Şüphesiz iktidar İnsan Hakları Eylem Planı çerçevesinde kısmi bazı adımlar atabilir; ama arkasının gelmeyeceğine ve hatta tam tersi yönde uygulamaların yaşanabileceğine dair güçlü bir toplumsal kanaat var ve buna iktidar bizzat kendi uygulamalarıyla yol açıyor.
Gençler daha çok dışarıdan gelebilecek ölüme meyyaldir de, çok yaşlanınca ölüm insanın içinde, içerlerinde kıpırdıyor. Oradan sesleniyor, artık dışardaki sesleri ağır işiten, ama içindeki sesleri eksiksiz duyan ihtiyara; “Hişt, beni unutma…” İnsanların ölümü hatırlamasından hoşnut, yerdeki gökteki tüm tanrılar.
Bazı insanların yaşadıklarını öldüklerinde öğrenirsiniz. Bilginin ışık hızıyla yayıldığı bir dünyada hızla şöhret olanlar aynı hızla unutuluyor da… Fakat Karahan Çantay’ın hikâyesinde bundan daha fazlası var.
Kürt sorunu ve PKK, hem birbirinden farklıdır hem de birbirinin nedeni ve sonucudur. 40 yıldır değişmeyen Kürt sorunu, çözüm sürecinin, hendeklerin, Demirtaş ve diğer HDP’lilerin tutuklanmasının ardından 2018 yılında bile, annesinin asker yolunu bekleme hayalini kurduğu 19 yaşındaki Diyarbakırlı bir gencin Galatasaray çarşaflı yatağından çıkıp, çayını içtikten sonra dağa gitmesi sorunudur. Sorun, onun kurtarılması gereken bir evlat mı, etkisiz hale getirilmesi gereken terörist mi olduğuyla ilgili kafa karışıklığıdır.
Ekrem İmamoğlu, İYİ Partililerin de HDP’lilerin de oylarını alarak yüzde 54 gibi oldukça yüksek oyla seçildi. Onun bu tweetini nasıl okuyabiliriz? Şu mesajı vermek istemi̧s olabilir mi? “CHP olarak HDP’yi bir kenara itmiyoruz, İYİ Parti’nin de bu gerçeği görmesini diliyoruz.” Ya da “8 Mart kadınları birleştiren bir gündür. Ortak noktalarımızda neden birleşmeyelim!”