Erdoğan, BM’nin 79’uncu Genel Kurulu için gittiği New York’taki Türkevi’nde Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Khan’la görüştü. Erdoğan, İsrail hakkında UCM’deki soykırım davasının sonuçlanmasının çok önemli olduğunu ve Türkiye’nin İsrail’in soykırım suçunun tespiti için elinden geleni yapmaya devam edeceğini söyledi.
“Gelecek nesillerin iradesine ipotek koyacak bir metin”. Tırnak içindeki ifade Hüda Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu tarafından kullanılmıştı. Ülkenin en ‘bağnaz’, dolayısıyla en ‘anti-demokrat’ ve ‘anti-liberal’ partilerinden biri olarak işaret edilen bu hareketin genel başkanının, tek başına (bütün diğer ‘demokrat’ ve ‘liberal’ geçinen partilerden ayrışarak) gerçek bir demokrat-liberal pozisyonu savunması çok ilginç. Üstelik bu pozisyon epistemolojik olarak dinle de çelişkili! Bu ‘yaman’ çelişki Türkiye’yi anlamak için iyi bir fırsat.
Kadın polis memurunu öldüren Yunus Emre Geçti’ye siyah poşet giydirip Hayvan Durum İzleme aracına bindiren polislere soruşturma açıldığı iddiaları hakkında İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: ‘’Alçakça bir yalandır. Bu konuda ne İçişleri Bakanlığımızca, ne Emniyet Genel Müdürlüğümüzce ne de Valiliğimizce herhangi bir soruşturma açılmamıştır.’’
BM Genel Kurulu'na katılmak için New York'a giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile Türkevi'nde görüşecek. Erdoğan ayrıca Ukrayna lideri Zelenskiy ile barış görüşmesi yapacak ve ABD lideri Biden’ın vereceği resepsiyona katılacak.
Anlaşılan bazıları Anayasa’nın ilk dört maddesini bizzat Atatürk’ün yazdığını zannediyor. Halbuki 1924 Anayasası’nda, 1961 Anayasası’nda değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddesi yoktu. 12 Eylül’den sonra anayasa yazmakla görevlendirilen Orhan Aldıkaçtı’nın taslağında, darbecilerin Danışma Meclisi’nden geçen taslakta da yoktu. Dördüncü maddeyi askerlerden oluşan MGK’nin Anayasa Konseyi üretti. Evren ve beşibiryerde de onayladı.
Türkiye’de siyaset, medya, entelektüel tartışma bugün 12 Eylül’ün Danışma Meclisi’nin bile gerisine düşmüş durumda.