Üzerinde “Kudüs’e tek yön” yazılı bu antisemitik görsel,1930’larda Almanya’da Yahudilere yönelik olarak hazırlanmış. Altında da “Kudüs’e ücretsiz bilet, herhangi bir Alman tren istasyonunda geçerli, devredilmez, geri dönüşü olmayan tek yön, dördüncü sınıf” yazıyor. Bazı CHP’li başkanlar Suriyeliler için bu “espriyi” bilerek kullanıyorsa kaynak göstermeli, aynı kalıbı Nazilerden haberdar olmadan tekrarlıyorlarsa da bu zihniyet benzerliği üzerine düşünmeli.
Fransa'da göçmen karşıtı politikalarıyla tanınan aşırı sağcı Ulusal Cephe (FN) partisinin kurucusu Jean-Marie Le Pen, 96 yaşında öldü. Le Pen, 1997’deki Türkiye ziyaretinde Necmettin Erbakan’la görüşmesinden sonra, Erbakan’la hemfikir olduğu konuları şöyle açıklamıştı: “Öncelikle ulus ve vatanperverlik mefhumları konusunda hemfikiriz. Necmettin Erbakan bir vatansever. Ayrıca Avrupa’ya katılmayı reddetme konusunda da hemfikiriz.”
DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel:
Öcalan, İmralı’daki heyetle görüşmesinde Demirtaş’a önemle vurgu yaptı.
Demirtaş bu sürecin tam merkezindedir.
Bahçeli’nin DEM heyetine “Demirtaş’ın isminden bahsetmeyin” dediği iddiası çarpıtmadır. Heyetimize sorduk, böyle bir konuşma geçmemiştir
Meta’nın Facebook ve Instagram platformlarına yapay zeka tarafından oluşturulmuş profilleri entegre edeceğini duyurması, dijital dünyanın sınırlarını yeniden çiziyor. Bu profiller, biyografilerden profil fotoğraflarına, içerik üretiminden kullanıcılarla etkileşime kadar gerçek insan hesaplarını aratmayacak şekilde tasarlanmış. Peki bu ne anlama geliyor? Gelin birlikte tartışalım.
Ben okur yazar insanların bir araya geldiği mekânların tükenişinde biraz farklı bir boyutun, boyutların olduğunu sanıyorum. Birincisi politik pratiğin giderek virtüel bir edim hâline gelmesiyle alâkalı. İkincisi giderek mikro ganglere dönüşen bir birliktelik pratiğinin (sen, ben, bizim oğlan) gelişmesi. Bir araya gelmek için nedenimiz kalmadı. Dolayısıyla bir araya gelebileceğimiz mekânlara da eskisi gibi ihtiyaç yok. Bir araya geldiğimizde ise , “yabancının” olmaması gerekiyor. Mekânın yaratacağı sosyalliğin minimalize edilmesi, dolayısıyla, mecburi. O vakit, mekân kimliksizleştikçe itibar kazanıyor. Bu itibar da parayla satın alınabiliyor. Gelgelelim, “anonim” kalarak gidebileceğimiz yerler de kalmadı artık.