ABD’nin “terörist” ilan ettiği Venezuela Devlet Başkanı Maduro, Trump’la telefonda görüştüğünü açıkladı: “Görüşmenin tonunun saygı çerçevesinde, hatta samimi bir havada tamamlandığını ifade etmek isterim. Eğer bu görüşme, saygıya dayalı bir diyaloğa doğru atılmış bir adımı temsil ediyorsa, diyaloğa ve diplomasiye hoş geldiniz diyorum. Çünkü biz, diyalog ve barış fırsatlarını aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz."
PKK militanları bazıları kilometrelerce uzunlukta olan bir kısmı hastane bazıları sosyal tesise dönüştürülmüş ve on yıllardır her türlü askeri operasyona rağmen ellerinde tuttukları mağaralardan ve üs bölgelerinden Irak’ın Türkiye sınırının daha iç kısımlarına doğru çekildiler. Bu adımla MİT, PKK’nın silah bıraktığını hem devlete hem de Meclis’e teyit etti.Bu teyit kritik, çünkü devlet ve Meclis adım atmak için bu teyitin gelmesini bekliyordu. Ve top artık siyasetin ayağında. MİT ayağa pası attı, kaleyi görüp topu ağlara bırakma sırası siyasette…”
CHP’nin İmralı kararı üzerine “çok şaşırdım, üzüldüm, CHP nasıl böyle bişey yaptı, hayret yani!” anlamında yazıp çizen demokratlara şaşırıyorum. Nasıl bir krediymiş ki bu onlarca yıldır bitmiyor ve her hatası “sen olsan yapmazdın biliyorum” edasıyla karşılanıyor. Gel “heval sana bi sarılayım”ın devri geçti.
“Tekne kalkıyor, geliyor musun geliyor musun?” diye soruyorlar insana.
KKTC Başbakanlık Müsteşarı Hüseyin Cahitoğlu, Ercan’dan çıkış yapmak isterken Mali Polis tarafından gözaltına alındı. Polis, gözaltının ardından Başbakanlık’taki odasında arama yaptı; bir Başbakanlık yetkilisi daha gözaltında.
Erdoğan da CHP ile DEM Parti arasındaki “Stockholm sendromu” tartışmasına girdi:
"Terörle mücadele adı altında Tunceli’den başlayarak bizim dönemimize kadar Kürt kardeşlerimizin kanını kimin döktüğünü benim milletim çok iyi bilir.
Sayın Özel hedef saptırmasın. Bir cellat görmek istiyorsa aynaya, kendi tarihine, CHP’nin geçmişine baksın.”