AYM, “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca iki yıl altı aydan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir” düzenlemesini iptal etti.
Eğer gerçekten Kürtlerin şiddet ile anılmaları devam ederse ve neler yaşadığı veya neler yaşayacağı umurunuzda ise ve de eğer Türkiye’nin demokrasiye dönüşmesini umursuyorsanız, bu barış sürecine karamsar bakmak yerine bu süreci daha demokratik bir evreye dönüştürme mücadelesini vermeniz gerekmiyor mu? Sadece iktidarlar mı dönüştürme kabiliyetine sahiptirler? Bugünün Türkiye’sinde hâlâ birinci parti durumunda olan muhalefetin bu süreci daha kalıcı ve daha demokratik hale getirmesi mümkünken sadece olumsuz pozisyonda eleştiriler yapması ne kadar sahici?
Buzul deyip geçmemek lazım. Ruslar nasıl doğal kaynaklar açısından bol Sibirya bölgesine “ulusun erzak deposu” diyorsa, benzer bir durum Grönland için de geçerli. Grönland çevresinde devasa petrol, gaz ve nadir toprak elementi yatakları var. Trump’ın “tech bro”ları, nadir toprak elementlerinin, yüksek teknoloji ürünler açısından önemini kulağına fısıldıyordur. Yapay zekâ ve büyük veri işleme merkezleri için ihtiyaç duyulan enerji için en verimli çözümlerden biri nükleer enerji. Nükleer enerji üretiminde temel hammadde olan Uranyum da Grönland’da bolca bulunuyor.
Oral Çalışlar, Cumhuriyet Gazetesi’nde çalıştığı 92 ve 93 senelerinde, Abdullah Öcalan ile Lübnan, Bekaa’daki dairesinde yaptığı görüşmeyi Serbestiyet’e anlattı: “Gündelik siyaset, Alevilik, kadın hakları, eşcinsellik, İslamiyet dahil birçok konuda sabaha kadar süren bir görüşme yaptık”, “Öcalan’ın yanından ayrıldığımda Özal’ın öldüğünü öğrendim. Ardından Öcalan’a haber vermek için aradığım da bana ‘Osmanlı’da oyun çoktur. Onu zehirlemişlerdir’ dedi. “Öcalan’a ‘Bir gün bu mesele çözülür barışa kavuşursak, sivil biri olarak Türkiye’ye dönüp milletvekili olmayı düşünür müsün?’ diye sordum. Öcalan “Bir devrimci bu düzene intibak edemez. Bir devrimci ancak karşılıklı kırıp dökmeler ile yeniliklere yol açar’ dedi. Oldukça ihtilalci bir cevap verdi. Şimdi sorsam böyle konuşmaz diye tahmin ediyorum”
Silivri’de Uygur İlim Marifet Vakfı çalışanı Ahmet Kader’in 7 Uygur çocuğa cinsel istismarda bulunmasıyla ilgili davanın duruşması bugün. Mağdur ailelerin, istismarcıyı korudukları şikâyeti üzerine haklarında soruşturma açılan vakıf yöneticilerinden Habibullah Küseni, Uygurca yaptığı açıklamada istismarcıyı jandarmaya teslim etmediklerini ikrar etti: “Kendisi sadece ‘kovun’ demişti. Ses kaydı var bende. ‘Kovun’ dedi biz de kovduk.”