Gürkan Zengin

Gelecek Partisi ve dış politika

Öyle anlaşılıyor ki, hem Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’nin hem de yakında doğumu beklenen Ali Babacan’ın partisinin kısa - orta vadedeki ilk misyonu AK Parti’ye ayar vermek olacak.

Yaşar Paşa’yla gömülen sırlar

Yaşar Paşa eğer, son nefesini vermeden önce, başımıza ne geldiğine dair bütün bildiklerini anlatmış olsaydı, millet ona hakkını daha bir gönül rahatlığıyla helâl etmez miydi?

Fetullahçıları ‘kozmik oda’ya kim soktu ?

Olguları bile yok saydığımız veya görmezden geldiğimiz için konuşamıyor ve tartışamıyoruz. Sadece bağırışıyoruz. “Kozmik Oda” tartışmaları da bunun son örneği.

Türkiye’nin İdlib çıkmazı ve Esed’le konuşmak

‘Beşar ile konuşalım’ lobisinin, Türkiye’yi temsil kabiliyeti sıfırlanmış, kuvvetsiz ve iradesiz bir katil rejimle işbirliğine sevketme gayretkeşliğinin izâhı nedir? Esed’le konuşarak Türkiye’nin kazanacağı hiçbir şey yok ama kaybedeceği çok şey var.

Olmayan ‘mutabakat’ın çöküşü

Amerika ile 5-7 Ağustos 2019 tarihlerindeki görüşmelerde varılan Mutabakat, Cumhurbaşkanı’nın Malatya konuşmasıyla fiilen çöktü. ‘Çöktü’ dediğimize bakmayın, zaten ortada gerçek bir mutabakat yoktu.

23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye

23 Haziran Türk demokrasisinin yüz akı seçimlerinden biridir. Millet, meşruiyet dışına çıkan, güce dayanan arayışlara ‘eyvallah’ demeyeceğini gösterdi.

‘Üzerimize gelen büyük felâket’ ve S-400’ler

Askeri istihbaratın başında bulunmuş bir general, “üzerimize gelen büyük felâket” diye bir tehlikeden bahsediyor; ama kimse tınmıyor.

Reis-Hoca kavgası sokağa taşınırken…

Davutoğlu’nun herkesin işitebileceği şekilde ‘kral çıplak’ demesi önemlidir, ama kralın çıplak olması onu devirebileceğiniz anlamına gelmez.

Ah Binali Bey vah Binali Bey

31 Mart’a gidilirken AK Parti’nin elinde Binali Yıldırım ismi bir imkân, bir avantajdı. 23 Haziran’a gidilirken böyle bir durum yok.

Erdoğan’ın dünü İmamoğlu’nun bugünü

Tayyip Bey, belki bugün siyasetin gözleri körelten keskin rekabet ortamında farkedemiyor olabilir ama bu toz-duman dağıldığında, kendi mâzisiyle İmamoğlu’nun bugünü arasındaki benzerlikleri mutlaka görecektir.

Mağduriyetten mağruriyete

AK Parti, dün ceberrut güç sahiplerinin kılıcını göğsünde hissederek siyaset yapıyordu. Bugün o kılıcı elinde tutuyor.

Seçimler mahkemelerde kazanılmaz

AK Partililer gözlerini kulaklarını Yüksek Seçim Kurulu’ndan çıkacak sonuca dikeceklerine vicdanlarının sesini dinleyip, ‘biz nerede hata ettik’ diye düşünseler kendileri için de memleket için de daha hayırlı bir iş yapmış olurlar.

31 Mart AK Parti’nin 1957 seçimidir

Seçmenin iktidar partisini “ikinci kez” uyaracağı tahmin ediliyordu ama bu uyarının sertlik derecesi öngörülemiyordu. Sandıklar açılınca gördük ki, bu uyarı ‘Osmanlı tokadı’ şeklinde tezâhür etti.

‘Seçmen’ değil ‘çarıklı erkân-ı harp’

AK Parti 24 Haziran’da seçmen tarafından tekdir edilmemiş miydi? Aradan geçen bir yıldan az zamanda iktidar sahipleri halkın verdiği ‘o mesajın mûcibince’ mi amel etti?

Türkiye S-400’leri almalı mı?

Amerika gibi bir ‘müttefiki’ olan Türkiye’nin düşmana ihtiyacı yoktur. S-400’ler Türkiye için bir tercih değil, mecburiyettir.

Beka tehdidi: Varsayımsal mı olgusal mı?

‘Halkın hissetmediği’ bekâ tehlikesi olur mu? Elbette olur. “Bekâ tehdidi” denilen hâlin halk tarafından ‘vakitlice’ hissedileni de var, ‘iş işten geçtikten sonra’ fark edileni de. Zaten bu sebeple bunu fark etmek önce devletin, kanaat önderlerinin, aydınların sorumluluğundadır.

MHP’nin seçim sonrasındaki misyonu

MHP, bekâ sorununun sadece güvenlik boyutlu olmadığını farkedip hükümete desteğini ‘daha nüanslı’ bir hale getirmeli; ‘denge ve denetleme’ görevini ihmal etmemeli.

Cumhurbaşkanı, Genel Başkan da olunca…

Cumhurbaşkanının muhalefet partilerini ‘dörtlü çete’ diye nitelendirdiği bir siyasi atmosfer Genel Başkan - Cumhurbaşkanı ayrımını ortadan kaldırıyor. Bu hâl, bekâ sorunu yaşayan bir ülkede toplumsal dayanışma açısından sıkıntılı sonuçlara yol açabilir.

“ 2007’de yaşananlar….”

İlker Başbuğ’un ifade ettiği görüşler, ‘Cemaat’ veya ‘FETÖ’ denilen heyülânın tam anlamıyla kavranamadığını, teşhiste hâlâ vahim hatalar yapıldığını gösteriyor.

Sosyal demokrat parti aranıyor

AK Parti’ye bir alternatif aranıyorsa, bu alternatifin bulunacağı yer siyasetin sağı değil soludur. Ama nasıl bir sol?

Amerika’dan ‘itiraf’ niteliğindeki Irak raporu

Amerika’nın Irak’ı işgali Ortadoğu’da Pandora’nın kutusunu açtı. İşgalden sonraki çatışmalarda Irak’ta onbinlerce insan öldü, yüzbinlercesi mülteci durumuna düştü. Bölge o gün bugündün iflâh olmaz bir şiddet sarmalının pençesinde. Arap Baharı’ndaki Amerikan politikaları bu vahamet tablosunu daha da içinden çıkılmaz bir hale soktu.

Bir sihirli değnek: Adana mutabakatı

Meğer,Türkiye’nin bekâ sorununu da, Suriye ile sıkıntıları da çözecek ‘sihirli değnek’ elimizin altındaymış da farkında değilmişiz. Allah Putin’den razı olsun ki, ‘Adana mutabakatı’nı bize hatırlatma âlicenaplığını gösterdi. Suriye’deki cümle meselelerimiz, bundan böyle bu mutabakat üzerinden çözüme kavuşturulur artık!

Suriye’de Türkiye için ‘koordinasyonun’ aslı adresi Moskova’dır

Sekiz yıllık Suriye dosyası, esasen Amerika’nın Türkiye’yi Rusya’nın kucağına itmesinin bir hikâyesidir. Türkiye için kritik konularda koordinasyonun asıl adresi Moskova’dır.

Amerikan kartalıyla Rus ayısını Çin ejderiyle dengelemek

Türkiye, soydaşlarının Doğu Türkistan’da soykırıma tâbi tutulmasına sesini yükseltmekle; öteki güçlerin kendisine beka kaygısı yaşattığı bir dönemde, yeni küresel güç Çin’i kendisine düşman etmemek arasında bir denge kurmak zorunda.

Ortadoğu’da züccaciye dükkanındaki fil

‘Rejimi devirme’ hedefiyle yola çıkıp, ‘rejim çökerse radikal İslâmcılar gelir, rejim yerinde kalsın’ çizgisine savrulma; ‘terörle mücadele’ hedefiyle yola çıkıp, bir terör örgütüyle ‘müttefik’ olmaya, hatta onu silahlandırmaya doğru bir savrulma. En sonunda, ’Suriye’den hızlıca çekiliyoruz’ deyip iki hafta sonra ‘çekilmemiz şartlara bağlı’ noktasına savrulma.

“Amerika’nın değil Trump’ın kararı”

Suriye’den geri çekilme kararı öyle görünüyor ki Amerikan ‘stratejik aklı’nın değil ‘tüccar Başkan’ Trump’ın aklının ürünü.

Fırat’ın doğusunda ‘büyük oyun’u bozmak

Suriye’nin kuzeyine ve ilk etapta Fırat’ın doğusunda yapılacak harekât Türkiye’nin ‘önleyici darbe’sidir ve de oyunu bozulan bir küresel güç için sindirilmesi zor bir darbedir.

Yeni bir çözüm süreci için zemin uygun mu?

Türkiye’nin Kürt sorununu çözüm süreci esasen bitmemiş, ‘gayri muayyen bir zemine’ intikal etmiştir.

Prens Selman’la ‘çak’ yapmak

Tayyip Erdoğan için ‘itibar kaybı’ olacak bir görüntü Putin için ‘itibar malzemesi’ olabiliyorsa bu durum iki ülkenin izlediği politikalardaki farkın sonucudur.

Bize özeleştiri lazım

Türkiye’nin kendini bulabilmesinin yolu biraz da özeleştiriden geçiyor. Bilhassa iktidar partisinin elinde kendini ‘kader kurbanı’ olarak gören bütün muarızlara şiddetle tavsiye olunur.