İmamoğlu’nun Taksim’de 23 Nisan kutlamasında elinde Atatürk resmi olan bir bayrak tutan siyahi bir çocukla fotoğrafı, sosyal medyadaki yeni ırkçı dalganın malzemesi oldu. “Türkiye’nin ulusal yapısını değiştirmek isteyen küresel bir saldırının parçası olarak bilinçli” bir şekilde bu fotoğrafın verildiğine inanan mülteci karşıtı hesaplar, çocuğu İmamoğlu’nun yanına getirdiği görülen bir kadını da “Alman ajanı” ilan etti. 8 yaşındaki Efe Ercan’ın babası Türk, annesi Gineli. İstanbul’da doğup büyüyen Efe Ercan’ı İmamoğlu’nun yanına getiren ‘Alman ajanı’ ise babaannesi. Baba Emre Ercan: “Ben neden insanı duygularını kaybetmiş insanlara açıklama yapmak zorunda kalıyorum?”
“Türkiye’de de ideolojik etkilenme, makro planda Marksizmden İttihatçılığa ve Kemalizme doğru aktı. Sosyalist sol, Kemalist önderliğin Millî Mücadele ve Cumhuriyet devrimi başarılarından çok etkilendi kuşkusuz. O gücün, o meşruiyetin, o modernizmin gölgesinde kaldı. Tek Parti’ye, demokrasi açısından kapsamlı bir itiraz platformu ve cephesi oluşturamadı. Ama bu, Kemalizmin siyasî etkisiydi, ideolojik etkisi değil. Atatürkçülüğün kuyruğuna takılmanın teorik gerekçelendirmesi, damarlarında akan asil Marksizm-Leninizm kanında zaten mevcuttu.”
Özgeçmişinde iyi derecede Arapça bildiği yazan, ilahiyat profesörü Ali Erbaş’a sorulan soru ammice değil standart Arapça yani fusha idi. Soruyu temel Arapça eğitimi alan birinin anlamaması mümkün değil. Ayrıca muhabir soruyu iki kez tekrarladı ve sorunun yarısı zaten Selahaddin-i Eyyubi ve Abdulkadir Geylani’yi içeren özel isimlerden ibaretti. Bu derece basit seviyede ve açıklıkta bir soru için tercüman istemesi Arapça anlama ve konuşmada Erbaş’ın yetersizliğini gösteriyor.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Kürsüsü’nden Deniz Baran anlatıyor: Nikaragua’nın Uluslararası Adalet Divanı nezdinde Almanya’ya karşı, İsrail’in Filistin’deki uluslarası hukuk ihlallerine destek verdiği gerekçesiyle açtığı davada ilk raund 8-9 Nisan’daki ihtiyati tedbir duruşmaları ile yapıldı. Nikaragua, ihtiyatı tedbir isterken 2023’ün ikinci yarısında Almanya’nın İsrail’e olan askeri ihracatının kısa bir sürede 10 kata yakın artmasını delil olarak gösterdi. Peki bu veriler Almanya’nın sorumluluğunu doğurur mu?
Patika bağımlılığı; bizim herhangi bir şeyi yapıyor olmaktan gelen alışkanlıklar, onun ürettiği meyiller, onun ürettiği yatkınlıklar, onun ürettiği normlar ve onun ürettiği ahlak bütünü ve bunlardan herhangi birini değiştirmemiz halinde hepsini değiştirmemiz gerektiğinden korkmamız. Patika bağımlılığı endüstride çok olan bir şey. Fabrika kuruyorsun belirli bir teknoloji üzerinden sonra yeni bir teknoloji çıkıyor, o teknolojiye geçemiyorsun. İçinde olduğumuz patikaya dışarıdan bakabilecek miyiz? Onu değiştirmeye cesaret edebilecek miyiz?