Yazarlar

Necip Fazıl, ayrışma ve iktidar (Sedat Yenigün-3)

Türk solunun dine karşı tutumunun muhafazakar kitlelerin sağa itilmesinde büyük payı vardı. Tek parti yönetimi hayatı dar etmişti ve bu dönemde Necip Fazıl, en yüksek perdeden bu mağdur ve mazlum insanların sözcüsü, savunucusu gibiydi. Fakat fikriyatına yakından bakıldığında hiç de İslami/iyi bir çizgide olduğu söylenemezdi. Muhammed Hamidullah’a “baidullah”, Ebu’l A’la Mevdudi’ye “merdudi” diyordu. Seyyid Kutup’a adeta hasımdı. Afganistan’da cihad başlayınca bir heyet İstanbul’a gelmiş, Necip Fazıl’ı ziyaret edip tavsiyelerini almak istemişti. Onlara “Kitaplarımı okuyun” demekle yetinmişti. Necip Fazıl “Türk’ün ruh kökü”nden, “Allah’ın seçtiği kurtulmuş millet”ten bahsediyor, son yıllarda iyiden iyiye Erbakan’a kızıp MHP’ye göz kırpıyordu. İpler 1977-Aralık ayında Tepebaşı Gazinosu’nda düzenlenen “İslami Diriliş Gecesi”nde koptu.

“Gençliğin İcadı” (Hz Ayşe tartışmasına bir not)

Bilim uçsuz bucaksız. İnsan hayatı kısa. Herkes başarı uğruna uzmanlaşmaya çalışıyor. Yani entegrasyon çok zor. Ama çok da gerekli. “Büyük Resmi” görmemizi sağlıyor. Diyelim bir yerde, şu veya bu konuda bir tartışma başgösteriyor. O alanın kendi birikimi ve geleneği içinde konuşuluyor. Oysa bitişik bir alanda, meselenin özüyle ilgili başka bir birikim var. İkisini buluşturmak, disiplinler-arası farkındalıklara bağlı. Anlatacağım örnekte, Tarih, Felsefe ve İslâmî İlimler birbirini besleyebiliyor.

Polis dini koruyabilir mi?

Nasıl oldu da bir zamanlar Avrupa’nın en koyu Katolik ülkesi olan İspanya, İncil üstüne yemin etmeyen, ateist, Filistinli Müslümanlarla dayanışan bir sosyalist Başbakan’a sahip olabildi? İşte bu sorunun cevabı bir miktar bizi de ilgilendiriyor.

Belçika’yı bölmek, monarşiyi bitirmek istiyordu. Şimdi kraldan, Belçika başbakanlığı için yetki bekliyor

AP seçimleriyle aynı anda parlamento seçimlerini yapan Belçika’da Başbakan istifa etti. Sandıktan birinci çıkan Flaman milliyetçisi NVA lideri Bart de Wever başbakanlığın en güçlü adayı. Halbuki de Wever’in hedefleri arasında Bağımsız Flaman Devleti kurmak ve Belçika’daki monarşiyi yani kraliyeti bitirmek vardı. Ama bunun için önce kraldan hükümeti kurma görevini alabilmesi gerek. Peki, Belçika’daki Flamanların derdi ne?
- Advertisement -

Yılmaz Özdil: Süfli, militan bir elitizm

Kendisi gibi düşünmeyeni, kendisi gibi hissetmeyeni, kendisi gibi yaşamayanı kendisine benzetmeyi hak ve hatta görev sayan süfli, militan bir elitizm... Bana, “Yılmaz Özdil'in fikriyatını ve ruhunu bir cümleyle anlatabilir misin?” diye sorsanız, işte size vereceğim cevap bu olur. Yılmaz Özdil'in elitizminin pasif (aristokratça) bir elitizm olmadığını özenle belirtmeliyim, zaten “militan” kelimesini de bu nedenle kullandım.

En Son Çıkanlar