poz verin, böyle poz verin demedim. Her şey çok doğaldı.” Bektaş, “Mr. President” diye seslendiğinde “Yes, I’m” diye espriyle karşılık veren Zelensky için: “Düzgün, makul, sempatik ve normal bir adam” diyor.
RÖPORTAJ | Emekli Büyükelçi Selim Kuneralp: “Emekli askerlerin Putin hayranlığı çok ürkütücü”
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali hem AB ve NATO’nun asıl misyonuna hem de Türkiye’nin Batı-Rusya hattında nerede duracağına ilişkin tartışmaları büyüttü. İşgal karşısında özellikle Türkiye’deki emekli askerlerin “Putin hayranlığı” sergilediğine dikkat çeken emekli büyükelçi Selim Kuneralp sadece “Tek adam hayranlığından mı kaynaklanıyor bu iş” sorusunu sormakla yetinmiyor. Putin hayranlığı için “çok ürkütücü” diyen Kuneralp, “Bu askerler görevdeyken Rusya’yla savaş çıksaydı demek ki gidip gemilerini Rusya’ya teslim edeceklerdi” diyor. Kuneralp, Putin’in tıpkı Esad gibi tüm dünyadan izole edildiği yeni bir dünya düzeni kurulduğunu, Türkiye’nin de mutlaka tarafını seçmek durumunda kalacağını öngörüyor.
İZLENİM | İlk imzalar atıldı, üçüncü toplantı martta, seçim ittifakı için gözler Seçim Kanunu’nda
6 muhalefet partisi lideri Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme dönüşün yol haritasına Ankara’da imza koydu. 6 parti henüz seçim ittifakı kurmadı. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem idealiyle buluşan 6 partinin seçim yolunda ittifak kurup kurmayacakları sorusuna yanıt büyük olasılıkla iktidarın yakında meclise sunması beklenen Seçim Kanunu sonra netleşecek. Çünkü 6 parti de o kanunda neler olacağını görüp ona göre hareket etmek istiyor. 6 parti lideri Mart’ta yeniden buluşacak. O buluşmanın ev sahipliğini Babacan yapacak.
Kılıçdaroğlu’nun elindeki İmamoğlu notları: “Cumhurbaşkanlığını istiyor ve ittifakı zorluyor”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı resmen genişlemeden cumhurbaşkanlığı adaylığının hem CHP’de hem de ittifak içinde tartışılmasını istemiyor. Bu yüzden adaylık konusunda yetkiyi de kararı da 6’lı masaya bıraktı. Kılıçdaroğlu’nun bu stratejisinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığında ısrar ettiğine ilişkin kendisine ulaştırılan bilgi notlarının da rolü var.
Muhalefetin yol haritasında 1921 Anayasası’nın “çoğulcu” özelliğine pozitif gönderme yapılıyor
6 muhalefet partisinin hazırladığı güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin yol haritasında “Geriye dönmüyoruz” başlıklı bir bölüm var. Bu bölümde 61 ve 82 anayasalarının “vesayetçi” ruhu eleştirilirken, 1921 Anayasası’nın “çoğulcu” özelliğine pozitif gönderme yapılıyor. 6 parti ayrıca meclisin denetim yetkisinin güçlendirilmesi için “Devlet sırrı ya da ticari sır” kapsamına giren konularda bakanların soruşturulamaması kuralının kaldırılmasında anlaştı.
Bilkent Otel: ‘Demokrasi’ diyen partiler burada doğdu: AK Parti, DEVA, Gelecek… Muhalefet de manifestosunu burada okuyacak
Muhalefet kurmayları 28 Şubat’taki toplantı için neden Bilkent Otel’i seçtiklerini açıklarken “Bilkent demokrat bir yer. Kimsenin oradaki planlı bir toplantıyı iptal etmesi mümkün değil. Bu otelde baskıya yer yok” diyorlar. DEVA kongresini hatırlıyorum: Salondaki ses sistemi, bahçelere yansıtılan dev ekranlar. Rahat ama güvenli giriş çıkışlar. O gün konuştuğum herkesten aynı ses yükseliyordu: Bilkent Otel’de kalabalıksınız ama ferahsınız. Demokrasi gibi.
RÖPORTAJ | “Muhalefet daha açık, daha net mesajlar vermeli”
Altı muhalefet partisi liderinin görüntü verdiği yuvarlak masada HDP’nin olmadığı, ortak bildiride de somut önerilerin yer almadığı eleştirileri sürüyor. Siyasetçi ve araştırmacı Tarhan Erdem “demokrasi için fırsat” olarak gördüğü yuvarlak masadan çıkan bildirideki eksikleri “Laiklik, yerel yönetimler ve parti içi demokrasi” olarak sıralıyor. Erdem seçim için hayli iyimser: “Halkın tecrübesinin yeterli olduğuna inanıyorum. Seçim akşamı diyeceğiz ki; her şeyi dikkate alarak, ince ince düşünerek karar verseydik bu kararı verirdik.”