Mayıs ayında Özbekistan’ın tanınmış alimlerinden biri, Alisher Tursunov sessiz sedasız geri gönderildi. Alisher Hoca’nın Özbekistan’daki tutuklanma gerekçesi: “Dini materyal oluşturma suçu”. Böyle bir suça hukuk sisteminde yer veren bir devletin bireyi nasıl yargılayacağını anlamak için uzman olmaya gerek var mı? Özbekistan’ın Alisher Hoca’nın kendisine gönderildiğini ve tutuklandığını açıkladığı günden bu yana durumuyla ilgili hiçbir açıklama yapmaması, avukatının ve yakınlarının Özbekistan’da hocadan haber alamadıklarını dile getirmeleri maalesef kimseyi şaşırtmıyor.
Babacan, DEVA’yı kurarken ısrarla muhafazakar olmadıklarını, çoğunluğun AK Parti’den gelenlerde olmadığını söyledi. İdeolojilerin, sağın, solun geride kaldığını anlattı. Günün sonunda DEVA’da sadece AK Parti kökenli milletvekilleri kaldı. Çünkü ideolojiler sadece kitabi değildir. Kriz anlarında kendi ideolojik evini kuramayanlar baba ocağına geri döner.
Erdoğan, Leman Dergisi’yle ilgili konuştu: “Bu nefret suçuyla ilgili emniyet ve yargımız hemen harekete geçmiştir. Küstahlık edenler hesabını hukuk önünde verecekler. Biz takipçisi olacağız. Gençlerimizin gönüllerini ferah tutmasını istiyorum. Öfkenin aklı perdelemesine hiçbir genç kardeşim izin vermemelidir.”
Özgür Özel, ''O Leman hepiniz susarken Mavi Marmara'ya destek çıkandır. Hepiniz susarken İsrail'e cephe alandır. Hz. Muhammed'e saygısızlığa izin vermem ama yapılmamış bir saygısızlık üzerinden o toplumsal lince de sessiz kalmam” diyerek saldırıya uğrayan ve tepki alan LeMan’a sahip çıktı. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş dahil çok sayıda CHP’li LeMan’ı kınayan açıklamalar yapmıştı.
Devlet Bahçeli: “Barış havası hakim olmalıdır. Bundan geriye dönüş yoktur. Aksi halde doğacak sonuçlar vahim ötesidir. Barış ve kardeşliği kucaklayıp, istikbalin yol haritasını çizeceğiz. Milletimizin her ferdine el uzatıp, ferah bir geleceğin mimarisini Cumhur İttifakı olarak temin edeceğiz.”