Onur Erkan

“Küçük bir uçak çarptı, merak edilecek bir şey yok”

11 Eylül saldırılarında hayatını kaybeden tek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Yozgatlı Zühtü İbiş, eşiyle yaptığı son konuşmasında, “Küçük bir uçak çarptı. Merak edilecek hiçbir şey yok. Beni çağırıyorlar. Bizi aşağıya indirecekler” demişti. Üniversite çağında ABD’ye geldiğinde tek kelime İngilizce bilmeyen İbiş; bilgisayar programcısı olarak İkiz Kuleler’in 103. Katında çalışıyordu. İlk uçak 98. kata çarpmıştı. İbiş’in cesedinin parçaları ancak iki yıl sonra bulunabildi.

Bir haftadır kayıp olan, Filistinli tıp öğrencisi Muhammed Salhab’ın kaçırıldığı düşünülüyor

2013’den beri Konya’da yaşayan Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi Filistinli Muhammed Salhab’dan 3 Eylül Cuma gününden beri haber alınamıyor. Serbestiyet’e konuşan arkadaşları Salhab’ın kaçırıldığını düşünüyor. Batı Şeria’da yaşayan babası oğlunun bulunması için Erdoğan’a çağrı yaptı.

Uygur Mahkemesi’nin ikinci duruşması başladı: Türkiye’de çalışana 25 yıl hapis

Uygur Soykırımı iddialarını soruşturmak amacıyla Londra’da kurulan özel mahkeme, Uygur Mahkemesi’nin (Uyghur Tribunal) ikinci duruşmaları bugün (10 Eylül) başladı. 4 gün sürecek duruşmada Çin’in “eğitim merkezi” dediği kamplarda bizzat kendisi bulunmuş 3 tanık ve kamplarda yakınları bulunan 5 tanık dinlenecek. 4’ü Uygur olmak üzere 30 araştırmacı ve akademisyen de bilgi ve bulgularını anlatacak.

Hükümete yakın yazarlar, salgın tedbirlerinin ‘yerli ve milli’ olmadığı kanaatinde

Hükümete yakınlığıyla bilinen bazı köşe yazarları ve televizyon yorumcuları aşı, PCR testi, maske gibi pandemi tedbirleri konusunda hükümetle çelişen tavırlar alıyor. Pandemiye karşı tedbirlerin bir küresel komplo planı doğrultusunda yönlendirildiğine inanan köşe yazarları, çözümün sağlık politikalarının “yerli ve milli” bir yörüngeye sokulmasında olduğunu düşünüyor.

Aşı karşıtlarının ‘örnek ülke’si Romanya üzdü: Aşısızlara karantina!

Sosyal medyada, Romanya’nın Covid-19 aşılarının ölümlere yol açtığı gerekçesiyle aşı alımını durdurduğu ve aşı merkezlerini kapattığı iddiası gündem oldu. Türkiye’deki aşı karşıtları Romanya’yı örnek ülke ilan etti ama işin aslı başkaydı. Nitekim mevcut uygulamaya göre, Türkiye’den Romanya’ya gitmeyi planlayan bir aşı karşıtı, tam aşılı olmadığı için 14 günlük karantinayı göze almak zorunda.

“Hikâyen dağlarda başladı, pis çamurlarda bitti”

Uzun yıllar boyunca Yunanistan Komünist Partisi’nde milletvekilliği ve bakanlık yapan ve geçtiğimiz günlerde hayata veda eden Mikis Theodorakis yaşamının son yıllarında “ulusalcı” çıkışlarıyla gündeme geldi. Aşırı sağcı Altın Şafak üyelerinin izlediği son miting konuşmasından sonra evinin duvarına sprey boyayla “Hikâyen dağlarda başladı ama Syntagma Meydanı’nın pis çamurlarında bitti” yazılmıştı.

Erdoğan da doğruladı: Geçen yıl açıldığı duyurulan sosyal medya temsilcilikleri ‘hayalet’miş

Geçen yıl kabul edilen Sosyal Medya Yasası’na göre, Türkiye’de temsilcilik açmayan siteler kapatılacaktı. Yasanın kabulünün ardından, iktidar medyasının “teslim bayrağını çektiler” sloganları eşliğinde temsilciliklerin açıldığı duyuruldu. Fakat açılanların “hayalet temsilcilikler” olduğunu söyleyenler de vardı. İddialara göre, sosyal medya sitelerinin kapanacak olmasını göze alamayan hükümet, şirketlerle zımnî bir anlaşma yapmış, “hayalet siteler”i gerçek(miş) gibi kabul etmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kuru kuruya temsilcilikler” açıklaması iddia sahiplerini haklı çıkardı.

Kendisine dün akşamdan beri ulaşılamayan “Hudut Namustur” pankartını asanlardan Ahmet Ç. bulundu

Dün (2 Eylül) akşam saatlerinden beri kendisine ulaşılamayan, “Hudut Namustur” pankartını asanlardan Ahmet Ç.’nin bulunduğu açıklandı. Haber, avukatı tarafından sosyal medyadan duyuruldu. Dün gece Ahmet Ç.’nin sosyal medya hesabından Buğra Kavuncu’yu suçladığı bir video paylaşılmıştı. Arkadaşları videonun baskı altında çekildiğini iddia ediyor.

“Bu yayın yabancı ajan işlevi gören bir medya tarafından üretildi”

Rusya’da önümüzdeki ay gerçekleşecek parlamento seçimleri öncesinde medyaya baskı hızlandı. Adalet Bakanlığı ülkenin az sayıdaki özel medya kuruluşlarını, yurtdışından yayın yaptığı ya da yabancı fon aldıkları iddiasıyla “yabancı ajan” olarak damgalamaya başladı. Son olarak muhalif özel medya kanalı TV Rain’i (Dozhd) “yabancı ajan” olarak sınıflandırıldı. Kanaldaki her program öncesi 15 saniye ekranda “Bu yayın yabancı ajan işlevi gören bir medya kuruluşu tarafından üretildi” uyarısı çıkıyor. Aynı uyarı kanalın internet sitesinin de sürekli tepesinde yer alıyor.

Erdoğan 28 Şubat’ı affeder mi?

28 Şubat hükümlülerinin tahliyesi için Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurudan dün (26 Ağustos) olumsuz yanıt geldi. Geride iki ihtimal kaldı: Adli Tıp Kurumu’ndan avukatların beklediği yönde bir rapor çıkmasının ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın infaz erteleme kararı vermesi ya da Cumhurbaşkanı affı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hapis yattığı dönemin aktörleri için af yetkisini kullanıp kullanmayacağı tartışma konusu. Akit, dünkü manşetinde “Darbeciyi affedeni millet affetmez” dedi. Cumhuriyet de geçtiğimiz günlerde af tartışmalarına ilişkin “Çirkin Oyun” manşetini atmıştı.

ÖZEL HABER | Kundakçılık zanlısının ‘Ülkücü’ olduğu iddia edilince, yangınları ‘sabotaja’ bağlayanların cephesi genişledi

Manavgat’ta orman yaktığı suçlamasıyla tutuklanan Ali Y.’nin Serik Ülkü Ocağı üyesi olduğunun iddia edilmesi üzerine; düne kadar haklı olarak yangınların sebebini “iklim değişikliği”ne bağlayan bazı ünlü hesaplar, sabotaj ihtimalini ciddiye almaya başladı. Tiyatrocu Orhan Aydın: “Vatana hainlikten yargılanmalı”, TİP milletvekili Barış Atay: “Ülkü Ocakları Üyesi! Para için yakmış ormanı! Hani şu; ülkenin ırmağının akışına öleceğini iddia edenlerden…”

Yangınlar, ‘sabotaj’ hikâyeleri ve sosyal medya harareti aynı anda söndü

Yalnız sosyal medyadan değil, ‘ana akım’ TV’lerden de dile getirilen “Başka ülkelerdekini bilmeyiz, bizim yangınları teröristler çıkartıyor” iddiası iki hafta sürdü. Sonrasında bunları doğrulayacak bulgulara ulaşılamadı. Önceki günlerde, bu iddialardan ikisi daha trajik sonuçlarıyla öne çıktı. Birinci olayda suçlanan kişi yangın sırasında kapıldığı alevler yüzünden kaldırıldığı hastanede can verdi. İkinci olayın ‘faili’ ise büyük bir ihtimalle “işlemediği bir suçu kız arkadaşına hava atmak için işlediğini söylemek” diye bir suç varsa, ondan yargılanacak.

‘Şeriat karşıtı’ kadınlar 25 yıl sonra Taliban’ı nasıl selamladı

Cumhuriyet Kadınları Derneği, 15 Şubat 1997’de gerçekleştirilen Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü’nün ardından kuruldu. Resmi kuruluş tarihi olarak, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilişinin yıldönümü olan 5 Aralık 1934 tercih edildi. Derneğin kurucu başkanlığını Sivas Katliamı’nda mağdurların avukatı olarak bilinen Şenal Sarıhan üstlendi. Geçtiğimiz yıl Sarıhan ve arkadaşlarının istifa ettiği dernek, dün “Bağımsız Afganistan’ı tanıyoruz ve selamlıyoruz” açıklamasını yaptı.

Kabil Havalimanı’ndaki Afganlar neden bebeklerini askerlere uzatıyor?

Taliban yönetimindeki Afganistan’dan kaçmak için günlerdir Kabil havalimanında bekleyen Afganların askerlere uzattığı bebek görüntüleri “kurtulsun diye bebeklerinden vazgeçtikleri” şeklinde yorumlandı ama gerçek böyle değildi. ABD Savunma Bakanlığı sözcüsü John Kirby, görüntülerdeki hasta bebeğin tedavi edilmesi amacıyla askerlere teslim edildiğini ve tedavisi sonrasında yeniden ailesinin yanına döndüğünü açıkladı. Her ülkenin medyası havalimanındaki kendi askerlerinin izdiham sırasında ailelerinden ayrı düşen veya yüksek sıcaklık, sağlık problemleri yüzünden askerlerin bulunduğu korumalı tarafa alınan Afganistanlı bebeklerle ilgilenirkenki görüntülerini yayımlıyor.

Bir mülteci yalanı daha: Şırnak’ta ambulans kaçıran Suriyeli değil, Siirtli

Yeniçağ gazetesi ve Aykırı sitesinin “Şırnak'ta Suriyeli şahıs Devlet Hastanesi’nden ambulansı kaçırarak halkın üstüne sürdü. Silopi’ye kadar giden Suriyeli şahıs, polisin havaya ateş açması ile durduruldu” diye verdiği haberdeki kişinin Suriyeli değil Siirtli olduğu, akli dengesinin de yerinde olmadığı ortaya çıktı. Bu, benzer sitelerin mülteciler hakkındaki, yalan olduğu ortaya çıkan çok sayıda haberinden biri.

ÖZEL HABER | 65 yaş üstüne Almanya ve Fransa yolu kapalı

Almanya ve Fransa, Avrupa İlaç Ajansı'nın (EMA) onayladığı aşılardan, gerekli tüm dozları almış olanların ülkelerine seyahat edebilmesine izin veriyor. Bu kriterlerle sadece tüm dozları Sinovac olanlar değil, iki doz Sinovac'ın üzerine 3. ve tek doz BioNTech aşısı olanlar da Almanya ve Fransa'ya seyahat hakkı elde edemiyor. İki doz Sinovac aşısı alan öncelikli grubu teşkil eden 65 yaş üstü vatandaşların tamamına Almanya ve Fransa yolları kapalı.

Sabotaj tezviratının sonucu: Kamu düzeninin ortadan kalkmış olduğu hissini veren görüntüler

Orman yangınlarının sabotaj, terör saldırısı gibi nedenlerden kaynaklandığı yönündeki yoğun söylenti, kamu düzeninin ortadan kalkmış olduğu hissini veren görüntülere yol açıyor. Görüntülerde silahlı ve sivil şahıslar ormanlık alanlarda nöbet tutuyor, yol kontrolü yapıyor. Yerel basında, ‘sabotajcı’ olduğu kanısına varılmış kişilere yönelik saldırı haberleri de geniş yer tutuyor.

ÖZEL HABER | Telefondan önce ‘darbeci’, telefondan sonra ‘mevkidaş’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile telefonda görüştü. Bu, Türkiye'nin “darbe” diye tanımladığı 25 Temmuz müdahalesinden sonra iki ülke arasındaki ilk resmi temas oldu. Yeni Şafak gazetesi dün akşam saatlerinde duyurulan bu görüşme nedeniyle erken baskılarındaki Tunus haberini şehir baskılarında değiştirdi. Gazete, Kays Said’e taşra baskısında birinci sayfadan "darbeci" derken, şehir baskısında bu haberi çıkardı ve Said’i "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın meclis çalışmalarını donduran mevkidaşı" olarak tanımladı.

ÖZEL HABER | Denizden atık yağ bidonunu çıkarınca, kundakçı terörist ilân edildiler

Türkiye’nin yangınlarla boğuştuğu 31 Temmuz günü bir internet sitesi Büyükada’da biri Avustralyalı üç kişinin benzin bidonuyla yakalandıklarını yazdı. Habere göre yakalananların terör bağlantısı çıkmıştı. Suçlanan isimlerden Berna Söğüt, o gün Büyükada’da yaşananları Serbestiyet’e anlattı: “’Benzin bidonu’ denizden çıkardığımız atık yağ bidonuydu, hakkımızda soruşturma yok, adli sicil kaydımız da temiz. Deniz kirlenmesin diye bidonu çıkarıp çöpe bırakmasaydık başımıza bunlar gelmeyecekti.”

ARAŞTIRMA | 32 yıl sonra dünyanın her yerinde duvarlar yükseliyor

1989 yılında Berlin Duvarı yıkılıp iki Almanya kutlamalar eşliğinde birleşirken, gelecek ile ilgili ‘sınırlar önemini yitirecek, duvarlar kalkacak, dünya küresel bir köy haline gelecek’ projeksiyonları yapılıyordu. Ama öyle olmadı. 32 yıl sonra dünyanın sınır hatlarında duvarlar yükseliyor. Savaşlar ve göçler başlıca sebep. Afgan göçüne karşı Türkiye-İran sınırına örülen duvar bunun son örneği. Dünyanın yeni duvarlarını araştırdık.

Boraltan Köprüsü (ve Trajedisi) var mıydı yok muydu?/

Boraltan Trajedisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın favori tek parti anlatılarından biri… İlk defa 1951’de ‘duyulan’ olaya göre, 2. Dünya Savaşı’nın son yıllarında Türkiye’ye sığınan çoğu Azeri, tümü asker 195 Sovyet vatandaşı savaşın bitiminden hemen sonra iade edildi ve sınırda kurşuna dizildi. Yeniçağ gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ, “Boraltan Köprüsü Rivayetleri” başlıklı yazısında yeni bir ‘anlatı’ sundu. Olayı konu alan filmin 1979’daki Maraş Katliamı’nı başlattığı Boraltan tartışmasını gazeteci Yavuz Selim Demirağ, akademisyenler Prof. Hakkı Uyar ve Dr. Orhan Çekiç ile konuştuk.

Türkiye’ye gelen yabancı fonların çoğunu devlet kurumları kullanıyor

Türkiye AK Parti iktidarından önce ‘yabancı fon’ nedir, pek bilmezdi. AK Parti’nin Avrupa Birliği hamlesiyle başlayan Avrupa kaynaklı yabancı fonların toplamı 2002-2020 arasında 10 milyar avroyu geçti. Çok sayıda bakanlık, çeşitli projelerini buralardan sağladıkları hibelerle yürütüyor. Fahrettin Altun’un başkanlığını yürüttüğü dönemde SETA da bir raporunu AB fonundan yararlanarak hazırlamıştı.

Bir görüşme iki içerik: Erdoğan Uygur Türkleri için Şi Cinping’e ne dedi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasındaki telefon görüşmesi hakkında Cumhurbaşkanlığı ve Çin kaynakları ayrı telden çaldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na göre Erdoğan görüşmede “Uygur Türklerinin Çin'in eşit vatandaşları olarak huzur içinde yaşamalarının önemini vurguladı.” Çin resmi haber sitesine göre ise Erdoğan, “Türk topraklarını hiç kimsenin Çin’in egemenliğini tehlikeye atan ayrılıkçı faaliyetler için kullanamayacağını” söyledi.

Erdoğan’ın İsrail açılımına iktidara yakın gazeteler tek satır yer vermedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni göreve başlayan İsrail Cumhurbaşkanı Yitshak Herzog ile 40 dakikalık bir telefon görüşmesi yaptı. Hükümete yakın gazeteler, okurlarının bu görüşmeyi bilmesini uygun bulmadı: Sabah, Hürriyet, Takvim, Akşam, Yeni Şafak, Akit basılı gazetelerinde habere hiç yer vermedi. İnternet siteleri ise Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın kısa açıklamasıyla yetindi. Görüşme İsrail medyasında tam tersine geniş yer buldu.

ÇKP 100. yıl zirvesi: Erdoğan’dan yazılı, Khan ve Abbas’tan görüntülü, VP’den yoğun katılım

Çin Komünist Partisi 100. yıldönümü için online siyasi partiler zirvesi düzenledi. Zirveye dünyadan Maocu ve komünist partilerle ‘Bir Kuşak Bir Yol’ kapsamında Çin ile ekonomik ilişkiler kuran ülkelerden partiler katıldı. İmran Khan, Çin liderinin merhamet ve adaletini övdü. Mahmud Abbas, Filistin’e desteği için Çin’e teşekkür etti. Erdoğan’ın Türkiye medyasına yansımayan yazılı bir mesaj gönderdiği toplantıya Vatan Partisi 1200 kişiyle katıldı. AK Parti ve CHP’den birer temsilci toplantıyı online izledi.

Ülker ve Çaykur’un Çin bayiliğini yapan iş insanının suçu: Türkiye ile temaslı olmak

Türkiye gıda ürünlerini Çin pazarına sokan Uygur iş insanı Musa İmam'a verilen 18 yıl hapis cezasının gerekçeleri ortaya çıktı. İmam'a yönelik suçlamalar arasında oğlunun Türkiye seyahatleri de var. Musa İmam 2000-2017 arasında Ülker, Çaykur, Beko, Evyap’ın da aralarında bulunduğu 8 Türkiye firmasının Çin bayiliğini yapmıştı.

Çin, Pakistan Başbakanını nasıl susturdu?

Pakistan Başbakanı İmran Khan geçen hafta Amerikan HBO televizyonunun Uygur sorusunu geçiştirdi, Çin devlet televizyonuna konuşup Pekin için “kötü gün dostu” dedi, en son Çin Komünist Partisi’nin 100. Yıldönümü mesajında Çin’deki tek partili sisteminin “seçimli demokrasiden daha başarılı” olduğunu iddia etti. Peki, Pakistan’ın göreve başladığında eski yönetimin Çin’le yakınlaşma politikalarını eleştiren, Hindistan’daki İslamofobiden şikâyet eden başbakanı nasıl Uygur meselesinde ağzını açamayan bir Çin hayranı haline geldi?

ÖZEL HABER – 2013’te Diyanet İşleri Başkanını Çin’de karşılayan Uygur akademisyenler kayıp

Çin'in Uygur Özerk Bölgesi'nde bulunan Şincan İslam Enstitüsü akademisyenlerinden haber alınamıyor. 2018 yılından beri irtibat kurulamayan akademisyenler, 2013 yılında dönemin Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'i Çin ziyareti sırasında enstitüde karşılayanlar arasındaydı. Görmez, Serbestiyet’e yaptığı açıklamada tutuklu olduğu düşünülen akademisyenler için Çin makamlarına üç kez yazı yazdığını ama “araştıracağız” dışında bir cevap alamadığını söyledi.

RÖPORTAJ – Rushan Abbas: “Çin hiçbir devlete benzemiyor; sadece suçladığını değil yakınlarını da hedef alıyor”

Çin, bağımsız özel Uygur Mahkemesi’nde ‘Uygur Soykırımı’ suçlamasıyla gıyabında yargılanmaya başladı. Mahkemeden birkaç gün sonra gelen G7 Zirvesi’nde Çin ve Uygurlar önemli gündem maddelerinden biri oldu. Bu günlerde İstanbul’da bulunan Uygur diasporasının etkin ismi, Uygur Hareketi Başkanı Rushan Abbas ile konuştuk.

Çin Üniversitesi Macaristan’ı karıştırdı: “Winnie”nin gözü Budapeşte’de

Çin’in, Fudan Üniversitesi'nin bir kampüsünü Budapeşte'de kurma planı, Orban yönetimine karşı muhalefetin yeni gündemi haline geldi. Muhalif belediye başkanı kampüs planındaki caddelere Uygur Şehitleri, Özgür Hong Kong, Dalay Lama adlarını verdi. Binlerce kişinin katıldığı protesto gösterisinde konuşan, muhalefet blokunun en güçlü başbakan adayı Budapeşte Belediyesi Başkanı Karacsony "Fudan protestoları iktidara muhalefetin simgesi" dedi. Tepkiler üzerine geri adım atan Viktor Orban projenin 2022 genel seçimlerinden sonra halk oylamasına sunulacağını duyurdu. Protestoların sembolü ise Çin lideri Şi Cinping'e benzetildiğine dair espriler yüzünden Çin'de yasaklanan Winnie the Pooh.