Zeynep Sena Çomoğlu

Cansever ile günlükler: “İstanbul, ayağımızın altında bir uçurum”

1999 depreminden sonra olası İstanbul depremi için Deprem Çalışma Grubu’yla çalışmalara başlayan üç Ağa Han ödüllü mimar Turgut Cansever, İstanbul için Kırklareli’de 25.000 kişilik 30 şehir kurma projesini geliştirmiş ama proje siyasi destek olmadığı için rafta kalmıştı. Deprem Çalışma Grubu’nun üyelerinden biri de Çocuk Vakfı başkanı Mustafa Ruhi Şirin’di. Şirin, o günlerde tuttuğu günlüğünü Serbestiyet ile paylaştı: “Turgut Bey, Adapazarı’nın ibret müzesi olarak ve hiç dokunulmadan bırakılması tezine dayanan görüşünü tekrarlamaktan yorulmuyor ve yeni şehirler kurulması gerektiğini anlatıyor. Cansever’e göre İstanbul, ayağımızın altında bir uçurum.”

Turgut Cansever 23 yıl önce planlamıştı: Kırklareli’de 30 şehirlik yeni İstanbul

22 Şubat 2009’da vefat eden, dünyada üç kez Ağa Han ödülü almış tek mimar Turgut Cansever, 1999 Marmara Depremi’nden sonra önce ünlü isimleriyle Deprem Çalışma Grubu’nu kurdu. Bir felaket yaklaşıyordu, binalara güçlendirme yapmak bir seçenekti fakat bu hem çok maliyetli olacaktı. Çare; yeni şehirler kurmaktı. Kırklareli’de 25.000 kişilik 30 şehrin yaklaşık yeri belirlendi. 2003’den 2009’a altı yılda kademeli olarak şehirler toplamda 750.000 kişilik nüfusa ulaşacaktı. Şehirler raylı sistemle İstanbul’a bağlanacaktı. Bütçe hazırlandı, Dünya Bankası’yla kredi için görüşülüp, anlaşıldı. Cansever, beş yıl bu proje üzerinde bütün masrafları kendi karşılayarak çalıştı. Raporlar Başbakan Erdoğan’a mektup olarak iletildi. Cansever, Erdoğan’a sunum da yapmak istedi ama olmadı, “müteahhitlik alışkanlıkları ve aktörleri devreye girdi” ve proje raflarda kaldı.

Kıyamet, Akşam Grubu yüzünden mi yaklaşıyor?

Akşam Grubu tesettürlü kadınlardan oluşan bir müzik grubu. Grubun kurucuları kadın kadına eğlenmenin ve sanat yapmanın da mümkün olduğuna dikkat çekmek, ayrıştırıcı değil birleştirici olmak ve kadınları güçlendirmek istediklerini söylüyorlar. Ebubekir Sofuoğlu gibi muhafazakarlar tarafından kıyamet alameti olarak görülürlerken, bazı sekülerler tarafından ise sadece kadınlara konserler vermeleri sebebiyle eleştiriliyorlar.

“İki mahallede de aynı yobazlıkta insanlar olduğunu görüyorum”

Nebiye Arı, eski gazeteci yeni yönetmen ve komedyen. 12 yaşında takmaya başladığı başörtüsünü 30’lu yaşlarında çıkarmış ve bunun hikayesini stand-up gösterisinde anlatıyor. Ama gösteride başörtüsünü gittiği eylemlerde sekülerlerin sorularından bunaldığı için çıkardığını anlattığı kısa videoyla sosyal medyada linç edildi: “Konya’nın Ereğli ilçesinde büyüdüm. Muhtemelen elit olabilmek için üniversite mezunu olmam gerekiyor ama başörtüsü sorunundan dolayı okuyamadım da. Ama bunu söyleyince de mağduriyet oluyor tabii değil mi? Halbuki bu sadece bir gerçeklik. 34 yaşıma geldim hala üniversite bitirmeye çalışıyorum. Ben şaka yaparken seyirciyi şaşırtmayı amaçlıyorum. Bakınca aslında iki mahallede de aynı yobazlıkta insanlar olduğunu görüyorum. Sekülerlerle de bir derdim yok yani. Derdim sadece bağnazlarla.”

ÖZEL HABER | “Kılıçdaroğlu’nun teklifi çok büyük bir devrim, karşı bir teklifle elimine edilmemeli”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsüne yasal güvence sağlayacak kanun teklifi önermesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyu anayasal düzleme taşımayı ve düzenlemeye aileyi güçlendirecek maddeler de eklemeyi teklif etti. Kanaat önderleri ve sivil toplum örgütlerine bu tartışmayı sorduk. Prof. Dr. Emel Topçu: “CHP’nin kanun teklifi vermesi bence çok çok büyük bir devrim.” Dr. Nursem Keskin Aksay- KADEM: “Hükümetin teklifi kadının toplumdaki yerini bütünsel olarak güçlendirmek üzerine olmalı.” Hülya Şekerci-ÖZGÜR-DER: “CHP gibi bir partinin başkanının bu noktaya gelmesinin önemli bir kazanım olduğunu düşünüyorum her ne niyetle yapmış olursa olsun. Nihal Bengisu Karaca: “AK Parti üzüm yeme değil bağcı dövme planıyla CHP’yi yaşadığı tarihi aydınlanmadan pişman etme amacı taşıyor.”

Cerrahi tekkesinde en güçlü postnişin adayı Ahmet Özhan

Üç yüzyılı aşkın bir tarihi olan Fatih Karagümrük’teki Cerrahi Tekkesi’nin son postnişini Ömer Tuğrul İnançer hayatını kaybetti. Osmanlı’dan itibaren elit ve eğitimli kesimlerin ilgi gösterdiği ve müziğin önemli bir yer tuttuğu tekkenin yeni postnişini büyük bir ihtimalle müzisyen ve oyuncu Ahmet Özhan olacak. 17 yaşından beri tekkede olan Özhan, İnançer’in olmadığı günlerde meşkleri yönetiyordu. Tekkenin ünlü müdavimleri arasında Mazhar Alanson, Gökhan Özoğuz, Sami Özer, Uğur Pektaş, Hasan Kaçan gibi isimler var.

“Üstün Dökmen ‘görünmez imtiyaz’ı ortaya koyuyor”

Felsefeci Enis Doko ve sosyal psikolog Yasin Koç, Prof. Üstün Dökmen'in “Başörtülü psikolog, psikiyatrist olması meslek etiğine aykırıdır, nötr olamazlar" sözlerini Serbestiyet için değerlendirdi. Enis Doko: “Yani Üstün Bey’in sosyolojisinden başörtüsüz olmak nötr gözüküyor olabilir ama bir Müslüman için veya başörtülü için de başörtülü olmak nötrdür…” Yasin Koç: “Nötr kalmak çok apolitik, gereksiz bir bakış. Kimse nötr olamaz ama herkes objektif davranmak durumunda.”

PORTRE | Carina Cuanna: Madımak ateşinde bir “yabancı”

2 Temmuz 1993 günü Sivas Madımak Otel’de çaresizce olayların bitmesini bekleyenler arasında 23 yaşında Hollandalı bir kadın akademisyen de vardı. Leiden Üniversitesi Antropoloji bölümü son sınıf öğrencisi Carina Cuanna Thedora Thuys. Aylar sonra günlüğü annesine teslim edildi. Annesi paketi açtığında yüzüne duman kokusu vurdu. Günlüğüne en son şu satırları düşmüştü: “Bir sürü sloganlar atılıyordu ve bağrışmalar vardı. Bununla birlikte bir sürü de polis vardı. Fakat ben bütün bunlardan ne anlarım ki? Dışarıdan yüksek tonda bağırmalar geliyor ama ne olduğunu anlamıyorum.”

ÖZEL HABER | Eylem Amine Altunkaynak: “Din ticareti endüstrisine kadın girişimci” mi yoksa “Tekamül yolculuğunuzda bir rehber” mi?

Eğitimleri, peçesi, arabası, eğitim ücretleri ve tüm bunları sunuş şekli sosyal medyada büyük eleştirilere sebep oldu. Eylem Amine Altunkaynak’ı takipçilerinden dinledik.

Canlı müzik yasağı müzisyenleri sokağa ve sokakta çalışmaya itti

Canlı müzik yasağı, pandemi yasaklarının tümüyle kalkmasından sonra da devam ediyor. Sağlık bakanının temennisine rağmen durum değişmedi. Geçtiğimiz iki yıl boyunca işsiz kalan müzisyenler enstrümanlarını satarak geçinmeye çalıştı, intihar edenler de oldu. Serbestiyet’in konuştuğu müzisyenlere göre yaşanan süreç, bazı gündelik hayat tercihlerinin istenmediğinin işareti.

“Dışlanmış, sevgiden mahrum bırakılmış erkekler”in öfkeli hareketi: “İncel”ler

“Kadınlar sadece yakışıklı, zengin, statü sahibi erkeklerle birlikte olurken erkekler tüm kadınlarla birlikte olabiliyor ve bu da dezavantajlı erkeklerin yalnız kalmasına yol açıyor…” Genel teorileri bu olan “İncel”ler geçtiğimiz hafta Twitter’da açtıkları sohbet odalarında seslerini ilk kez duyurdular: “Dışlanan, yokluğa bırakılmış, sevgiden mahrum bırakılmış erkeklerin laneti kadınların üzerinde olsun!..” Yeni başlayanlar ya da ilk kez duyanlar için dünyada ve Türkiye’de ‘İncel’ hareketi…

‘Süslüman’ değil manken, altın değil imitasyon, evi değil reklam filmi

Sosyal medyada paylaşılan bir video üzerinden binlerce kişi tarafından “görgüsüz, cahil ve süslüman” diye linç edildi. Tartışılmayan ne siyasi görüşü ne de Müslümanlığı kaldı. Fakat günün sonunda internetten ürünlerini satan bir butiğin çektiği reklam filmindeki modellerden biri, taktığı takıların ise imitasyon olduğu ortaya çıktı.

ÖZEL HABER | Alamet Holistik: yeni bir new age tarikat diye eleştirildi, reklam ajansı videosu çıktı

Mana, İke, Mawa, Kala, Manawa, Pono, Aloha... Sosyal medyada dolaşıma giren bir videoda bu sözcükleri ve anlamlarını Sertab Erener, Refika Birgül, Gupse Özay gibi ünlülerden izleyenler bunun yeni bir new age tarikat olduğunu iddia etti. Ünlüler Hinduluk, Yahudilik, Sabetayistlikle suçlandı. Halbuki video ünlü reklamcı Serdar Erener’in sahibi olduğu Alametifarika reklam ajansının “Alamet Holistic” adını verdikleri değişim felsefesi için çekilmişti. Hawai şaman öğretisinin yedi temel kavramı olan sözcükler de sadece ajanstaki marka takımların yeni isimleriydi

ÖZEL HABER | Metaverse’de ticaret: ‘Cennetten arsa almanın modern hali’ mi gerçek bir fırsat mı?

Metaverse evreninden satın alınan arsalar, uzay gemileri ve binalar sadece görüntüden ibaret ama karşılığında somut binler, yüz binler, milyonlar ödeniyor. Konuyu, Metaverse evreninden arsa satın alan ilk siyasi parti olan DEVA’nın Dijital Dönüşüm ve Teknoloji Politikaları Başkanı Burak Dalgın ve Metaverse evrenlerinden biri olan Star Atlas’tan uzay gemisi satın alan Metin Çolak’la konuştuk.

PORTRE | Fatma Yavuz: “Bir yaraya merhem olma ihtimali” için yaralanmayı göze almak

Fatma Yavuz, 14 yıllık bir Diyanet İşleri Kuran Kursu öğretmeniydi. 2017 yılında katıldığı bir Hrant Dink anmasında kendisine uzatılan bir mikrofona söyledikleriyle tanındı. O günden sonra kendisini “Müslüman Ermeni” olarak tanıtmaya karar verdi. 2019 yılında “İslam, itikat, ibadet, ahlak törelerine uygun olduğunun çevresinde bilinir olması gerekliliği” maddesine aykırılıktan Diyanet’ten ihraç edildi. İmamoğlu’nun davetiyle İBB’nin İnanç Masası’nda çalışmaya başladı. “İBB’de teröristler çalıştırılıyor” suçlamaları sırasında gözler İnanç Masası’na çevirilince Yavuz da eski tweetleri ve Ermeni kimliği üzerinden günlerdir linç ediliyor. Ama tek bir nedenle tercih ettiği kimliğinde ısrarlı: “Ermeni dölü” gibi söylemlerin yaygın olduğu bir ülkede başörtülü bir kadının ağzından bunların duyulmasının bir yaraya merhem olma ihtimali.”

Yargı dizisinde başörtülü polis ve avukatlar göründü, YouTube’da tartışma koptu

Yargı dizisinde figüran rollerde başörtülü polis, avukat görünmesi üzerine dizinin YouTube’daki kanalının yorum bölümünde başörtülülerin bu şekilde temsilinden memnun olanlarla bunu eleştirenler arasında tartışma çıktı. Bir dizi vesilesiyle başörtüsünün yeniden tartışma konusu haline gelmesini Nihal Bengisu Karaca’ya sorduk: “Yakın ya da orta vadeli bir gelecekte sekülerlik adına çok sert rüzgârlar esebilir. O rüzgârda dini ve dindarlığı hatırlatan başörtüsünün/başörtülülerin bedel ödemeyeceğini düşünmek zor.”

Kevser Hanım’ın Atina’sındaki İstanbul

Sıraselviler doğumlu Eleni Hanım, Kurtuluşlu Hristos, Cihangirli Tasos, Samatyalı Aggeliki Hanım... Kimisi 6-7 Eylül Olaylarından sonra, kimisi ise 1964 Kıbrıs olaylarından sonra Türkiye’den Yunanistan’a göçmüş ya da göçmek zorunda kalmış. Onların Türkiye hikayelerini Yunanlı eşiyle yedi yıldır Atina’da yaşayan emekli İngilizce öğretmeni Kevser Benetatos, “Benim Atinam” Instagram hesabında anlatıyor.

ÖZEL HABER| “Allah’ını seven bana yardım etsin ve bir an önce bu ülkeden çıkarsın”

“Almanya & Avrupa Göçmenlik”, “Avrupa İltica ve Göç”, “Ankara Anlaşması UK_TR”, “İçimizdeki İrlandalılar.” Türkiye’den yurtdışına gitmek isteyen binlerce insan Telegram’daki bu ve benzeri gruplarda hayallerini gerçekleştirmenin en pratik yollarını arıyor. O gruplarda bir hafta geçirdik ve genç insanların nasıl olup da “Allah’ını seven bana yardım etsin ve bir an önce bu ülkeden çıkarsın” “Bu ülkede genç olmak beni öldürüyor”, “Geceleri nasıl gideceğimi düşünmekten uyuyamıyorum” noktasına geldiğini anlamaya çalıştık.

Güney Koreli kadınlar ‘ev’den nasıl yıldız oldu?

Şık ve sade döşenmiş evlerinde pencere pervazlarını, kanepelerin altlarını, mutfak tezgâhlarını siliyor, çocuklarına kahvaltı hazırlıyor, akşam yemeği için ekmek pişiriyorlar. Bütün bunları yaparken dünyanın her yerinden milyonlar onları izliyor. Güney Koreli ev kadınları izleyeni önce sıkan ama sonra özendiren ev rutinleriyle Youtube’un yeni fenomenleri… Bu ilgiyi Türkiyeli ve Koreli kadınlarla konuştuk. 8 yıldır Türkiye’de yaşayan Güney Koreli Jihye’nin videolara itirazı var: “Kore’de kadınlar çalışmak zorundadır, bir kadın ev hanımı ise varlıklı demektir.”