Normal ve adil bir dünyada bu soykırımın finali Tel Aviv’deki askeri ve siyasi hedeflerin bombalanması, BM Barış Gücü’nün Gazze’ye müdahalesi ve Netanyahu’nun divanda yargılanması olurdu.Ama böyle bir dünya yok. İsrail’i durdurabilecek tek ülke ABD. Ortaya çıkan İsrail’i durdurma seçeneği de bu plan olabildi. Esas soru şu; Peki bu anlaşmanın alternatifi ne? Anlaşmanın alternatifi şu anda olanların devam etmesi. Planın Filistinliler için en büyük kazancı; ABD ve Arap ve Müslüman ülkelerin 1948’den sonra ilk kez İsrail ile Filistinlilerin arasına girecek olması. Tampon olacaklar. Üçüncü göz olarak meseleye dahil olacaklar. İsrail’in zayıf Filistinlilerle başbaşa hali bitecek. Unutmayalım; 48 öncesi İngiliz kolonyalizmi Filistinliler için bugünden iyiydi.
Netanyahu’nun özellikle Mesihçi Siyonizm’in din kisvesine bürünmüş politik söylem ve uygulamaları, Tevrat’ın adalet, merhamet ve mazlumu koruma ilkeleri açısından değerlendirildiğinde, insanlığa peygamberler aracılığıyla tebliğ edilen kadim değerlerle apaçık bir tezat teşkil etmektedir.
İsmail Beşikçi son 50 yıllık tarihi dönemde Kürt meselesinin kamusal alana taşınmasına önemli katkılarda bulunmuş bir bilim insanı. Diyarbakırlılar, onun yattığı hastanenin önünde, sağlık haberlerini bekliyorlar. İsmail Beşikçi, 7 Ocak 1939, İskilip, Çorum’da doğdu. İskilip’te ilkokulu okuduktan sonra Çorum Lisesi’ni bitirerek, 1962 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. İsmail Beşikçi’yle, Ahmet Güneştekin’in Feshane Sergi Salonundaki “Kayıp Alfabe” isimli eserlerinin sergilendiği 17 Ocak akşamı görüşmüştük.
Şimdi, kendi ülkelerinde demokrasi kararlılığı gösteren Batılı güçlerin başka diyarlarda ve bilhassa Müslüman dünyada ise kamuoyunun denetleyebildiği yönetimler yerine kendilerinin denetleyebildiği otoriter rejimleri niye yeğlediklerini anlıyoruz, değil mi? Çünkü ancak bu takdirde kendilerini ‘meşruiyet odağı’ olarak resmedebilir ve ancak bu şekilde halklarının iradesinin rağmına hükûmetleri kendi iradelerine tâbi kılabilirler. Öte yandan, meşruiyeti kendi halkının özgür iradesinden devşiremeyenler işte bu güç odaklarından meşruiyet dilenirler.
Çözüm Süreci’nde son durumu kabaca böyle özetleyebiliriz. Çarşamba günü uzun adı Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi olan komisyonun önemli bir toplantısını gün boyu Meclis’te izledim.Konuştuğum iktidar partilerinden milletvekilleri komisyonun uzayan dinleme seanslarını, Suriye’deki çözümün beklenmesiyle açıklıyorlar.