Aileler önemli bir militan güç olarak CHP üzerindeki baskıyı artırdılar. Medyayı etkilediler. Anayasa Mahkemesi konuyu kanun önünde eşitlik ilkesi açısından incelemeye aldı.16 Temmuz sabahı mutlu haber geldi. Anayasa Mahkemesi Af Kanununun bütün tutuklu ve mahkumları kapsaması yönünde karar vermiş ve içeride kalanların da tahliye edilmesini sağlamıştı.
Gözaltına alınan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgül, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin ve Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar tutuklandı. Belediye Meclisi çoğunluğunun AK Parti’de olduğu Gaziosmanpaşa’da başkanlığın AK Parti’ye geçmesi bekleniyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi işçilerinin sürdürdüğü grev, yalnızca bir toplu iş sözleşmesi uyuşmazlığı değil; Türkiye’deki sınıf ilişkilerinin, kimlik siyasetinin ve orta sınıfın dönüşen ruh halinin çarpıcı bir ifşasıdır. Grevdeki işçiler ne ayrıcalık istiyor ne de astronomik bir ücret; yalnızca aynı işi yapan ve başka şirketlerde çalışan işçilerle eşit ücret talep ediyorlardı. “Eşit işe eşit ücret” ilkesi savunuluyordu. Toplu sözleşme masası bizzat belediye yönetimi tarafından devrildi. Ardından belediye, hem grev hakkını kriminalize eden bir söylem kurdu, hem de işçileri ve sendikayı hedef tahtasına oturttu.
Aralarında eski AYM Başkanı Haşim Kılıç, eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik gibi isimlerin de olduğu eski bakanlar, milletvekilleri, akademisyenler ve hukukçulardan oluşan Demokrasi Platformu, “Adalet Çağrısı” başlıklı ortak bir deklarasyon yayınladı: “Türkiye’de hukuk devleti askıdadır. Özellikle 2017 Anayasa değişikliğiyle ‘Yürütme Erki’ kişiselleşmiş, ‘‘kuvvetler ayrılığı’, kuvvetler birliğine dönüşmüştür.”
Siyaset bilimci ve yazar Mümtazer Türköne, “Cemaat”in de PKK gibi kendini feshetmesi tartışmaları ve barış sürecini Serbestiyet kanalında değerlendirdi: “’Cemaat’ kendini feshetmeli. Hiyerarşisi ve tepesinde emir komuta eden bir heyetin olduğu bir yapı her şeye açık hale geliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin perspektifinden bakarsanız, böyle bir yapı yabancı servislerin operasyonlarına da açık bir malzeme oluşturur. (Barış süreci) İnfaz düzenlemesindeki yalpalama, sürecin nasıl yürüdüğüyle ilgili fotoğraf veriyor. Sürecin yürümesi için hukuka dönüş gerekli. İktidarın araçlarını kaybedecekleri için ayak diriyorlar.”