Mustafa Ali Aykol

Trabzonspor taraftarı, Trabzonlu Matthaios Tsahouridis’in şampiyonluk kutlamasındaki sahnesi iptal edildi

Trabzonspor’un 7. lig şampiyonluğu kutlama şenliğinde sahne almak üzere davet edilen Trabzonlu, Trabzonspor taraftarı, Yunanistan doğumlu sanatçı Matthaios Tsahouridis’in sahnesi son anda iptal edildi. Tsahouridis, gün içerisinde ODATV ve Ümit Özdağ tarafından “Pontus soykırımı şarkıları var” diye hedef gösterilmişti.

ÖZEL HABER | Aktay, Kılıçdaroğlu’yla havada sohbeti anlattı: “Mülteci meselesiyle ilgili eleştirilerimi söyledim, centilmence bir sohbet oldu”

Yasin Aktay, Ankara-İstanbul uçağında karşılaştığı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile aralarında geçen 45 dakikalık sohbeti Serbestiyet’e anlattı: “Mülteci meselesindeki tutumlarına yönelik eleştirilerimi söyledim. Kendisi eleştirilerimi son derece nazikçe, centilmence dinledi. Bu konuları karşılıklı olarak daha çok konuşabileceğimiz imkânların olabileceğini de teyit etti. Konuşulması gerektiğini de söyledi. Centilmence bir muhabbet oldu.”

“Fotoğraf siyaseti siyasi akıl boşluğuna işaret ediyor…”

“Bir siyasetçinin etrafındaki gazetecilere bakarak o siyasetçiyle ve siyasetiyle ilgili hüküm vermek, o gazetecilere ve onların ifade ettiğine duyulan nefretin bir tür ifşası ve ne denli yönlendirici ve hastalıklı olabildiğinin göstergesi. Bunun Türkiye için acınası bir durum olduğunu söylemek lazım. Türkiye’nin tartıştığı şeyler imajlar, kişiler, kişilikler olduğu sürece zihniyet ve takıntılar bakımından hiç yol almadığımız ortaya çıkmış oluyor.”

ÖZEL HABER | Hayati Yazıcı’ya “AİHM kararları uygulanmalı” sözleri hatırlatıldı: “Hâlâ bir formülasyon bulunması gerektiği düşüncesindeyim”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’ya katıldığı MEF Üniversitesi’ndeki söyleşide Kavala davasıyla ilgili söylediği “Türkiye’nin uygulamadığı AİHM kararları ile ilgili bir formülasyon bulunması gerekir” sözleri hatırlatıldı ve Gezi davasında verilen kararlar soruldu: Bu vatandaş üç ayrı suçtan yargılanıyor. AİHM’nin kararı bir suçla ilgili. Türkiye de diyor ki AİHM’nin kararına konu olan suçtan dolayı bu kişi zaten serbest bırakılmış, başka suçtan tutuklanmış. Karmaşık bir konu. Karmaşık bir hale geldi. Karmaşık hale gelen bu sorunun bir formülasyon bulunup tasfiye edilmesinde, giderilmesinde yarar olduğunu ifade ettim. Yine aynısını söylüyorum.”

Elon Musk’ın Twitter’ı satın alması, kullanıcıları alternatif arayışına iter mi?

Twitter etrafında dönen tartışmaların temelinde merkeziyetçilik problemi yatıyor. Bu dün de böyleydi, fakat bugün, artık Elon Musk’ın eline geçmiş bir Twitter’da merkeziyetçiliğin çok daha büyük bir sorun olacağı, çok daha fazla tartışmaya sebep olacağı açık. Birçok Twitter kullanıcısının zaman içerisinde merkeziyetçiliğin yarattığı problemlerden dolayı Mastodon ve benzeri sosyal medya platformlarına geçeceğini öngörmek mümkün.

Çok kültürlülüğün derin krizi…

“Fransa'daki seçimin birinci turdaki alternatifleri içerisinde üç ismin öne çıkıyor olması bir soruna; kişiler üstünden siyaset yapma eğiliminin ya da siyasetle kişileri birbirine geçirme eğiliminin güçlenmesi sorununa işaret ediyor.”

İfade özgürlüğüne giriş: Posta beygiri, öküz ve ahır

Son iki hafta içerisinde AYM, Ahmet Davutoğlu’na yönelik kullanılan ‘Posta beygiri’ kelimesini ifade özgürlüğü olduğuna, AİHM ise cumhurbaşkanına hakaret suçunun ifade özgürlüğüne aykırı olduğuna karar verdi. Bu esnada, üniversite öğrencisi Y. Emre Deniz’e paylaştığı film kesiti sebebiyle cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla kamu davası açılırken, bir başka üniversite öğrencisi Alp Emeç ise paylaştığı bir atasözü sebebiyle tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. John Stuart Mill’den, Voltaire’den, Harbert Spencer’dan örnekler vererek ifade özgürlüğünü açıklayacağımız, tartışacağımız ortamın çok ama çok gerisindeyiz. Çünkü yukarıdaki somut örneklerde de görüldüğü üzere, ortada gerçek anlamda bir hakaret dahi yok. Ortada olan şey hukuk garabetlerinden, siyasallaşmış yargının rezaletlerinden başka bir şey değil.

Reform Enstitüsü, Türkiye’deki muhalefetin Macaristan seçiminden çıkartması gereken dersleri tartıştı: Benzerlik ‘altı’ rakamından ibaret değil

Macaristan siyasi hayatı üzerine çalışmaları olan siyaset bilimciler Seda Demiralp, İlteriş Ergün, Edgar Şar ve Macaristan Sosyalist Partisi Eski Genel Başkanı Attila Mesterházy 6 muhalefet partisinin mevcut başbakan Viktor Orban’a karşı mağlubiyeti ile sonuçlanan Macaristan seçimini Türkiye’deki muhalefetin çıkartması gereken dersler perspektifinden tartıştı. Tartışmacılara göre Macaristan’da muhalefetin seçim kaybetmesine yol açan en önemli etkenler yanlış aday seçimi, kötü bir seçim propagandası ve partilerin ekonomik sorunlardan çok rejim değişikliğine odaklanması.

“Muhalefet heyecansız değil ama eksik bazı ayakları var”

“Eğer bir programa dayalı siyaset üzerinden yol alacaksa muhalefet, o zaman bu siyasetin örülmesi, adım adım işlenmesi gerekiyor. Bu da bir anda olmaz. Dolayısıyla heyecanı şu anda yaratmıyordur ama öyle bir an gelir ki o heyecanı yaratır. Aceleci olmamak lazım. Ben bu bakımdan gidişatın çok sorunlu olduğu kanaatinde değilim.”

VİDEO HABER | Kılıçdaroğlu: “KHK ile işlerinden atılanların tüm haklarını iade edeceğiz”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da Demokrasiyi Güçlendirme Derneği'nin düzenlediği iftar yemeğinde konuştu: “KHK ile kimse bulundukları görevlerden atılmayacak. Onların haklarının tamamını teslim edeceğiz", “Herkes barışacak. Herkesin hakkı, hukuku teslim edilecek. İnsanlar düşüncelerinden ötürü hapse atılmayacak.”

20 yaşındaki üniversite öğrencisi Alp Emeç ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla tutuklandı

Gazeteci Sedef Kabaş’ın ‘Öküz saraya çıkınca kral olmaz ama saray ahır olur’ atasözünü kullandığı için cezaevine girmesini protesto eden ve aynı atasözünü kendi twitter hesabından paylaşan 20 yaşındaki üniversite öğrencisi, İYİ Gençlik üyesi Alp Emeç ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlaması ile tutuklandı ve Silivri Cezaevi’ne gönderildi.

Altan Tan’a 1 yıl 3 ay hapis cezası: “Bile bile Kürt meselesi ile PKK’yi özdeşleştiriyorlar”

Eski HDP Diyarbakır milletvekili Altan Tan, bir yıl önce katıldığı bir televizyon programında Kürt meselesinin çözümünde ‘adem-i merkeziyetçiliği’ savunmak suretiyle PKK propagandası yaptığı gerekçesiyle yargılanmaktaydı. Dava sonuçlandı, Tan’a 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Serbestiyet’e konuşan Tan, “Kürt kelimesini, Kürt meselesini ağzına alan herkes PKK’liyse, bu Türkiye’ye, Türkiye demokrasisine yönelik en büyük sabotajdır” dedi.

“Macaristan’daki ve Fransa’daki seçim sonuçları demokrasinin geleceği için ürpertici…”

“Otoriterlik ile ona yönelik toplumsal destek, otoriterlikten medet umma, kişi üzerinden ya da güçlü siyasi lider üzerinden siyasi, ekonomik, kültürel beka meselesi ve bunun öne çıkarttığı bir yeni milliyetçilik ile yabancı sevmezlik hali bir dalga olarak, Türkiye’deki siyasi kültürle de barışık…”

“Türkiye’nin Ukrayna krizindeki tutumuyla Erdoğan da uluslararası piyasada yeniden değerlendi”

“Türkiye ilk zamanlarda eleştirilse de bir tür sorun çözen, Batı’nın ve AB’nin yapamadığını yapan, hem NATO ülkesi olup hem çatışmada mesafeli durma imkânını üreten ve aynı zamanda kendini arabulucu konumuna iten bir tablo ortaya çıkarttı. (…) Çatışma dönemlerinde liderler öne çıkarlar. Savaşları milletler, ordular yapar ama kişiler yönetir algısı çok kuvvetlidir ki, nispeten doğrudur. Dolayısıyla güçlü siyasi irade algısı böyle konjonktürlerde dünyanın her yerinde çok önemlidir. Bu Türkiye’de de böyle.”

“Bir Abdülhamit gider, bin Abdülhamit gelir”

Tıpkı Abdülhamit’in uyguladığı istibdat rejimine karşı birleşen muhalefet gibi, günümüzde de Erdoğan iktidarına karşı birleşen muhalefeti Prens Sabahaddin Bey 120 yıl önceden uyarıyor: “Bir Abdülhamit’i ortadan kaldırmakla toplumsal ve bireysel özgürlüğü hiçbir vakit sağlayamayız. Sefaletimizin esas sebeplerini keşfedip giderilmesi çaresine dört elle sarılmadıkça bugünkü Abdülhamit’in yeri hiç boş kalmaz; bir Abdülhamit gider, bin Abdülhamit gelir.”

RÖPORTAJ | “Bir yıl sonra İnsan Hakları Eylem Planı: 261 hedeften yalnızca tali olan 96’sı hayata geçirildi”

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, 3 Mart 2021’de Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı’nın bir yıllık karnesini Serbestiyet’e değerlendirdi: “İnsan Hakları Eylem Planında 1 yıl ve daha kısa süreli 261 hedeften yalnızca 96’sının hayata geçirildiğini tespit ettik. Uygulama alanı bulan 96 hedefin ise çoğu tali konular. Kayda değer 1 yıllık hedeflerin hemen hemen hepsi olduğu gibi duruyor. Son 6 yılda terör örgütü üyeliği ve yöneticiliği suçundan en az bir milyon 600 bin adli soruşturma açıldı.”

ÖZEL HABER | Konya’da komşusunun baltalı saldırısıyla eli kırılan 9 yaşındaki Suphi: “Polise, benim kendi kendime yaptığımı söylemişler

Konya’da Suriyeli bir aile, komşusunun saldırısına uğradı. Saldırıda Suriyeli ailenin küçük çocuğu darp edilerek eli kırıldı. Babası Mahmut Hamami ve olayda eli kırılan 9 yaşındaki Suphi yaşananları Serbestiyet’e anlattı.

“Kürt kimliği derinleşiyor fakat aynı zamanda bir merkezileşme eğilimi görülüyor”

“Rawest’in araştırması, Kürt kimliğinin diğer kimliklerden daha da ayrıştığını ve bu farklılaşmanın derinleştiğini gösteriyor. İkinci önemli bulgu: Kürtlerin yaşadığı bölgelerde, gerek sosyolojik olarak gerek siyasal olarak güçlü olan kutuplar değil, merkezi alan. Ve bu alanın genişlemesi. Yani bir toplumsal merkez ve bir siyasal merkezde konumlanma eğilimi Kürtleri tanımlayan önemli bir özellik.”

“Gezi davası, iktidarın yakın geçmişe dair ideolojik hükmünün kanuni hüküm ve gerçeklik haline çevrilme çabası…”

“Batı karşıtlığı, evrensel değerler karşıtlığı ve Türkiye’deki her türlü siyasi hareketin ve farklılığın ‘onların’ kışkırtması sonucu karşımıza çıktığı okuması Gezi davasının da temel okumasıdır. Bu garip rejim hakikati bir sonraki dönem mutlaka çizilip bozulacak.”

Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyareti büyük bir sürecin parçası

“Bu ziyareti değerlendirirken daha önceki açıklamaları ve adımları bir araya getirmek lazım. Bu geziyi anlamlı görmek ve en azından bu meselenin Türkiye’nin kilit meselesi olduğuna dair bir pozitif algının muhalefette oluşmaya başladığını ve karşılık bulduğunu söylemek mümkün.”

ÖZEL HABER | Berat Albayrak’tan içinde ‘Erdoğan’ geçmeyen kitap: Burası Çok Önemli

Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, dün (11 Mart) yayımlanan ‘Burası Çok Önemli’ isimli kitabını babası, annesi, çocukları ve eşine ithaf etti. Kayınpederi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ismi 288 sayfalık kitap boyunca sadece önsözdeki bir cümlede yer aldı. Albayrak kitabında, bakanlığı döneminde attığı ‘cesur’ adımlar sebebiyle kendisine ve Türkiye’ye sistematik saldırılar yöneltildiğini söylüyor; muhalefeti “milli olmamakla”, bazı ekonomistleri ise “yurtdışı istihbarat örgütleriyle ilişkili olmakla” suçluyor.

Türk futbolunda hakem depremi: 13 tecrübeli hakem listeden çıkartıldı, Mete Kalkavan istifa etti, MHK’ya tepki yağıyor

Merkez Hakem Kurulu, aralarında Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus gibi tecrübeli isimlerin de yer aldığı 13 hakemi ligin kalan 10 haftasında görevlendirmeyeceğini açıkladı. MHK’nın kararı spor kamuoyunda deprem etkisi yarattı. MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu, kararı “Türk futbolunun 10 hafta değil, 1 gün bile beklemeye tahammülü yok” diye savundu. Gerekçeyi ikna edici bulmayan spor kamuoyu ve spor yazarları karara sert tepki gösteriyor. Serbestiyet, MHK kararına tepkileri derledi.

“Şu anda gördüğüm, en doğru, en ilkeli aday artıları ve eksileriyle Kemal Kılıçdaroğlu”

“Karşısına kim çıkarsa çıksın, Tayyip Erdoğan ile başa baş yarışacaktır. Bu isim Kılıçdaroğlu da olabilir, İmamoğlu da olabilir. Mesele sadece kimin seçimleri kazanacağı ve başarılı olacağı değil, seçimleri kazandıktan sonra nasıl bir başkanlık, nasıl bir geçiş dönemi, nasıl bir aktörle karşı karşıya olacağımız konusudur.”

Ali Bayramoğlu’yla Bugünler | “Ortak deklarasyon metni, bir siyasi başlangıç noktası, zemin tarifi olarak önemli”

“Siyasete doğru muhalefetin yol aldığını söyleyebiliriz, her ne kadar önerdikleri metin doğrudan bir siyaset metni olmasa da. Bunu önemsemek lazım. Türk siyasetinin hareketi bakımından bu önemli bir adımdır, belirleyici bir adımdır.”

ÖZEL HABER | DİSK, “Halklarla Barış! Nazilerle Savaş!” diyen Rus sendika federasyonunun bildirisini önce yayımladı, sonra kaldırdı

DİSK’in Türkçeye çevirerek sitesinde yer verdiği Rusya Sendikalar Federasyonu’nun açıklamasında “Devlet Başkanı Putin’in Ukrayna’yı Nazilerden arındırma operasyonunu destekliyoruz. Çeteler, milliyetçiler ve Naziler halkın iradesine baskı yapmamalıdır” deniliyordu. Siteye birinci manşet olarak giren bildiri kısa bir süre kaldıktan sonra silindi, yerine DİSK’in olayları “Emperyalist projelerin ve yayılmacı hayallerin çatışması” olarak değerlendiren kendi açıklaması konuldu.

“Erdoğan’ın seçmeniyle kurduğu ilişki sanıldığı gibi irrasyonel değil”

“Siyaset-toplum ilişkisinde Tayyip Erdoğan’ın topluma vaat ettiği şey yeniden merkezileşme. Siyasi merkezin, devletin ve onun etrafındaki ana unsurun yeniden ana taşıyıcı haline gelmesi, buradan hareketle topluma güç, başarı, bağımsız ve güçlü bir gelecek vaat edilmesi. Bütün bunlar hem tehditlerin savuşturulması hem de Türkiye’nin yeniden güçlendirilmesi çerçevesinde kullanılan bir dil olarak karşımıza çıkıyor ve bu güç-başarı ikilisi bence toplum-siyaset ilişkisinin merkezini oluşturuyor.”

ÖZEL HABER | Savaşın ayırdığı iki Suriyeli kardeş, altı yıl sonra İstanbul Havalimanı’nda birbirlerine kavuştu

Ömer Alshogre, 2011’de katıldığı gösteri yüzünden 15 yaşında hapse atıldı ve üç yıl hapishanede işkence gördü. Türkiye’ye sığınan annesinin ödediği rüşvetle cezaevinden çıkıp önce Türkiye’ye kaçtı, sonra Ege denizini botla aşıp İsveç’e gitti. TED ve BM’de yaptığı konuşmalarla yaşadıklarını anlatıp bütün dünyanın dikkatini çekti. İsveç kralından ödül aldı. Artık ünlü bir insan hakları aktivisti olan Ömer Alshogre, altı yıldır ayrı kaldığı kız kardeşine ise dün İstanbul Havalimanı’nda kavuştu: “Savaş bizi 6 yıl ayırdı, bugün yine beraberiz.”

“Ahlatlıbel Zirvesi bir başlangıç olması açısından önemli”

“Önemli konulardan biri bu siyasi partilerin gelecek tasavvurudur. Bu tasavvur, ancak belirli konularda ortak politikaların tanımlanması ile mümkün olur. Nasıl bir dış politika düşünülüyor, devlet dokusu nasıl elden geçirilecek, ne tür bir asker-sivil ilişkisi isteniyor, Kürt meselesi nasıl ele alınacak gibi ucu toplumsal sözleşmeye, farklı gruplar arasındaki ortak noktalara, kimi beklentilere hitap edecek bir siyasi dil gerekli. Ne var ki, bu konuda bu partiler çok geride.”

RÖPORTAJ | Ayhan Bilgen anlatıyor: Yeniden Milli Mücadele’den MAZLUMDER’e, Müslüman Sol’dan HDP’ye: “Dogmatikleşen hareketler ya ölür ya da ölümlerini uzatır”

Aralık 2021’de HDP’den istifa eden ve yeni parti kurma çalışmaları yürüten Ayhan Bilgen partiyle ilgili duyuruyu “Nevruz ile 18 Mart Çanakkale Zaferi haftasını birleştirerek yapmak istediklerini söylüyor, ‘HDP kapatılacak ve yerine Ayhan Bilgen’in partisi getirilecek’ teorilerine ise tepki gösteriyor. Ama biz Ayhan Bilgen ile güncel siyasetten çok geçen ay kurucusu Aykut Edibali vefat eden Yeniden Milli Mücadele Hareketi’nde başlayan İHD ve MAZLUMDER’de süren, Müslüman-Sol hareket, Çatı Partisi girişimiyle devam edip HDP’ye uzanan ilginç siyasi ve fikri yolculuğunu konuştuk.

“Erdoğan, Kürt oylarının muhalefete gitmesini engellemeye çalışıyor”

“AK Parti birçok adamını, birçok ‘kendi Kürdünü’ bölgeye göndererek ve hatta onlara yeniden partide önemli görevler vererek politik bir kuşatmaya soyunuyor. Bunu yaparken de en çok tarikatlarla, din adamlarıyla, Şerif Mardin’in deyişiyle ‘ara kanaat önderleri’ ya da ‘yerel kanaat önderleri’yle yol alıyor. Tabii tarih şekillendirilmez. Güneydoğu’da iki büyük kanal vardır, ırmak vardır. Bunlardan biri daha milli duyguları ile akar Kürtlerin. Diğeri ise dini duyguları ile akar. Bu iki yatağın bir tanesine baraj kurup suları o tarafa kaydırmanın çok mümkün olduğunu sanmıyorum.