Reşat Çalışlar

İspanya’da siyasal kriz ve üç kadın

Madrid’deki gerilim son günlerde hızla tırmanarak “Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar” filmini andırmaya başladı: Başrolde Madrid Eyalet Başkanı Isabel Diaz Ayuso. İkinci rolde İspanyol liberal hareketinin lideri Ines Arrimadas. Son dakikada (yanlışlıkla) kadraja giren talihsiz karakter olarak da Madrid’in sosyalist belediye başkan yardımcısı Begona Villacis.

Merkez bankaları dijital paraya geçerse…

Merkez bankaları dijital para çıkartmaya hazırlanıyor. Önümüzdeki yıllarda, merkez bankalarının banka adını verdiğimiz aracıları devreden çıkartıp doğrudan bize ulaşmaları, bastıkları paraları bize bankalar üzerinden sunmak yerine doğrudan elektronik cüzdanlarımıza yollamaya başlamaları mümkün olabilir mi? Göreceğiz.

Mahmutpaşa esnafı Bitcoin konuşuyor

2009 yılında “Satoshi Nakamoto” rumuzlu bir kişi(veya kişiler) tarafından geliştirilen Bitcoin artık gündelik hayatımızın biraz daha içinde. Bill Gates “Bu Bitcoin’den kurtulmamız gerek” diyebilirken, Elon Musk Bitcoin’e 1.5 milyar dolar yatırabiliyor. Peki nedir bu kripto para?

Romen sağının ‘maskesiz’ yıldızı Diana

‘Ortaya karışık’ muhafazakâr-dindar-seküler tarzıyla, giyim-kuşamıyla, saç rengiyle, aksesuarlarıyla, iniş-çıkışlarıyla, sürprizleriyle hem 2020’lerin Avrupa sağının ruhunu yansıtan hem de Balkanlardan bir soğuk-sıcak hava dalgası gibi, sazlı-sözlü bir ‘Roman havası’ gibi esen bir yeni sağ siyaset ünlüsü.

Pandemi ve magazin arasında İspanya

İspanya’nın önemli bir gündemi de Covid aşılaması sırasında dönen torpiller… İspanyolca’da “torpilli” diye bir sözcük olmadığı için (“torpillados” gibi bir versiyon da yok, merak etmeyin) onlar “enchufados” diyorlar… “Enchufados”, kelimesi kelimesine çevirirsek, “prize takılı” anlamına geliyor.

İspanya’nın beka meselesi

Geçtiğimiz Çarşamba, infolibre isimli haber sitesi, özel bir Whatsapp grubunun yazışmalarını yayınladı. Emekli havacılardan oluşan grubun lideri gibi görünen emekli General Beca, “Bu işin başka yolu kalmadı. 26 milyon orospu çocuğunu kurşuna dizmeliyiz” ifadesini kullandı.

Türk dizileri İspanya’yı fethetti

İspanya, televizyonculukta, filmde, dizide güçlü bir ülke. İspanya’nın bu gücü Netflix’le birlikte daha geniş kitleler tarafından fark edildi. Ancak yaklaşık son 5 yıldır, ekonomik koşulların da etkisiyle, ana akım İspanyol tv kanalları, dizi üretimini yavaşlatmış durumda. İspanya’da (ve bazı başka Avrupa ülkelerinde de) dijital platformlar dışında artık çok ciddi bir dizi üretiminden söz etmek zorlaşıyor. Türk yapımları, bu açıdan, boşluğu dolduruyor.

Avrupa’da maskeye ‘sağcı’ muhalefet

Avrupa’da sağın maskeye daha olumsuz, solun ise daha olumlu yaklaşımı, farklı şekillerde yorumlanabilir. Bu denklemin daha çok Avrupa’ya özgü mü olduğu da tartışılabilir. Pandemi devam ettiği sürece, dünyadaki siyasi denge ve denklemler açısından yeni değişimler ve sürprizlerle karşılaşma olasılığımız yüksek görünüyor.

Arjantin sosyal medyası ve yasaklar

Nico Lucero adında 19 yaşındaki Arjantinli genç, bir futbol maçından sonra, dönemin Arjantin başkanı Mauricio Macri’yle ilgili bir twit attı: “Macri seni öldüreceğiz, seni polis bile kurtaramayacak.” Hâkim, bu sözün gerçek bir tehdit değil, bir tür espri olduğu gerekçesiyle Lucero’nun beraatine hükmetti.

İspanya’da darbe polemiği

İspanyol siyasetinde Türkiye’dekine benzer bir darbe polemiği patlak verdi. Toplumda henüz bir tedirginlik yok ama uzun yıllardan beri darbe gibi bir gündemi olmayan, Avrupa Birliği’nin parçası olan bir ülkede böyle bir gündem oluşması, yine de ilgi çekici.

Alman siyasetinin yeni yıldızı Lindner

Lindner’in adeta sosyal medya için özel dizayn edilmiş bir siyasetçi olduğu belirtiliyor: Hızlı düşünen, hızlı tepki veren, söz ustası, yaratıcı, sık sık kontrolden çıkabilen bir karakter... Gerçekten de, Lindner’in konuşmaları, diğer Alman liderlerin konuşmalarından daha keyifli. Seçim meydanlarında adeta stand-up yaparcasına espritüel tarzda konuşan Lindner’in; eğlenceli ve şık olduğu oranda,(kimilerine göre) “güven vermeyen” bir imajı da var.

İstanbul’a dair bazı yaz notları

Ruhunu giydiği gömleğin kötü rengiyle öldüren erkeklerden, ruhunu taktığı güneş gözlüğünün güzelliğiyle öldüren kızlar arasındaki hava boşluklarına kafamda hayali boğazlar çizip, bu yazıda esas İstanbul Boğazı’ndan bahsetmiyor oluşum da; benim kendi seçimim/seçiciliğim elbette. Ayrıca o tür konulara dair ciddi görünümlü değerlendirmelerimi twitter’da yapıyorum, o boğucu ciddiyeti buraya taşımak istemiyorum.

Hem eğitimli hem düz cehalete karşı olmak…

Her siyasi partinin kendi kadrosundaki “iyi eğitimli”leri parlatıp, diğer partilerdeki “iyi eğitimli”lerle dalga geçmesini de, ayrıca sorunlu buluyorum. Bu konu ile hep birlikte hesaplaşmak zorundayız. Kesinlikle partilerüstü bir sorun olarak hepimizin hayatında var olan “eğitimi içselleştirememe sorunu”nu, hep birlikte aşmak zorundayız.

Fethullah Gülen, Humeyni gibi gelemezdi

Gülen'in, Humeyni ile kıyaslanabilecek bir halk desteği, hiçbir zaman olmadı. Zaten, Gülen, kendi küçük krallığında oturduğu oranda güç biriktiren, "meydana çıktığı" oranda da eriyiveren bir kişilik. Bu anlamda, Humeyni'nin tam tersi bir profil... Ama daha önemlisi şu: Dindar kitlelerin ana omurgası, Gülen'i, hiçbir zaman tam olarak benimsemedi.

Turizm krizini trenle aşmak

Tren demek, kültür turizmi ve “güvenli/kolay planlanabilir/öngörülebilir/bireysel yolculuk hissi” demektir. Uçaktan iner inmez araba kiralayacak derecede “direksiyon ustası” olanlar ve yatla/helikopterle takılan sosyetikler dışındaki hemen hemen tüm “kültür” turistlerinin; treni önemsediğini,sevdiğini söyleyebiliriz. Trenin önemli bir özelliği de, turistlerin, özellikle de genç turistlerin, yerel halkla etkileşimine, genelde, diğer ulaşım araçlarının çoğundan daha fazla imkan vermesi.

Türkiye ve sıradışılık iddiası

Kötü olaylarda ülkeyi toptan karalamaktan hoşlanabildiğimiz gibi, bazı durumlarda da, kendimizi “dünyanın en özel zekalı toplumu” olarak düşünmekten zevk alabiliyoruz…Diğer “gelişmekte olan ülkeler”le aşağı yukarı aynı süreçleri, aynı deneyimleri yaşadığımız noktalarda, “Türkiye her şeyin en uç noktasının yaşandığı ülke” çıkarımını yapmayı sevebiliyoruz…

Baskı kavramı, laik Burcu ve 28 Şubat’taki polisler

Herkes en çok kendi benzerinden, kendi yakınından, kendi komşusundan, kendi kültür grubunda olanlardan baskı görüyor belki de bu ülkede. Baskının en etkilisi, “benzerlerinin sana baskısı” şeklinde hayatına girebiliyor…

Kore’den neden Steve Jobs çıkmaz?

Bazı Güney Kore izlenimleri...