Manşet

Ya ‘Erdoğan’ın askerleriyiz’ diye bağırsalardı?

Aslında başlıktaki sorunun basit bir cevabı var: Bir disiplin kurumu olan ordunun mensubu teğmenler slogan atamazlar. Bu sloganın Atatürk için ya da Erdoğan için atılması fark etmez. Slogan askere uymaz. Ama galiba bu cevabın çok çok uzağındayız.

Almanya’nın Trump’ı: Merz

Almanya, son aylarda, bir politikacıyı benimsemeye başladı: Friedrich Merz… Merkel’in yanında yetişmiş bir isim. Merkel siyaseti bırakınca, onun partisinin yani CDU’nun başına geçti. Almanya’nın...

Santorini yanardağının yakınındaki seri depremler Yunanistan’ı panikletti

Yunanistan, yanardağın bulunduğu Ege’deki Santorini adası yakınlarında ardı ardına meydana gelen depremler nedeniyle acil durum ilan etti. Okullar tatil edildi. Yunanistan İklim Krizi ve Sivil Koruma Bakanı Kikilias: “Kalabalık toplantılar yapmayın, terk edilmiş binalardan uzak durum.” Yerel yetkililer olası bir tahliye için hazırlık yapıyor.

Muhtemel yeni ‘kucaklaşma-yumuşama’ filmlerine karşı uyanıklık rehberi: Eski filmler

Bu kadar sertlik-yumuşama-sertlik döngüsünden sonra Erdoğan muhalefete dönüp bir kez daha “Dönem, kızgın demiri soğutma dönemidir, hepimiz 82 milyonluk Türkiye gemisinin yolcularıyız” diyerek yeni bir döngüyü deneyebilir mi? “Yok, sertliği bu doza kadar yükselttikten sonra aynı zokanın bir daha yutulmayacağını o da bilir” denebilir mi? Eski döngüleri gözden geçirince bunun pekâlâ mümkün olduğu anlaşılıyor.
- Advertisement -

Ahmet Güneştekin kayıp alfabenin peşinde

Ahmet Güneştekin’in hemen her sergisinde harflerle bir derdinin olduğunu söyleyebiliriz. Harflerden ağaçlar, harflerden evler, direkler yapılabilir. Kayıp alfabe, Ahmet’in özgürlük çığlığıdır, dilini kaybetmiş, alfabesi unutturulmuş toplulukların uzaktan yankılanan sesi gibidir. Ben en çok kapılardan etkilendim. Kapılar da biliyorsunuz zorunlu göçün bir parçasıdır. Kapıyı kapatıp çıkarsınız veya kapılar yüzünüze kapanır.

En Son Çıkanlar