Yazarlar

Erdoğan: Bizleri dışarda bıraktılar

Bu ülkede hiçbir zaman basın özgür olmadı. Her dönemde düşünce ve ifade özgürlüğü bir sorun olarak görüldü. Yaşadığım bir tarihi anıyı bu vesileyle paylaşmak istiyorum. 2001 Kasım seçimleri öncesi. Trabzon’da dönemin belediye başkanı Asım Aykan’la sahilde sohbet ediyorduk. Asım Bey’in telefonu çaldı. AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan telefondaydı. Ne var ne yok derken sohbete ben de dahil oldum. Söz benim Öcalan röportajı nedeniyle hüküm giymeme geldi. O sırada cezası kesinleşen Tayyip Erdoğan, serzenişte bulundu: “Düşünce özgürlüğünü savunan partiler sizin için bir kanun çıkardılar, bizleri de kasıtlı olarak bu kanunun dışında bıraktılar.”

Onuncu köye hayır!

Bir sabit fikrin, ideolojinin, tarzın, yöntemin, inancın tahakkümü altında olan; gelenek ve itiyatların yeni veya farklı olanı—doğru ve daha iyi dahi olsa—tehdit olarak görüp ya boğduğu yahut kovduğu her yer, her ortam, her mecra, her mekân entelektüel anlamda bir ‘köy’ niteliğindedir. Doğruya talip olan, kendisine ‘köy’lerde muhatap aramak yerine, ‘şehrin’ sâkini olmayı tercih etmeli. Hangi ‘köy’den gelirse gelsin, ‘şehirli’ olmayı seçmeli.

Küreyi doyurmak

Etik bir ilkeye sarılarak küresel yoksulluk gibi büyük sorunlara çare bulunabilir mi? Enis Doko’nun Dedemin zekât felsefesi ve Peter Singer’ın etiği: Küresel açlıkla yüzleşmek başlıklı yazısından esinle bu soru karşısındaki karamsarlığımı gözden geçirmek istedim.

Tarsus Eski Hamam’da Şahmaran’ın izleri

Eski Hamam diye de anılan hamamın bir adı da Şahmaran Hamamı’dır. Bu hamamın hâlâ uzun yıllardır aynı aile tarafından işletildiğini biliyorum. Tarihi kayıtlara göre bu hamam Selçuklular döneminden kalma olup halen hizmet vermeye devam ediyor. Eski Hamam’ın girişinde, mermerlerin üzerinde, kırmızı çizgiler vardır. Bunların Şahmaran’ın kanı olduğu söylenir. Peki bu Şahmaran öyküsü nedir?
- Advertisement -

Bu terörist kime benziyor?

Taleb Abdulmohsen, terör uzmanlarını bile şok eden bir terörist profili.Kimse Almanya’ya fazlasıyla entegre olmuş, ateist, Batılılar gibi olmuş bir psikiyatrın katliam yapabileceğini herhalde düşünmezdi. Halbuki nefretin tek bir biçimi yok. Her türlü derin nefret şiddeti doğurur. Kendisinden, kendi kimliğinden nefret de tehlikeli ve yıkıcı bir duygu.Bu self-nefret münferit değil. Avrupa siyasetinde bile pek çok örneği var artık. Türkiye’nin radikal modernleşme ve Batılılaşma deneyimi de bu profilden çok fazla insan yetiştirdi.

En Son Çıkanlar