NTV’nin deneyimli Strasbourg Temsilcisi Kayhan Karaca, Fransa seçimlerini Serbestiyet’e değerlendirdi: “Aşırı sağcılar aslında timsah gözyaşları döküyor. Fransa’nın mevcut şartlarında hükümet kurmak hiç de avantajlı bir durum değil. Fransa’da Cumhurbaşkanlığı sizde değilse gerçek iktidar değilsiniz. Bu da programınızı istediğiniz gibi uygulayamayacak ve iktidarda zayıflayacaksınız demek. Evet, bu bir siyasi kumardı, Macron oynadı ve kaybetti. Bundan sonra merkez partilere zar zor hükümet kurdurabilse dahi iktidarı sonlanmıştır.”
Ali Bayramoğlu ile Bugünler’de bu hafta: “Son gelişmeler açıkçası, yeni bir faktör aklımıza getiriyor. Bu faktör, Osmanlı geleneğinde olmayan bir yabancı düşmanlığı faktörüdür. Osmanlı İmparatorluğu'nda birinci teba unsuru olmak için farklı etnik kökenlere sahip olmak sorun değildi. İslam yeterliydi. Dolayısıyla ne siyah karşıtlığı ne de yabancı düşmanlığı geleneği vardı. Bizim çatışmalarımız iç çatışmalardı. Alevi-Sünni veya gayrimüslim-müslim gerginlikleri söz konusuydu. Dışarıdan gelen topluluklara karşı reaktif bir politik tutumun belirginleşmeye başladığını yeni görüyoruz.”
15 Temmuz darbe girişimi yayınları ve Ebuseleme Gülen röportajıyla tartışılan İsveç’teki eski Zaman Gazetesi Başbakanlık muhabiri Ahmet Dönmez Serbestiyet’e konuştu: “Gülen’in mahrem tarafındaki yapılanların büyük bir kısmından haberi vardı, onayı da vardı. Adil Öksüz'ün kim olduğunu bilmemesi söz konusu bile olamaz. Gülen konuşmalıydı. Davasına sahip çıkmış ve sadece bundan dolayı çok ağır bedeller ödemiş olan insanlara bir borcu vardı. Ve bu borcu yerine getirmedi. Onların başına gelenleri bilme hakkına saygı göstermedi. Bu insanların bilme haklarını elinden aldı. Onlara çok büyük bir kötülük yaptı. Fethullah Gülen'in bu insanlara gerçekten bir borcu vardı ve bu borcu ödemeden giderse bence onlara ihanet etmiş olacak.”
Yeni Şafak yazarı Taha Kılınç, “Çok sayıda kendini yetiştirmiş, eş adayı hanımefendi var. Ama onların karşısına çıkarabileceğimiz bu kızları hak etmiş insan çok az. Müslüman erkekler seküler kızlara daha fazla düşkünleştiler. Bir tarafta kendini geliştiren kızlar, öbür tarafta gözü dışarıda hödükler. Bu da müthiş bir denksizlik oluşturuyor” dedi. Hafta boyu tartışmaları tetikleyen bu sözleri Hafsa, Ali, Hasan, Nisa ve Hasan ile konuştuk.
Caner Taslaman: “Evrene veya insan fıtratına baktığımızda Allah'ın varlığıyla ilgili elimizde güçlü argümanlar var. Bunları bir kenara bırakmak bir Müslüman'ın kendine atabileceği en büyük kazıktır. ‘Taşlayarak öldürme dinde var mı? Dinden dönenin öldürülmesi İslam'da var mı? Müzik haram mı?’ gibi birçok soru geliyor. Şimdi bu sorulara Kur'an'ı merkeze alırsak vereceğimiz cevaplarla, Kur'an dışında geri kalan kaynakları Kur'an gibi kabul edersek verilecek cevaplar arasında büyük bir fark var. Kur'an'da olmayan haram, haram değildir. Kur'an'da olmayan farz, farz değildir.”